Minik Kitap Kurtcukları :-)

Nisan 25, 2014

Nihal'in bloğunda çocuk kitabi görünce anılarım geldi aklıma, paylaşayım biraz dedim:-)

Metehan ilk kitabına baktığında dört ya da beş aylıktı. Henüz oturamıyordu bile:-) Kitaba birlikte bakardık, kedi burda, kuş burda diye. Daha yedi sekiz aylıktı sanırım, neyi sorsam gösterirdi. Ev nerede oğlum? Daaa.. Diyerek minik bir parmak uzanırdı eve:-)

İki yaşında kitapçının maskotu gibiydi. Seçer kitapları, uzun uzun bakar, sonunda "Bunları alacak paramız var mı anne?" diye sorar, içlerinden birini seçer alırız, ya da bir sonraki sefere derim, kabul ederdi. Ne mükemmel anne olduğumu düşünüyordum, bilemezsiniz:-)

Evin içi kitap kaynıyordu haliyle, Tübitak kitapları alırdım en çok, ucuz ve kaliteli olurlardı. Daha eve gelmemizle yapması bir olurdu hepsini. Kitapların ilk sayfalarında bir iki sayfa çözmekle ilgili yazılar olurdu, anlamazdım hiç, bizimkisi bırakmıyordu ki bitene kadar:-)

Bu kadar kitap kurdu olmasına rağmen, ilk okula başlayana kadar okuma öğretmemeyi başardım. ( Ha ha ha, iki harften sonra söktü gerçi:-) Sonrasında da hep kitaplara çok meraklı bir çocuk oldu:-)

Ne harika değil mi:-)

Bu arada malum bir de Bilgehan doğurdum:-) İlk senenin sonunda bu çocuk ya sağır ya mongol şeklinde soru işaretlerim vardı:-)  Kitaba bakacak da ne olduklarını söyleyeceğiz de, ha ha ha:-)  Ağabeyinden kalma o kalın bebek kitaplarından birisini yatmadan önce nasıl koparttıysa burnuna sokmayı başarmış bir küçük adamdan baksediyoruz:-) İlgi ve alâkası bu yöndeydi. Kedi, köpek, renk falan nerede nasıl öğrendiği hakkında hiç bir fikrim yok.

Bir gün, sadece bir gün, kitap alıp eline sayfalarına baktığını görüp heyecanlanmıştım, hemen bak oğlum bu araba, bu ev falan derken, beyefedi kafasını kaldırıp bana baktì, kitabı kapattığı gibi gitti:-)

Babasının Chip dergileri dışında bir şeyle ilgilenmeden geçti yıllar. Derken sanırım dört yaşındaydı, ilk defa noel babadan yapılmamış yapma kitabı istedi:-) Hep ağabeyinin eski kitaplarına bakıyor ya, ilgilenmediğinden ona yeni bir şey almıyoruz tabi:-)

O da okumayı okulda öğrendi. Ve inanılmaz ama o da kitap kurdu oldu. Hatta o ne bulsa okur. Yollardaki tabelalar, açıklama notları, broşürler:-)

Kıssadan hisse, çocuklar kendi bildikleri şekilde, kendi istedikleri gibi öğreniyorlar her şeyi. Bize düşen sadece yanlarında olmak, istediklerinde göstermek. Ve asla karamsarlığa kapılmadan onlara güvenmek:-)

Daha erken yapmak daha iyi olduğu anlamına gelmez, daha geç de daha kötü, sakın unutmayalım:-)

Ay neyse bağlayamadım şöyle bilgece, siz anladınız ne demek istediğimi.

Öptüm canlarım:-)

Benzer yazılarım

17 Yorum yap

  1. günaydın... çok güzel bir tecrübe paylaşımı olmuş. Biz de de aynı kız kitap kudu oğliş gidip karıştırıyoe ama uzun süre din lemiyor. o kadar ilgili değil. :))) belki bizim oğlana da sihirli değnek değer ve sizin oğliş gibi kitap kurdu olur.

    YanıtlaSil
  2. günaydın
    sen sahiden şahane bir annesin:)

    YanıtlaSil
  3. Handan hem komik hem bilgilendirici harika bir yazi yazmissin.sonuna kadar katiliyorum.facebookta bir sayfa acsana ya.birikimlerin ve bu tarz deneyimlerini orda yazsan.

    YanıtlaSil
  4. Neden olmasın Nihalcim, sen Bilgiç'in küçüklüğünü görseydin:-)

    Havvacım elimden geleni yapıyorum işte:-)

    Dur Mehtapcım, aklıma girme, ben burayı zor idare ediyorum:-)

    YanıtlaSil
  5. Seninkiler en azından kitap kurdu olmuşlar Handancım, benimkiler ite kaka benim zorumla okuyorlar.. :( Bu kadar da okumayı seven anneden böyle çocuklar, şaşılacak şey yani... :'(

    YanıtlaSil
  6. Sen geçenlerde yazdığım listeden bir seri seçsenize Selencim, belki hoşlarına giden macera çıkar:-) Hatta hep birlikte okuyun:-)

    YanıtlaSil
  7. çok şiriin :)
    iyi ve doğru rehber olmak çok önemlii :)
    günaydın şeker :)

    YanıtlaSil
  8. Ve çok zor:-) Günaydın Baharcım:-)

    YanıtlaSil
  9. Bak simdi Handan'cim, bu güzel yazini okuyunca benim de anilarim depresti bu konuda. Hele bir anim vardir, bunu simdi burada mutlaka anlatmaliyim:)

    Büyük oglum daha ufacikken, ona her aksam yataga yatirinca kitaplar okurdum, sevsin, alissin simdiden diye (bir de kendim cok sevdigimden, ona okurken en az onun kadar keyif alirdim...bak eger kendim icin okuyorduysam namerdim) :)

    Aksam nöbete gittigim haftalarda ne yapardim biliyor musun? Gündüzden sesimi kasete cekerdim, kaldigimiz yerden devam ederdim yani ve aksam ise giderken walkman'e takar, kulakligi oglusun kafasina gecpi öyle dinletirdim. Yani ben gidince o yataginda yine benim sesimden kitabin devamini dinlemis olurdu:)

    Gel zaman git zaman oglus büyüdü tabii, kendi okumayi söktü, kendisi okumaya basladi kitaplarini. Doksanlardaydi, ben o sira yeni cikmis olan "Sofinin dünyasi" ni okuyordum ve o yazarin tüm kitalarini. Cok sviyordum ilk kitabini ve ogluma dedim ki: Bak Erkan'cim, su an daha kücüksün bu kitap icin, ama eger 15-16 falan oldugunda bu Sofinin dünyasini mutlaka okumalisin, unutma olur mu? Eminim cok seveceksin sen de.

    O sira c ilgilemedi tabii...bulu caginda bir ara hic arasi yoktu kitaplarla (e normal):)dedim eyvah, arasi iyice acildi birdaha okumaz.
    Sonra 17 yasinda falandi galiba, yine okumaya basladi. Bir ara (ben bile unutmustum) bana dedi ki: Anne, hani sen bana birzaman bir kitap tavsiye etmistin, hangisiydi o?
    Alaaaaah, bendeki sevinci bir görecektin tabii:) Hemen cikarip verdim, onu okudu. Sonra o yazarin baska kitabi var mi sende dedi, oooo olmaz mi ayip ettin, tükkan senin evladim dedim:)
    Onlari da okudu ve sonra felsefe okumak istedi ve üniversitede bir dönem felsefe(de) okudu...o yazarin kitaplari sayesinde sevdi felsefeyi (benim gibi)

    Iste böyle.... sayende yine aklima geldi bu hikaye ve duygulandim.
    Hatirlattgin icin sagol canim.

    (Yav amma da yorum yazdim he, bundan bir yaz cikardi be!):)

    YanıtlaSil
  10. "Yaz" degil, "yazi" olacakti o tabii, pardon. Su klavyemden nasil zorum var bilmezsin, sürekli bazi tuslar takiliyor, basmiyor, sinir ediyor beni.

    YanıtlaSil
  11. Henden çok canım sıkılıyor. Bi ara buluşup gezelim kızz. Seni özledim bea.

    YanıtlaSil
  12. yerim ben kitap kurtlarını
    any :)

    yerim o yanakları :)))

    YanıtlaSil
  13. Ayşecim Nihal bir yazı yazdı ben zamanda geri gittim, benim yazım sana ulaştı sen zamanda geri gittin, ne kitapmış:-)

    Ah o kitabı sorduğu zaman ne büyük mutluluktur canım:-) Bakalım bizimkiler ne yapacaklar:-)

    Daisy kız ben çıkamıyorum, sen gel:-) Bak yarın müsaitim, beklerim:-)

    Any oğluşlar tam yemelik:-) Gerçi Metos biraz iskeletora döndü ama onu da kürdan yaparız artık. Ay ben bu muhabbete nasıl girdim şimdi:-)

    YanıtlaSil
  14. Karamsarlığa kapılmadan onlara güvenmek. Çok önemli bir cümle Handan. Hep hatırlamaya çalışıyorum bunu. Bazen çok zor olsada.

    YanıtlaSil
  15. Kesinlikle çok zor oluyor bazen Kadriye, anne olmak kolay değil zaten, değil mi :-)

    YanıtlaSil
  16. ne güzel daisy gidip cay içiyor ben de istanbula gelince ben de iatreim o çaydan... saklamazsanız size iki olsun ...

    YanıtlaSil
  17. Gel Nihalcim, ben sana demlerim taze taze:-) Çocuklar oyuncalara dalar, biz de balkon keyfi yaparız:-)

    YanıtlaSil