Yaz Okuma Şenliği Sonu

Öncelikle haziranda Dünya Kupası vardı.  E bir ay onu izledim ben. Rolland Garros, Wimbledon ve hatta US Open.

Sonra toplamda iki hafta tatil yaptık sanırım.

E film maratonu diye film de izlemeye çalıştım .

E o kadar şeyin arasında kaç kitap okumuşum şimdi göreceğim. On tane oldu mu acaba.

Kategoriler;

1.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 40 puan): İsminde YAZ mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen 
   veya olayların Yaz'da geçtiği dört kitap.

Yaz Bitmesin / İclal Aydın / Epsilon /159 sf
Güneş Yiyen Çingene / Buket Uzuner / Remzi / 120 sf
Fotoğrafı Sana Gönderiyorum / Selim İleri / Doğan Kitap /233 sf

2.Kategori (10 puan): Adında bir Meyve/Sebze ismi olan bir kitap.

Zeytindağı / Falih Rıfkı Atay / MEB / 179 sf

3.Kategori (10 puan): Adı yada konusu Otomobil ile ilgili bir kitap.

4.Kategori (10 puan): Beyazperdeye aktarılmış Dizi/Film olmuş bir kitap.

Başlat /Ernest Cline / Dex / 506 sf

5.Kategori (10 puan): Bir Başka kitabın içinde geçen bir kitap.

Büyük Umutlar / Charles Dickens / Boyut Yayıncılık / 332 sf

(Huysuz Kitapçı Fikry'nin İnanılmaz Hikâyesi'nde geçiyor)


6.Kategori (10 puan): Adında -mek- mak eki almış bir kelime geçen bir kitap.

Ay'ı Boyamak / Semih Gümüş (Derleyen) / Günışığı Kitaplığı /172 sf

7.Kategori (10 puan): Adında Sanat kelimesi geçen veya Sanat temalı bir kitap.

Yaşama Sanatı/ André Maurois / Varlık /180 sf

8.Kategori (10 puan): Adı yada konusu Astroloji ile ilgili bir kitap.

9.Kategori (10 puan): Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK /30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili bir kitap.

Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal'le Mülâkat / Ruşen Eşref Ünaydın / Varlık /80 sf

10.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 20 puan): Türk yada Dünya Klasik lerinden iki kitap.

Gurbet Hikâyeleri ve Yeraltında Dünya Var / Refik Halit Karay / İnkılap / 327 sf
Teneke / Yaşar Kemal / Varlık /88sf

11.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 20 puan): Can yayınlarından herhangi iki kitap.

Uçurtmayı Vurmasınlar / Feride Çiçekoğlu / 102 sf
Yüreğimin Sesini Dinle / Susanna Tamaro / 172 sf 

12.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 20 puan): İkinci kitabın adı birinci kitabın adının ikinci     
     kelimesi ile başlayan iki kitap.

Bir Dilekle Başladı Her Şey / Debbie Macomber / Martı / 463 sf
#Her Şey Aydınlandı / Jonathan Safran Foer / Siren /310 sf

13.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 20 puan): Kapağındaki baskın rengin Mavi olduğu iki kitap.

Ikıgai / H.Garcia ve F Miralles / İndigo Kitap/ 171 sf
Paradokya Adalet Yıldızı ve Kayıp Pusula / Timaş / 366 sf

14.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 40 puan): Şimdiye kadar HİÇ kitabını okumadığınız dört      
     yazardan birer kitap.  [Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı]

Diz Boyu Papatyalar /Tomris Uyar / YKY/ 79 sf
Puslu Kıtalar Atlası / İhsan Oktay Anar/ İletişim / 238 sf
Hiç Kimse Sıradan Değildir / Marcus Zusak / Martı / 455 sf
Sofi'nin Dünyası / Jostein Gaarder/ Pan Yayıncılık/ 579 ( Yüz defa listeye soktum, bu sefer okumayı başarırım umarım :D)

15.Kategori (her kitap 10 puan, ekstra 40 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uygun dört kitap.

Okumak istediğim serilerden dört kitap.

Kan Şarkısı / Anthony Ryan / 661 sf
Kule Efendisi / Anthony Ryan / 645 sf
Ateş Kraliçesi / Anthony Ryan / 702 sf
Çok Gizli Görev / Robert Muchamore /  288 sf

Okunan kitap sayısı : 12  / 120 puan 
Tamamlanan kategori : 2 / 60 puan
Okunan sayfa sayısı : 4395 sf / 43 puan 

Toplamda 223 puanla bitirmişim.

E buna da şükür. Önümüzdeki maçlara bakacağız artık. Hımmm. Sonbahar da benim gezme tozma ayım, bakalım ne kadar okuyacağım   . Ama sırf listeyi hazırlamak bile eğlenceli. Üstelik bir senedir kitap almıyorum, Kasım ayı fuar ayı, uzuuun bir liste yapacağım o zamana kadar :)

Hostellerden Korkmayınız :)

Hostel kavramıyla ilk tanıştığımda onun ne olduğundan hiç haberim yoktu. Doğrusunu söylemek gerekirse tanışmamızdan yıllar sonra öğrendim ne olduğunu :D

Hahaha, nasıl oluyor o iş Handan derseniz.  Ki dediğinizi kabul ediyorum :)

Beş sene önce Danimarka'ya giderken Kopenhag'da çok güzel ve uygun fiyatlı hostel görüp orada kalmaya karar vermiştim. Netekim kaldık da. Bir yandan da neden bu kadar ucuz ki diye düşünüyorum tabi ama neyse.

Odamıza çıkarken bize çarşaflarımızı nevresimlerimizi verdiler. Odada bir çift kişilik yatak , iki ranza vardı.

Ne kadar büyükmüş, neden ki diye düşündük. Mis gibi yastıkların , yatağın üzerine kılıfları geçirirken bizdeki beş yıldızlı otellerin yastıkları bu kadar temiz değildir diyerek mutlu mutlu kaldık.

Seneler sonra hostelin oda değil yatak kiralanan bir yer olduğunu öğrendiğimde çok güldüm kendime.

Evet hostellerde oda değil yatak veriyolar size. Bir de kilitli dolabı var eşyalarınız için. Tuvaletler , duşlar ortak . Kullanabileceğiniz mutfağı var.

Ama bunun dışında odaları olanlar da çok.

Yani ailece gittiğinizde - ya da tek başınıza -oda da tutabiliyorsunuz.

Çarşafları kendinizin sermesi dışında bir farkı kalmıyor otellerden.


Sanırım en son tatille toplam beş hostelde kalmış oldum. Hepsi de tertemizlerdi ve yatak yastık lekesiz, pırıl pırıldı.


Düşündüğümüzün aksine sadece genç gezginler değil küçük büyük çocuklu aileler de kullanıyor hostelleri.

Kutu oyunları ve kitap olan bir oturma alanı ve büyük mutfakları var.


Mutfaklarda herkesin birşeyler yaptığı saatler pek eğlenceli.


Biz kendi halimizdeydik kimseyle pek ilgilenmedik ama arkadaş edinmesi de keyifli olur bence.




Kimilerinde ekstra ücret karşılığı kahvaltı vardı.


Kimilerinde bedava makarna kutusu pişirmen için.


Ya da herkesin giderken fazlalıklarını bıraktığı kutular. Makarna, şeker vs.


Mutfaklar çok temizdi . Kullanan herkes pırıl pırıl bırakmış.  Tencere tava insan gönül rahatlığıyla kullanıyor.


Öyle modern hosteller gördük ki.


Giriş işlemlerini kapısındaki makinadan yaptık mesela bir hostelde. Anahtar kartlar bile orada basılıp verildi.



Asansörü anahtarınla okutup çağırıyordun bir diğerinde. Kabinde kat tuşu yok, kendisi çıkartıyor seni.



Hepsinde emanet bölümü vardı. Sabah uğrayıp eşyalarımızı bırakarak şehri dolaşmaya çıktık.


Bu arada bazı hostellerde çarşaf için ekstra para alıyorlar. Ben Carrefour'dan kilo ile satılan çarşafların en hafiflerinden aldım. On beş liraya işimi hallettim.

Diğer ülkelerde nasıldır bilemiyorum ama kuzey ülkelerinde gönül rahatlığıyla hostellerde kalabilirsiniz.

Gitme plânlarınızı erken yaparsanız çok uygun fiyata kalacak yer sorunu çözülür böylece .

Tabi konumunu da iyi seçin. Ucuza gelsin derken yollarda helâk olmayın.

Demek ki neymiş. Hostellerden korkmuyormuşuz :D

Sonradan Not: Kaldığım hostellerin isimlerini de ekledim. Gerçi çok da önemi yok ben en ucuz olanlar arasından seçmiştim. Bir de son güne kadar iptal edilebilen ön ödemesiz olanlardan rezervasyon yaptırıyorum ki arada indirimlere rastlarsam daha uygun olanıyla değiştiriyorum.

Sonradan Not 2 : Ben gittiğimde NOK 0.55 TL gibi birşeydi. Şimdi 0.77 olmuş. Can'a en ucuz zamanda getirdim demiştim ama bu kadar kısa sürede bu kadar fark olacağını düşünmemiştim doğrusu.

Sonradan Not 3 :Yani ertelemeyin plânları anacım :D

Notun Dibi : Son bişi daha demezsem için rahat etmeyecek , küçük fotoğrafları internetten aldım, büyükler benim çektiklerim.

Hehehe Bakalım Kimler Sıkı Takip Etmiş Gezi Yazılarımı Sınav Vaktiiii :D

Aaa ben böyle bir yazı hazırlıyordum, tamamıyla unutmuşum :) E devam edeyim o zaman.

Bakalım kim en çok cevap verecek. Birinciye kütüphanemden bir kitap göndereceğim :)

1. Geziye hangi ilden başladık?
2. Bankadaki soyguncu kimdi?
3. Bahçede otururken bana hangi güzellik eşlik ediyordu ?
4. Otele girmek için dokuz saat beklediğimiz şehir hangisiydi?
5. Ben kimi çok karizmatik bulmuştum .
6. Hangi konsere gittik ?
7. ABBA Müzesi'nin önünden kimi aradım ?
8. Daracık daracık sokaklar neredeydi?
9. Bu en kolay soru: Gezdiğimiz yerler içinde siz en çok nereyi görmek isterdiniz?
10. Bu da en zoru : Ben en çok nereyi sevmişimdir sizce :D

İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. Hepsini cevaplamak zorundadeğilsiniz.

Gidip eski yazıları okuyup kopya çekmek serbesttir.(İnterrail etiketine basmanız yeterli) Ama aklınıza geleni yazmanızı tercih ederim tabi, daha eğlenceli olur :)


Yaşlanıyorum da Demek İstemiyorum Ama Azizim

Bloğu açtığım senelerde 120 metrekare beş oda bir dev gibi salon olan evimizi kendim boyuyordum.

Ama boyamak dediğim boya al sür şeklinde olmuyordu.   Önce bir gün sabahtan akşama duvardaki ve tavandaki boyaları kazıyordum. Evler temelsiz olup sürekli oynadığından mıdır nedir abartısız hepsi kazınıyordu valla.

Akşam Can geldiğinde bu sefer çatlakları alçılıyorduk. Yirmi kilo alçı harcamışızdır bu işe.

Ertesi gün badanaya başlıyordum.

On beş gün aralıksız badana.

Yemeği, çocuğu, çamaşırı,  ütüsü.

Ben neymişim be abi.

Bir kapı boyadık. Bugün de bilgisayar odasının duvarlarını sildim. Başka birşeye halim kalmadı. Evi süpürüp , prilli su ile yerlerdeki tinerleri sildim bir de.

Temizlenecek satıhların listesini yaptım, bu hızla gelecek bahara ancak biter gibi.

Neyse ben gidip kitabımı okuyayım. Yaz bitiyor okuma şenliği kitaplarım okunmayı bekleyerek geçirdiler üç ayı. Bari elimdeki bitsin .

Tiner Kokulu Evden Günaydınlar

Dün bir anda kapıları boyamaya karar verdik Can'la. (Bir sene artı bir an oldu ama karıştırmıyoruz o kısmı :D )

Kapı tepesinden ruloyu boyanın içine hem de iki kere düşürmeyeydi iyiydi tabi. Her yer boya, dolayısıyla silmek için her yer tiner oldu.

Çocuklar hazır dün gece annemde kalmışken onlar dönmeden temizliğe bilgisayar odasından başlayayım dedim. Aslen yerleri sileceğim ama şu gördüğünüz dolaplar da bizimle ilgilen diye gözümün içine bakmaktalar.



Yerleri halledeyim de sonra o kısma da biraz bakabilirim belki.

Tabi tiner kokusundan sızmazsam bir köşede :D

Sürekli Temizlik Yapmayı Düşünüyorum

Sürekli temizlik yapmayacağım tabi. Düşüncelerimde sürekli o var demek istiyorum ;)

Baharlarda metobolizmam buna odaklanmaya başlıyor hemen. E bayram temizliğini evde misafir varken yarım saatte yaptığım göz önüne alınırsa evde her kıyı köşe benimle ilgilen diye çığırmaya başladı. Bütün yaz üstten üstten idare ettim zira.

Bir kere önce kapılar boyanacak.  Bu kapı meselesi bir senedir var. Geçen sene zımpara yaptıydık, bekliyor öyle. (Bitti:)

Sonra pencereler bütün yaz çamurunu barındırıyor.

Mutfağın her köşesi dökülecek. Ama önce domates savaşım var. 70 kilocuk domates almayı başarırsam :) (Domates bitti:)

Çocukların odası. Sanırım bir hafta sürer. Dolapları döküp düzenlenecek. Kitaplar, oyuncaklar (evet hemen hepsi duruyor) ve kıyafetler.  Ve diğer döküntüler.

Bilgisayar odası kolay da kablolar ölümcül. (Bitti)

Yatak odası herhalde en kolay köşe.

Ve salon.  Evin üçte biri .

Hımmm. Antre bile bir gün sürer yav.

Neyse yaz bitsin önce. Bu sıcakta iş yapılmaz.

Bir de temizlikçi bulaydım kendime. Tek başıma üç erkek pasaklılığıyla uğraşmak ölüm.

Amaaan ben önümüzdeki hafta gezme plânı yapayım. Zaten yağmur yağacak deyor meteoroloji.  Cam mam silinmez şimdi.

Temizlikten gezi plânına ışık hızıyla dönen blogger arkadaşınız hepinize iyi pazarlar dilerrr  :D

Pek Gururlu Sonradan Ekleme : Kapıları boyadıkkkkk!!! :D

İnanılmazzzz :)

Bayramın ilk gününü tam bayram modunda geçirdikten sonra ikinci gününü tam tembellik modunda kitap okuyarak bitirdim.

Dün ise on dört senedir beklediğimiz bir şeyi yaptık.



İnanılmaz Aile 2 yi izlemeye gittik. Sinema salonundaki bıdıkların yanında biraz büyük kaldık ama napalım. Onlar da devamını daha erken yapsalardı :D

Feminist bakışıyla beni benden alan filmde keyifli vakit geçirdik :)


Bu sabah saat yedide önemli bir maçımız vardı :D Mahalledekileri çığlıklarımızla azıcık uyandırmış olabiliriz. Ve senelerdir orada edindiğim sabahları havalı şekilde yürüyen kadın imajım silinmiş de olabilir. Her zaman yürüdüğüm saatte yapmasa mıydık ne :D


Şuraya da nostaljik çizgi film izleyen oğluş fotoğrafları koyup kendime çay almaya gidiyorum şimdi.

Hadi görüşürüz millet.

Yolda olanlar Metehan'ın küçüklük deyişiyle diikat et diikat et didin tamam mı ?

Kolonya İkram Etsene Yavrum Gelenlere :)


Bayramımızın ilk günü kalabalık ve keyifli geçti. Uçuşta olan Can da son demlere yetişti.

Klasiklerimizi yaptık. Yorulduk ama değdi.

Bayramı bayram gibi yaşamayı seviyorum .

Bugün Can yine işe gidecek. Ben de evde kitabımı okumayı hayal etmekteyim.

Bu sabah üşenmeyip yürüyüşe bile çıktım. Şimdi gidip kahvaltı mı hazırlasaaam yoksa koltuğa mı kırılsaaam ona karar vermem lâzım.


Umarım sizlerin de bayramı güzel geçiyordur.

Sevgiler ve öpücükler hepinize :)

En Sevdiğim Filmler Mimi

Sevgili Müjde bir mim başlatmış. Ben de çok sevdim  .

Türlerine göre, en sevdiğin, herkese tavsiye ederim dediğin filmler, diziler hangileri? Bir ya da birden fazla yazabilirsiniz. :) Yerli, yabancı farketmez.

Eveet bakalım benim filmlerime.

1) AŞK FİLMİ

While You Were Sliping
The Holiday
Pretty Woman

2) TARİHİ FİLM

Schindler's List
Hacksaw Ridge
The King's Speech

3) HAPİSANE FİLMİ

The Shawshank Redemption
The Rock
The Last Castle

4) KOVBOY FİLMİ

The Good The Bad And The Ugly
A Fistful Of Dollars
City Slickers

5) BİLİMKURGU FİLM

Terminator 2
Alien
Back to The Future

6) KOMEDİ FİLMİ

Thor Ragnarok
The Blues Brothers
Oh Brother Where Art Thou

7) SAVAŞ FİLMİ

Kelly's Heroes (Hem de müthiş komik)
The Last Samurai
The Hurt Locker

8) HAYVANLI FİLM

Gorillas in The Mist
Hidalgo
L'ours

9) ROMAN UYARLAMASI FİLM

Lord of The Rings
To Kill A Mockingbird
Gone Like The Wind

10) KORKU/GERİLİM FİLMİ

The Sixth Sense
The Others
The Lost Boys (Eski versiyon)

Eminim bir kere daha sıfırdan başlasam farklı filmler gelir aklıma ama şimdilik bunlar kalsın.

Ben de Sibel, Ebrar ve Gülşah'ı ebeliyorum, bakalım onlar hangi filmleri seçecekler.

Queen of Katwe / Limonata Tadında Film Maratonu

Nihayet oluşturduğum listeden bir film izlemeyi başardım :)


Uganda'da Katwe'nin gecekondu bölgesinde (adı gecekondu ama o bile fazla geliyor yaşadıkları yeri tarif etmeye) annesi ve kardeşleriyle zor bir hayat yaşayan Phiona'nın misyonerlik programında satrançla tanışınca hayatı değişir. İlk olarak yulaf lapasının cazibesine kapılsa da (ah o şeyi ilk yediği gün ne hüzünlü geldi bana.) sıkı bir satranç zekâsı olduğu ortaya çıkar.

Satrançla önüne açılan yeni dünyalar hayatını sorgulamasına, ailesi ve yaşamını yadırgamasına ve kendisini yetersiz hissetmesine yol açsa da koçunun yardımıyla bu durumu aşar.

Kendisi de öyle ortamlardan gelmiş ama okuldan birincilikle mühendis olarak mezun olmuş koçun iş bulana kadar geçici olarak başladığı bu misyonerlik işini bırakmaması , eşinin ona desteği, Phiona ve çevresindekilerin insafsız hayat koşulları, babası öldükten sonra dört çocuğuyla ayakta kalmaya çalışan annesinin namusundan ödün vermeden çabalamaları insanı etkiliyor.

Üstelik yine gerçek hayat hikâyesi  . Kapanış jeneriğinde oyuncular birer birer canlandırdıkları kişilerle birlikte çıkıyorlar sahneye.

Film biterken dünya üzerindeki güzel insanlara teşekkür ediyorum içimden. Hâlâ umut varsa onlar sayesinde var.

İçinden Dalga Geçen Fotoğraflar :)

Sabah sakin ve yüzmeye elverişli olan sahil akşamları dalga havuzuna dönüyordu. Eh dalga havuzunda kim eğlenmez ki :)

Bu sıcaklarda bunalanlara gelsin bu fotoğraflar. Eh içlerine sakladığım şarkılar da sizin olsun :)






Yaz Abur Cuburu 2018

Öneri Makinesi geçen sene hazırladığı Ya Abur Cuburu mimini gelenekselleştirmiş, Sibel de beni mimlemiş. Geçen sene de çok severek yapmıştım , yine büyük keyifle başına oturdum. Hatta utanmadan yeni çıkmış albüm arıyorum şu anda  ,o kadar gündemden uzağım ki :D Neyse gittiğim ve gitmeyi düşündüğüm konserlerle yetinebilirim bence :)

1. Yazın çıkan çok sevdiğin sanatçıdan/gruptan bir şarkı

Bi dakka, albümü dinliyorum şu anda. Hah şu harika dersem hemen yazacağım :D

Yok o albüm beni sarmadı.

Aaa buldum buldum :)



2. Bu yaz en yeni keşfin

Bu yaz yeni keşfim Metehan'ın bulduğu Ye Banished Privateers grubu. İrlanda ve İskoçya folk müzikleri modunda 30 kişilik bir grup. Üstelik bak dinlediğim albümü de yeniymiş. 2017 de çıkmış. Yürüyüş yaparken ve yolda çok iyi gidiyor. Tavsiye ederim.



3. Bu yaz sürekli dinlediğin bir şarkı

Hımmm. Sürekli dinlediğim demesek de fiyord turunda dolaşırken sürekli dilime dolanan şarkıyı koyalım buraya :)



4. Bu yaz en çok duyduğun şarkı/albüm

Ya ben dışarıda pek dolaşmadığım,  dolaşsam da kulağımda kendi müziğim olduğu için duyduğum bir şarkı olmuyor. Olsa da çabucak siliyorum aklımdan sanırım. Ama bunu yazayım, hediyelik eşya dükkanında gezerken dinledim bol bol :)



5. Bu yaz eski de olsa dinlemekten vazgeçemediğin şarkı

Ehehehe bana bunlarla gelin işte :) Bu yazın mucizesi GunsNRoses konseriydi malum. Konseri bir hafta önce öğrenip,tatil planlarımızı hemen değiştirerek kapısına gittiğimiz ve sevgili İngmar ile tanışıp biletlerini almamız üzerine hangi şarkı dinlenir :)



6. Sence bu yazın en favori hiti

Bence en favori hiti bu. Ama hangi yazdan kalma bilmiyorum :)



7. Senin bu yazını anlatan bir şarkı

Bu da gittiğim diğer konserden bir şarkı olsun.


Çok eğlendim bu mimi yaparken. Şarkılara ulaşmak için fotoğraflara tıklayın dememe gerek var mı bilmiyorum . Neyse dedim gitti :)

Ben de Mukaddes, Müjde , Yıldız ve Sev 'i mimliyorum. Bakalım onlar bu yaz neleri dinlemişler.

Keyif Günü

Dün yol çok uzun sürdü. Şimdiden bayram trafiği başlamış. Arada bir de zincirleme kaza yapanların kapattığı yol vardı. Akşam dokuzda ancak eve varabildik.


Tatile giderken ev derli toplu olur , biz döner dönmez her yer karışır . Dün akşam azimle öyle olmaması için uğraştım.

Deniz çantasındakileri hemen yıkadım. Ayakkabıları, terlikleri, kabloları yerlerine yerleştirdim. Zaten çok kıyafet almamıştım ve temizlerle kirlileri ayırıp yerleştirmiştim çantaya. Temizler yerine kirliler banyoya gitti.

O da ne. Evim derli toplu kaldııı.

Onun için bugüüün bir köşeye uzanıp kitap okuma günü benim için . Hava da gürlüyor, bulutlu ve karanlık. Tam keyif yapmalık :)


Hepinize günaydın. Unutmayın bugün yaşasın, hatta çok yaşasın Cuma :)

Tatile gidenlerin yolları açık olsun  . Evde duranları huzur sarmalasın . Yüreğinize bayram sevinci yerleşsin.

Sabahın İlk Saatleri


 Buradaki son sabah. Sadece üç gün  olsa da denize ve dalga sesine doyduk.



Sabahları sakin sakin yüzdük. Akşamları dalgalarla oynadık. Ege Denizi ile özlem giderdik.


Çam kokusunu içimize çektik bol bol. Şimdi bir kere daha dalıp çıktıktan sonra yola koyulma vaktidir.