BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

:)

İyi ki insanlık tarihi hep benim gibilerden oluşmuyor.

Ne olsa şükredip elindekilerle memnun olan insanlarla zırnık ilerleme olmazdı hiçbir alanda :D

Bizden

Bu, dün akşam gittiğimiz sitenin parkında keyif yapan oğluşlar. Gerçi ağabey oğluş artık büyümüş, pek fazla ilgilenmedi parkla, topsuz gitmemek gerek.

Bu, onlar parktayken benim seyrettiğim gökyüzü manzarası. Güya fotoğraf çekecektim ama güneş battığı için ışığı kaçırdım.

Bu, öğleyin okula giden oğluş ve babasının balkonumuzdan görüntüsü.

Bu da ben onları yolcu etmek için balkona çıktığımda binbir çeşit ses çıkartarak öten misafir :)

Herkese günaydın...
Güzel bir güne açılsın sabahımız...

Partiden

Partimiz "Neşeli Ayaklar" dı çünkü sevgili Eylül onlarla dans etmeyi çok seviyordu. Biz küçüktü, anlar mıydı diye düşüne duralım kesme biçme faaliyetlerinde büyük bir hevesle yer alarak hepimizi utandırdı :D (Fotoğrafta kendisi pembe penguen maskesini keserken görüntüleniyor :)

(Tabi kızlarla dolu bir partiye sadece iki pembe penguen maskesi yaparak gitmek benim hatamdı :D )




Biz en çok bu şirin tipleri beğendik yaptıklarımızdan.

Ne yazık ki ben fotoğraf makinamı götürmediğim için daha fazla fotoğrafım yok. Yoksa penguen kılığına girip dans ettiğimiz sahneler de güzeldi. Sonra buzdaki penguenler. Eeee, çocuklara alınmış penguen oyununu oynamaya dalmış babalar :)

İyi ki doğdun Eylül :D

Gün-lük

Sabah 6:30 saatin zilinin çalması, kalkış. Büyük oğluşa kahvaltı. Hazırlanma. Üzerimizi giyinip 7:15 gibi okula gitme. Okul yolu servise binmeyecek kadar kısa, tek başına gönderemeyecek kadar yoğun bir caddeye sahip. Zaten oğluşun çantası da yüz kilo. Ben taşırken omuzum kopuyor oğluşa nasıl taşıtayım.

Hava yağmurlu değilse dönüş yolunda anneme telefon." Yürüyüşe geliyor musun?" Yarım saat güvercinler ve ağaçlar arasında yürüyüş. Anneyle sohbet . Dönüşte fırından ekmek. (Poğaçalara bakmadan fırından çık)

Eve dönüşte uyanmış yatakta kitap keyfi yapan oğluşla kahvaltı. Onun dersleri. Öğle yemeği hazırlıkları. Beslenme çantası hazırlıkları. Saat 12:10 gibi yeniden gidip giyinme. Küçük oğluşu okula verip büyükünü alma :)

İkinci öğle yemeği faslı. Bu arada babamız da uyanmış, aman günaydın :) Büyük oğluşun ödevleri, araştırmaları. Çamaşır, ütü, süpürge. Hâlâ yerleşmemiş eşyalara yer arama operasyonları.

O da ne akşam olmuş bile. Saat beş alarmı çalıyor. Ay yine git üst değiştir. İnan okul yolu falan değil beni bu günde üç posta üst giyinmek öldürecek. Küçük oğluşu al okuldan.

Dım tıs dırım tıs trinom falan :D

Amaaann

Özel, mözel boşver, sıradan keyifli bir gün geçirelim yeter :)

Korkusuz...

Ben de saplarından çektikleri tekerlekli çantalarını hiç umursamadan ve hızlarını kesmeden merdivenden indiren çocuklar gibi olmak istiyorum.

Çanta kırılırmış, devrilirmiş korkusu olmadan, dönüp bakmadan gidiyorlar.



Biraz nostaljikim bu akşam, seksenlerde dolaştım :D

...


Sitenin bahçesinde keşif gezisinden :D
Fotoğraf makinamın pili bitmişti, hiç çekim yapamadım. Pek yakında nefis sonbahar görüntüleri yakalamayı umuyorum bu bahçede.
Herkese günaydın. Gülümseyen bir haftaya açılsın sabahımız....

Kırkıncı Doğumgünümü...

Sevdiklerimle kutladım. Sevdiğim şehirde kutladım.

Karman çorman bir evin ortasında kalabalık ve kahkahayla kutladım.

Bir kere yetmedi iki kere kutladım :)

Akan bir burun, benim olmayan bir sesle kutladım.

Ağrıyan kolumun, dizimin ve bilimum eklemimin verdiği yaşlanma efektiyle kutladım :)

Belirsizliklerin ortasında belirli olan güzelliklere sarılarak kutladım.


İYİ Kİ DOĞMUŞUM :D

İnsan içine sığabilmek için bu kadar uğraşmak zorunda kaldığı bir evi neden kiralar?



Bunun için desem :D