Mutlu Yıllar


 Yılın son gezisini anlatmaya yetişemedim bugün. Yıllar sonra ilk noel pazarı kaçamağımızdı. Uzun uzun yazmak istediğim için gelecek seneye kaldı artık :P


Yeni yıl değerlendirmesi, hedefler felan da seneye kaldı.

Reba'nın Christmas in Tune izledim uçakta, çıtır çerez yılbaşı filmi , izlenebilir. Dün akşam da apple tv de Bir Şans Daha filmini izledim. Lay lay lom noel filminden biraz daha ağır ilerleyişi vardı ama sevdim. 

Şimdi gidip biraz uyuklayacağım. Akşam geleneksel olarak annemdeyiz. 

Hepinizin yeni yılı kutlu olsun.

Bu yıl ertelediklerinizi, yapamam dediklerinizi irdeleyip , nasıl yapabilirimi düşünmeye başlayın, düşünmeye başlayınca zaten yollar açılır, nasıl olduğuna siz bile şaşırırsınız.

Her sene dilekler dileyip asarız. Ben hep gülen yüzler çizerim. Sonuçta her dileğin sonucu o diye düşünürüm. Geçen sene ilk defa ev almayı diledim. Artık nasıl bunaldıysam taşınacak olduğum için. Çok ilginç ve sıkıntılı bir süreç geçirdik ama dileğime ulaştık sonuçta. 

Dilek dilemekten, olacağını hayal etmekten, hayatın mucizelerini görmekten ve kötü giden şeylerin bir  hayra sebep olduğuna inanmaktan vazgeçmeyin. 

Mutlu yıllar :)

Kendime Zılgıt

Ya aslında yazıyı okumasanız da olur, buraya yazayım da belki yaparım diye şeettim.

Bak Handan hâlâ kartlar, paketler evde. İade edilecekleri de iade etmedin. 

Şimdi hemen zarflara adresleri yazıyorsun. Bugün bu işler bitecek. 

Ay üzerinde yük gibi kaldı, bi rahat edemiyorsun. İşlerini bitir. Haftaya doktor randevularına odaklan. Beni deli etme.

Hadi yavrum, hadi hadi. Hadeeeee...

14.54 güncellemesi. 5 koli ve on beş zarf yazıldı postalandı. Hatta Can aldığı dandirik duvar saatini geri yolluyor. Şimdi lcw den aldıklarımı iade etmeye çalışacağım. Hazır gitmişken bir de film izlemeyi araya sıkıştırsak diyoruz. Üzerimden kocaman yük kalktı resmen .

22.15 güncellemesi. Tüm liste tamam, üzerine Avatar izlendi, üzerine çanta hazırlandı, yarın küçük bir kaçamak zamanı :) 

Geleneksel Yılbaşı Partisi


 Önceki yazımda bu sefer geleneksel dörtlü toplanamayacak gibiyiz demiştim ama bir şekilde yine bir araya geldik çok şükür.

Parti havası ortama biraz fazla geleceğinden sakin bir akşam yemeği moduna çevirdik. Sakin de başlamıştı ama Bilgehan'ın dediği çıktı. Siz bir araya gelince parti olur zaten anne diyordu :) 

Birbirimize çok iyi geliyoruz kesinlikle. Sofra hazırlarken gündemimizdeki ciddi olayları birbirimizle paylaştık ama şu fotoğrafı çektirdikten sonra hastalıklar, yorgunluklar, uykusuzluklar dışarıda kaldı, sohbetler, takılmalar yavaş yavaş kahkahalara kaydı. Uüzümüzde bir tebessüm, kocaman sarılıp birbirimize kendimizi yenileyip büyülü bir gece geçirdik .

Ah, sağlıkla, huzurla , mutlulukla daha nice partiler yapalım.




İnstagramda rastlayıp hoşuma giden pratik tabakları yaptım, size de yılbaşı gecesi ilham olur belki diye paylaşıyorum :)

Hayatınıza birlikte gülümseyeceğiniz insanları, baktıkça gülğmseyeceğiniz ayrıntıları, hatırladıkça gülümseyeceğiniz anları katın, sonuçta o anda yakalabildikleriniz sizinle kalıyor, gerisi koşturmaca, uğraşmaca.

İyi pazarlar.


Yaş Almak

Bugünler pek koşuşturmalı geçiyor. Ama aynı zamanda ortaya çıkartabildiğim birşey de yok. Ne kartlarımızı yazabildik ne hediyelerimi postalayabildim. Upuzuuuun bir alınması gereken randevular listem var hiçbirisi ile ilgilenemedim. Yapamadıkça üzerime üzerime iyice geliyorlar.

Yarın akşam geleneksel partimizi yapacaktık ama içimizden birinin annesi rahatsızlanmış bugün. Zaten diğerinin babası ameliyat olmuştu, moral olsun hadi gel demiştik. Bir diğeri de bilet fiyatları uçmuş olduğundan Londra'dan gelemedi. Sonuçta partiyi erteledik ama akşam yemeği için buluşacağız. 

Hayat ... Çalışıyorsun çabalıyorsun, çocuklar doğuyor, büyüyor, tam evet artık düzenimi oturttum diyorsun. Çocuklar gidiyor. Büyükler hastalanıyor. Bu sefer başka koşuşturmalar başlıyor. Önceden param olsa zamanım olsa da yapsam dediğin şeyleri, aman sağlıklı olsam da gitsem, kimse hastalanmasa da buluşsama falan çeviriyorsun . 

Bu arada yaşlanıyorsun. Dış görünüş olarak desteklerle idare etsen bile endişe seviyen artmaya başlıyor, evden tatile çıkarken yeni yerler görme heyecanı yerine yavaş yavaş endişeler yerleşmeye başlıyor hissetirmeden. Her yılbaşında, bayramda , doğumgününde bir sonrakine sağlıkla sıhhatle hep beraber ulaşmayı dilerken buluyorsun kendini. Olumsuz hayat tecrübelerin filin bacağına bağlanmış ip gibi yaşama özgürlüğünü sınırlıyor. Hayatta olmaz diye kestirip atıyorsun meselâ. Ya da her şeye söylenmeye başlıyorsun. Alıştığın şeylerin dışına çıkasın gelmiyor. Sürekli aynı yere yemeğe götürüyor ayakların , emin olduğun bir lezzet varken riske atmaya ne gerek var diye düşünüyorsun.

Hayat..

Sinsi sinsi içine süzülen yaşlılığa karşı koymak istiyorsun ama yorgunsun, kabuğuna çekilip beklemenin dayanılmaz cazibesi sarıp sarmalıyor. Hani donarak ölürken bir yerden sonra ısınıp mutlu olurmuş ya insan, kılını kıpırdatası gelmezmiş. Donuyorsun anlamadan.

Neyse , hüzünlenme zamanı değil şimdi, keyifli anları koyayım ben buraya. İçlerine de keyifli şarkılar saklayayım, tıklayıp alın :)


Önceki fincanıma kardeş aldım Balat'taki antikacıdan. 


Bunu da aynı antikacının instagramdaki açık arttırmasından almıştım ama şabalak ben kahve fincanı olduğunu anlamamışım. 


Koltuklarıma renk katmak için yastık yüzü bakıyordum. Sağdakini üç saat sıra beklediğim ünlü kermesten aldım, soldakini Kadıköy'de önünden geçerken gördüğüm dükkândan.


Çarşamba günü Maltepe Sahil 'e gittik. İlk defa Saka Kuşu gördüm orada. Çınar Kozalaklarını yiyorlardı. Çok tatlıydılar.





Annemle pazar gidip dönüşte bizde kahvaltı yaptık. Sıradan bir gün fotoğrafı çektim. 


Havalar soğudu ama balkon kaçamaklarım bitmiyor. Şu fulyaları da alalı bir hafta olacak neredeyse balkonda durunca solmadılar hemen .


Pazar günü Metehan'ın dans kulübünün sene sonu partisi vardı. 


Ve 21 Aralık, geleneksel ağaç süsleme gecemiz. Öyle çok süs birikmiş ki neredeyse tüm evi süsledik.

Annemin çok sevdiğim bir şiiri bile bitireyim yazımı .

Çok Yaşa

Bugün,
Yarın,
Güzel gün,
Daha güzel gün,
Bekleme; Yaşa!..

İki hastalık arasında
Gülümse;
İki ölüm arasında
Çok yaşa!..

Halide Karamahmutoğlu

Çok yaşayın arkadaşlar...

Bu Sabah

Gün doğarken bir an öyle masalsı bir ışık vurdu ki , kahvaltıya gelecek misafir için yapmam gerekenleri bırakıp şu ânın tadını çıkarttım.


 

Özel Fener Rum Ortaokul ve Lisesi

Nasıl böyle bir çılgınlık yapıp da oraya gitmeye karar verdim hiç bilmiyorum. Şans eseri instagramda önüme düştü bugün orada yılbaşı kermesi olacağı. Gidenler bilir ,bu okul Balat'ın en güzel binasıdır ve içine girilmez. Yokuşun üzerindedir. Daracık br sokakta olduğundan yakından fotoğrafı da oek çekilemez. Uzaktan, bazı sokaklardan giderken ya da vapurdan çekebilirsiniz ancak. İşte o okul kermeste kapısını açıyormuş. Arkadaşım Canan'a da söyledim, geçen haftadan plân yaptık.

Hava da nasıl güzel. Mart Nisanda olmadı böyle hava. 20 derece falan.

Üsküdar'dan Haliç hattına bindik, nasıl kuyruk var motorda. Ek sefer koyacaklarını söylediler. Neyse, motordan indik , anaaa, o kalabalık okula doğru gidiyor.

Ne bir düzen ne bir ayarlama, bir kenarda sıraya girenler yanlarından geçip önlere gidenler falan tam bir curcunaydı . Saat bir buçukta kuyruğa girdik sanırım dörde geliyordu içeri varabildiğimizde. 

Eh beklerken sıkıldıkça fotoğraf çekerek vakit geçirmiş olabiliriz :D

E hadi, fazla söze gerek yok, sizi okulun içine götürüyorum:)





































Not : Fotoğraflara Sia şarkıları sakladım, tıklayıp almayı unutmayın :)

Oradan Buradan

Bir çılgınlık yapıp lcw nin internet sitesinden bir sürü sipariş verdim. Şimdi çoğunu geri götürmem gerekiyor, XL pijama küçük, L kazak devasa oldu, elbisenin beseni tam ama basen kısmı kulakçıklı benim gibi baseni olmayan birisinde tuhaf durdu, süetere emin olamadım çok kötü değil aslında ama neredeyse dizime inecek. Tayt giyerken iyi olabilir. 


Dün arkadaşım bana gelirken yukarıdaki fotoğrafı çekti. Bir begonvil ne kadar güzelleştiriyor bir apartmanı, değil mi ? 


Metehan hafta sonu dans yarışmasına katılmıştı. Çok tatlı bu japonlar. O yarışmaya katılmak isteyen bir tek Metehan'dı. Üst sınıflardan bir kız partneri olmuş ki katılabilsin diye. Bir pazar günü , sabahın beşinde kalkıp altı buçuk trenine binerek iki saat yol gittiklerini düşünürsek bayağı güzel bir jest.


Geçen hafta balkona menekşeler aldım. Boş saksılarım güzelleştiler :)


Kış güneşi çok güzel , değil mi ?


Mutfağın sevdiğim köşesi. Kapıdan içeri girerken şu renkleri  görmek beni mutlu ediyor. Öyle kullanışlı ki mutfak , kendim plânladığım halde ben bile şaşkınım böylesi rahatlığına. Bir de güzel avize bulsam üzerine iyi olacak. Dört ampulle evin en kocaman avizesi olabilir :D


Geçen hafta Bilgehan'la okul çıkışı buluşup Kadıköy'de dolaştık. Fotoğraf çekecektik ama onun makinasının pili şarj tutmamış, ben zaten evde unutmuşum:D


Akşam sefası :)


 Bu da dün akşamın sefası. Maç başlamadan hemen önce.

Can Fransa şampiyon olacak diyordu turnuvanın başından beri benim gönlüm Arjantin'deydi. Pazar günü birbirimizi kızdıra kızdıra izleriz artık:)

Bu sene pek tembeliz. Daha hâlâ kartlarımızı hazırlamadık. Bakayım pazar akşamı yapabilecek miyiz ? Belki bu akşam Bilgehan'la yaparız bir şeyler . Can gelince yazarız arkalarını.

B vitamini almam gerekiyor galiba. Buzdolabı manyetlerinden sonra paketlemeye başladığım minik çekiliş hediyelerimi de bulamıyorum. Misafir gelecek diye kaldırmıştım masadan. Kendimi kaybetmesem bari. 

Fotoğraflara Türkçe rock şarkılar sakladım, tıklayıp almayı unutmayın.

Hepinize güzel günler, ben yolumu bulabilirsem bi yürüyüşe gideyim bari :D