Kitap Salı

Mayıs 19, 2020

Eveet, öncelikle bu hafta en sonunda Diriliş'i bitirdim. Tolstoy'un daha önce okuduğum Tanrı'nın Egemenliği İçimizdedir kitabında anlattıklarının hepsi bu kitapta vardı.  Kiliseler, mahkemeler, zenginler, devrimciler, hepsini eleştiriyor, başkahramanımızın adım adım uyanıp dünyayı yeni bir bakışla görmesini anlatıyordu. Cümleler çok güzeldi. Beklediğim gibi daralıp içim sıkılmadı. Keyifle okudum. Ama tabi uzun sürdü.

Gelelim ikinci kitabımıza.


İsminde bahar geçen bir kitap ararken gördüm bu kitabı. Sheakspeare 'i Can Yücel'in çevirisi ile okumak gözüme pek güzel gözüktü. Gerçekten de her satırda onun izleri vardı.

Küçük bir öyküydü. Tiyatro eseri olup sadece konuşmalarla gidince ve konulmalar da makinalı tüfek gibi ilerleyince biraz adapte olmam zor oldu ama sonra alıştım. Oldukça hicivli, laf sokuşturan, belden aşağı vuran,  nefes nefese bir oyundu.

Kitabın en sonunda Cin'in dediklerini okurken aklıma Ölü Ozanlar Derneği'ndeki tiyatro oyunu geldi. Eee, ama onun ismi Bahar Noktası değildi diye düşündüm.  Biraz araştırınca Bir Yaz Gecesi Rüyası olduğunu fark ettim bu kitabın. (Tabi kitabın arkasını okuyaymışım önce zaten bilecekmişim ama üstüme gelmeyin tamam mı kendi kendime anlamamla gurur duyuyorum şu an)

Şimdi bir de başka çevirilerini okuyup Bir Yaz Gecesi Rüyası ile Bahar Noktası arasındaki farklara bakmayı düşünüyorum :) Metos'a da söyleyeyim, o da merak eder eminim.


" Doğruyu söylemek yetmiyor, doğruyu doğru söylemek gerek!"



Üçüncü kitap klasik Sunay Akın kitabı,  anlatımı. Arada yazım hataları var sanırım, pek sevemedim baskıyı.



Batan gemi hikâyeleri olduğundan pek hüzünlü bir kitapmış.

İndependenta kısmında zamanda yolculuk yaptım. Çarpışmanın olduğu geceyi, o gürültüyü, sabaha kadar ufukta gördüğümüz ateşi. Şimdiki gibi internet falan da yok, insan ne olduğunu da anlamıyor. Ertesi gün okula giderken kapkaranlık havanın içime verdiği ürküntüyü hâlâ hatırlarım. Dumandan güneşi görememiştik. Sokaklardan parçalarını topluyorduk. Keşke saklasaymışım. Sonra bir gece yine patlamıştı.


" Bir denizaltının gemilerin birbiri ardına sıralandığı bir konvoya, iskele ya da sancak tarafından cephe oluşturmasıyla "T" harfi çıkar ortaya. Böylesi bir konum sonrasında denizaltı için tüm gemiler avlanacak keklik gibidir. Denizcilik dilinde bu duruma "ti'ye almak" denir"

" Yazarların denizin ortasında gemisi batmış bir denizci gibi her zaman yalnız olduklarına inanırım.  Dünyadaki en yalnız meslektir yazarlık. Yazmana hiç kimse yardım edemez" GG Marquez


Bu arada telefonumdan da her fırsatta bu kitabı okuyorum. Merak edene gönderebilirim de .

Bilimkurgu kitap ve filmlerde fördüğümüz şeylerin gerçek hayatta yapılıp yapılamayacağına ilişkin  fizik kitabı, herkesin anlaabileceği şekilde anlatılmış. Her sayfada birşeylere şaşırıyorum.

Meselâ King Kong'un gerçek hayatta olsa ayaklarının üzerinde bile duramayacağını hiç düşünmemiştim.  Kuantum fiziği, taramalı tünelleme mikroskopları ne bileyim metamaddeler falan okurken keşke aklımda kalsa bunlar diye hayıflandığım güzellikler. Serde mühendislik var anacım. Hoşuma gitti. Neredeyse yarılamışım, doğrusu böyle çabuk okuyabileceğimi düşünmemiştim. Haftaya olmasa da şenli sonuna kadar bitiririm sanırım.


Ooo dördüncü kitaba bile geldim. Sanırım yeni yapboza başlamayıp tv izlemek de istemeyince bu hafta güzel okumuşum. Sırt ağrım artınca kendime koltuk dinlenmesi vermem de cabası :) Henüz üçte birini bitirebildim gerçi.


Kürşat Başar'ın kitaplarını okurken kendi yazmayı düşündüğüm cümleleri bulmak beni kıskandırıyor sanırım. Çok güzel yazıyor. Her bir cümleyi başka bir keyifle okuyorum.


" Deli gibi sevdiğiniz birine onun sizi neden öyle sevmediğini sorduğunuzda vereceği cevap neyi açıklayabilir ki? Ve açıklasa bile sahiden sizi rahatlatır mı? "

" Karşımdaki kim oluyordu da ona yalan söylemek zorunda kalıyorum diye kızardım kendime."

" 'Buraya bütün bu formülleri öğrenmeye gelmiyoruz aslında ' demişti Tolga bir keresinde,  ' buraya, gelecekte kimseyi rahatsız etmememiz için istenen kalıba girmeye geliyoruz...' "

Evet bu hafta salımız oldukça dolmuş, ne mutlu bana :) Bakalım haftaya neler okumuş olacağım :)

Benzer yazılarım

6 Yorum yap

  1. çok kıskandım, ne çok okumuşsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsan başlayıp bitirdiğim 2 kitap olmuş sadece :)

      Sil
  2. Ooo oldukça verimli olmuş bence. Keyifli okumalarınız olsun.

    YanıtlaSil
  3. Bu hafta kitap okuma açısından verimli geçmiş. Sadece Diriliş'le geçen günlerin acısını çıkarmışsın.

    Shakespeare kitabını görünce şaşırdım çünkü yazarı seviyorum ve bütün kitaplarına az çok aşinayım. Bunu neden hiç duymamışım dedim, sen isminin farklı olduğunu yazmışsın. Bir Yaz Gecesi Rüyası benim yazardan okuduğum ilk kitaptı, sonra devamı geldi :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu hafta verimli geçti Şule.

      Aynı kitabı başka bir çeviriden daha okumak istiyorum, ikisini karşılaştırmam gerek. Can Yücel çevirisi Can Yücel yazmış gibiydi :)

      Sil