Kasım 19, 2020


Bu sabah kahvaltı hazırlamak içimden gelmeyince fırına gidip açma,  simit alayım dedim.



Baktım Metehan'ı uyandırmama kırk beş dakika var daha, bir de kısa yürüyüş yapmaya karar verdim.



İyi ki çıkmışım evden. Günün ilk ışıklarıyla yıkanan sokaklar, evler, ağaçlar öyle güzeldi ki.



Bu mahallede yaşadığım için bir kere daha şükrederek hayran hayran izleyerek dolaştım.



Bir buldozer bu kadar şiirsel görünebilir.



Hele bu köşe. Masaldan çıkmış sanki.



Bu bina bizim sağlık ocağımızdı bir zamanlar. Her gittiğimde beni evim olsa derdim. 



Bu fotoğraflarda hiç rötuş yok, filtresiz, tam çekildikleri gibiler.



Sabahın ilk ışıklarının büyüsüyle böyleler.


Bu fotoğraf evelsi günden. Leylak mevsimleri şaşırmış. Görünce inanamadım. Mart ayına dönüş yaptık. 


 Ve bunu da pazar günü çektim. 

Biliyorsunuz normal şartlarda bu sıralar bizim kitap fuarına gidip gözü dönmüş kitap kurtları fotoğrafı çekmemiz gerekiyordu. 

Buna hüzünlenirken,  dedim ki fuara hidememiş olabiliriz ama fotoğrafımızı niye çekmeyelim ki.

Döktük kütüphanedeki okunmamış kitapları masaya.

Valla hepsi geçen senelerden kalma değil, internetten de aldım son zamanlarda :D

İşte böyle. 

Dünya üzerinde her şey bir tuhaf gidiyor olabilir. Kolum bacağım ağrıyor, evde işler hiç bitmiyor olabilir. Bunun, küçük güzel şeyleri görmemi hiç engellememesi için bütün çabam.

Ha, son kısıtlamalara baktım da, Bilgiç 'in okula gidememesi dışıda (ki zaten gönderebildiğim yoktu son zamanlarda)  bana hiçbir etkisi olmamış. Hahahaaa. Bir tek karavan geldiğinde haftasonu kaçamağı yapabilmek için saatlerimizi çok iyi ayarlamamız gerekebilir. O kadar.

Bu sabahın güzelliği ile başlayıp konudan konuya atlamış olduğum bir yayının daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Üşenmeyip şarkı ekleyeceğim şimdi bunlara. Tıklayıp alın, gülümsemeyi de unutmayın :) Gülümse hadi. Bak çok iyi gelecek.

Benzer yazılarım

22 Yorum

  1. 1-Şarkımı aldım ;) (Duran Duran - Come Undone)
    2-Kısıtlamalardan ben bi halt anlamadım, zaten saat 8 den sonra evden çıkmıyorum ki :)) Bana mesai saatlarimde kısıtlama lazım ;)
    3-karavanla seyahat maceralarınızı ben de sabırsızlıkla bekliyorum ♥
    4-Kocaman öpüyorum ;)
    5-İlk yorum benden galiba, yaşasın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Huzurlu bir köşe seçmişsin :)

      Bence de o beş gün kimse işe gitmese, ancak çok elzem olan şeyler açık kalsa, bu virüsten kurtuluruz gibi geliyor. O kadar bile kapanamamak çok ilginç.

      Ben de sabırsızlıkla bekliyorum karavanı :)

      Mucuk mucuk :)

      Sil
  2. bende şarkımı aldım yabancı dil yok anlamıyorum ama melodi güzel,Lenny Kravitz - It Ain't Over Til It's Over.
    Gotoğraflar çok güzel, o kitaplar umarım bu kış biter,
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bitene kadar bitmiş olmaz diyor Özlem, çok severim o şarkıyı da :)

      Kitaplar biraz da okuma şenlikleri nedeniyle bilmiyorlar. Kategorileri uydurabilmek için bunlar beklerken annemden alıyorum, onları okurken benimkiler kalıyor :) Bir de macera kitapları dışında kalanlar yavaş ilerliyor :)

      Sil
  3. Ya siz ne güzel bir muhitte oturuyorsunuz öyle! Fotolar ve şarkılar yine şahane :) Seçemeyip hepsine tıklıyorum ama ilk şarkım Norwegian Wood :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok seviyorum mahallemizi. Ve bilşyor musun babam ben bebekken verem olup buradaki öğretmenler hastanesinde yatmasa belki de hiç gelmeyecektik buralara. Ve evet iki yaşımdan beri buradayım :D (Arada 13 yıl bir ayrılık oldu ama :)

      Sil
  4. Bulldozeri seçtim :)))
    Oğlum pek sever de böylesi iş makinelerini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar küçükken yolda arabayla giderken geçen taksileri, ne bileyim kırmızı arabaları falan sayardık Hayalperest. Bir gün Can çok sıkıldı, haydi buldozer sayalım bugün dedi. Böylece susacağız. Derken bir virajı döndük, yol yapımı gibi bir şey var, başladık saymaya bir, iki, üüççç :D Hâlâ güleriz hatırladıkça. Bu buldozerin hali de pek tatlıysı sabah. Söz vermek üzerine olan şarkısı da dilime günlerdir takılmış, söyleye söyleye dolanıyordum :)

      Sil
  5. Şarkılara sonra tıklayacağım, yazıyı okudum ben o güzel evi (sağlık ocağı olan) hangi akepeliye acaba verdiler diye düşünüyorum çok mu paranoyağım?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hâlâ sağlık bişeysi Müjde, okuyup duruyorum her geçişte ama hiç aklımda kalmıyor :D

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Bu işe en çok çanta taşımaktan ve para harcamaktan kurtulan Can sevindi Deep :)

      Sil
  7. taa eskilerde Kartal'ımız da böyleydi, bahçeli evler, az katlı binalar.Hatta aralarda bostanlar.Çok değil 90'lardan sonra ne olduysa ,hallettiler ilçeyi.Umarım o mahalleye de dokunmazlar da uzun yıllar böyle kalır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kıyısından köşesinden gökdelen dikmeye başlıyorlar ne yazık ki usul usul Mehtap :/

      Sil
  8. Eki sağlık ocağınız tam bir masal eviymiş bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de nasıl. Öyle de güzeldi ki. İki kocaman odanın açıldığı bir orta salonu, ışıkla yıkanmış gibi, yemyeşil bahçeye bakıyor.

      Sil
  9. Çok güzel fotoğraflar. İnsana huzur veriyorlar. Objektifine sağlık 😌

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabah beni dışarı sürükleyn tembelliğim sağ olsun :)

      Sil
  10. harika kareler, tabii en güzeli kitaplarla olanlar... Sağlıkla...

    YanıtlaSil
  11. çiçekler mevsim karmaşası yaşıyor bende şahit oldum,
    fotoğraf günlüğün ilham verici:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de nasıl yaşıyorlar Bahar. Teşekkürler :)

      Sil