Bu hafta bu gençlik serisi beni sarınca soluksuz okumuşum.

Masal kahramanlarının kahraman olduğu seri çok hoşuma gitti. Külkedisi'nden Kırmızı Başlıklı Kız'a Sindirella'dan Pamuk Prenses'e hepsi harikaydı. Yetenekliydi. Ve bir erkek onları kurtarsın diye beklemiyorlardı :)

Seriden sonra sevgili Kadriye'nin hediye ettiği kitabıma başladım. Kitabı alıp odasına koymuş, bakalım kimin olacak diye, geçerken çay içmeye uğramıştım, kitabımı da kapıp çıktım :)

Bir manastırda öğrenci olan birbirlerine zıt karakterli Narziss ve Goldmund'un arkadaşlık hikâyesinin henüz çok başındayım ama şu ana kadar çok akıcı devam ediyor. Severek ve hayranlıkla okumaktayım.



"İyi'nin ne olduğunu biliriz hep, Tanrı buyruklarında yazar. Ama Tanrı buyruklarda değildir yalnız, Tanrı buyrukları Tanrının ancak küçük bir parçasıdır. İnsan buyruklardan hiç ayrılmaz, ama yine de Tanrıdan fersah fersah uzakta bulunabilir."

"Büyük ve güçlü kişiler yerine sıradan insanları yönetmenin baştaki biri için ne denli basit,  insanı sıkıntıya sokmayan ve kolay bir iş olduğunu düşündü"

"Tanrım,  her şeyde.bir anlaşılmazlık, aslında hüzün saklıydı, beri yandan her şey güzeldi bu haliyle."

" Ve bazen öyle oluyordu ki, sanki hemen o anda daha önce karşılaşılmamış,  ama hanidir özlemlerde yaşatılmış bir olay gerçekleşecek, bir perde tüm nesneler üzerinden  çekilip alınacaktı ; ama derken geçip gidiyordu bu an, hiçbir şey olmuyor, bilmece çözülmeden kalıyor, gizli büyü bir türlü kendini ele vermiyordu."

"Sevginin sözleri gerektirmemesi bir mutluluktu, yoksa yanlış anlamalarla dolu sersemce bir şey olup çıkardı."