Çamaşır yıkayıp ütüleyip, tatil çantası (larıııı, kış tatili hele kayak tatili hazırlığı pek meşakkatli)  hazırlayıp, evimi temizleyip, akşam doğumgünü kutlamaması (Kürşad benim doğumgünüm bugün değil diyerek kabul etmediğinden :D)  için yemeklerimi hazırladıktan sonra yarın sabah tatile çıkıyorum inşallah.

Şu çayım bi bitsin de hangi bi işten başlayacağıma karar vereyim.

Tabii ki körün taşı gibi gözümü açamamaktayım. Ne zaman çok işim olsa beynim kendini kapatma moduna giriyor :D

İşe koyulmadan şu linki vereyim: Living Big in a Tiny House 

Bir kaç gündür bu minik evleri izliyorum. Kimi pek karışık kimi pek tatlı, Japonya'da 8 m2 evde yaşamak zorunda kalan kızcağıza pek acıdım. Resmen daracık minik bir koridorda yaşıyordu. Benim gibi ev programlarını seviyorsanız tavsiye ederim :)

Şimdi çamaşır makinası bitmiş mi bakayım.

Sonra soğan mı doğrasaaam, çanta mı yerleştirseeem, yoksa tavukları mı çıtır pane harcına kaplasam keyiflerden keyif seçeceğim.

Ay iki kahvaltı yaptım, yürüyüş yaptım, plates yaptım falan, bi açıl gözlerim yaaaa.

Sonradan Ekleme : Çamaşırları alıp balkona çıkmak üzereyken bütün balkonun sevgili kumrular ve büyük ihtimal onlar yumurtladı mı diye peşlerinde koşturan kargalar tarafından mok içerisinde bırakılmış olduğunu gördüm. Yağmurda balkona sığınmaları iyi hoş da bu ne kardeşim yaaa. On dakikadır yerleri fırçalıyorum, çıkmıyor da bir türlü. Öğk.