Kitap Salı

Mart 24, 2020

Bakalım bu hafta salımızda neler birikmiş.

Öncelikle geçen haftadan kalan kitabımı bitirdim. Mahluk da Orrmana Ait.


İkinci kitabım Godot'yu Beklerken. Bir tiyatro oyunu. Daha önce de tiyatro oyunları okumuştum ama bu daha karışık geldi. Bir müddet sonra oturuyor taşlar yerine gerçi. Ondan sonra oyunun karmaşasına dalıyorsunuz. Basit, kısa, sıradan diyaloglarla insanı derin düşüncelere sürükleyen bir eser. Ki eminim ben yazarın dediklerinin onda birini bile anlamamışımdır. Üstü kapalı söylemleri anlamlandırmakta pek iyi değilimdir.  Anladığım, daha doğrusu bana hissettirdiği kadarı bana yetti :)


" -Yaşamlarından söz ediyorlar.
- Yaşamış olmak yetmiyor onlara
-Ayrıca bundan söz etmeleri gerek."

"Her zaman bize varolduğumuz duygusu verecek bir şey buluyoruz değil mi Didi?"

" Elimize bir fırsat geçmişken bir şeyler yapalım! Hergün bize ihtiyacı olan birileri çıkmaz. Gerçekte ihtitaç duyulan da biz değiliz. Başkaları da bizim kadar,  giderek daha iyi yapabilir bu işi. Az önce duyduğumuz çağrı bütün insanlığa olan bir çağrıydı. Ama burada, şu anda, insanlık biziz --- hoşumuza gitse de gitmese de,  böyle bu "

"Bekliyoruz. Sıkılıyoruz. Hayır karşı çıkmıyorum, geberesiye sıkılıyoruz, bunun su götürür bir yanı yok. Tamam. Birden değişik bir şey beliriveriyor, bizse ne yapıyoruz?  Bırakıyoruz çürüsün."

Kitapta iki oyun daha vardı. Doğrusu içim daraldı okurken . Yani bir tek Godot'yu Beklerken i bünyem kaldırdı bir şekilde ama aynı karamsarlıkta devam eden oyunlar yordu beni.


Diğer kitabım Solo. Daha önce hiç okumadığım bir yazar. Bitiremedim henüz ama çok az kaldı. Akıcı bir roman.  Yaşlı ve kör bir adamın hayatını düşünüp,  ayrıntıları hatırlayarak hayata tutunmaya çalışması sonucunda 1900 lerin başından günümüze Bulgaristan tarihini okuyoruz bir nevi. Ve insanlığı, dünyayı, politikayı, ekonomiyi, zenginleri, fakirleri, fırsatçıları, halının altına süpürülenleri. Su gibi akıp gidiyor sayfalar .  Sevdim kitabı.


"Nasılsa öleceğiz. Hiç değilse umutla yaşıyor insan safını seçince."

"Ulrich bazen hayatının başarısız olup olmadığını merak ediyor. Bir zamanlar başından geçenlere bakıp bu soruya evet demesi mümkündü. Oysa artık bir hayatın başarılı ya da başarısız olmasının ne anlama geldiğini bilmiyor. Bir köpek ya da ağaç hayatta nasıl başarısız olabilir. Hayat sadece bir nicelikten ibarettir ; bir toprak yığınının ya da bir kova suyun başarısızlığından ne kadar söz edilebilirse,  insan hayatının başarısızlığından da o kadar söz edebilir."

Sanırım bu akşama kadar kalan kısmını bitiririm kitabın. Bakalım haftaya salımızda neler olacak :)






Benzer yazılarım

10 Yorum

  1. Godot'yu Beklerken'in youtube ta bir filmi vardı, o da çok güzeldi. Güzel mesajları var:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o filme de baktım biraz, seyredeceğim bir ara. Basit kelimelerin arasına sıkıltırılmış büyük mesajları var.

      Sil
  2. Yine güzel eserler okuduklarımı hatırlattınız sagolun iyi keyifli okumalar

    YanıtlaSil
  3. Hiç okuyamıyorum bu aralar ya..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bacağım sakatlanıp evde bir buçuk ay yattığımda hiç kitap okuyasım gelmemişti Mehtap. Film de izlememiştim. Bulmaca kitapları imdadıma yetişmişti. Gerçi senin evin kalabalık şimdi, mutfaktan çıkamıyorsundur benim gibi :D

      Sil
  4. En güzel sığınak.
    En iyisi yine okumak..
    Handan'm bende çok zorlanıyorum bu tür eserlerden.
    Sürekli laf sokuyormus gibi beni yoruyor.
    Çünkü ben laf sokanlari bile 50 yaşımdan sonra öğrendim,hatta öğrenmez olaydım, masumiyetimi o sayede kaybettim.
    Optum seni "Gülendam"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok geç öğrendim Merihim. Dediğin gibi keşke öğrenmeyeydik.

      Sil