Viyana'da Beş Gece Altı Gün

Eylül 25, 2023

Önden Not: Yazı uzun oluyor. Viyana hakkında bilgilendirici bişey de yok. Onun için Derya'nın bloğuna bakınız, harika anlatmış. (Tıkla) Benimkisi gevezelik.

Hiç aklımızda olmayan bir tatildi. Bilgehan Alphaville konseri görmüş, Viyana'da , senfonik tur. Viyana'da senfonik bir konser, üstelik de Alphaville olunca hemen üstüne atladım tabi. Hahaha, yok valla atlamadım. Ben 1995'te İzmir'de gittiydim konserine, o kadar para verip bir daha gitmenin bi alemi yok dedim. Ama tabi anne olarak bütün sevdiğim şarkıları çocukların içine işlediğim için onlar gitmek istediler. 


Konser için gidilir miymiş modundaki Can'ı, e zaten görmedik hiç, fena mı olur hem oraları görür hem de konsere gideriz ikna etme çalışmaları uzun sürdü ama başardık :D Hayır bir de onun uçuşları hiç belli olmuyor, boş gün isteğimizi kabul etmeyebiliyorlar. En az üç gün istememiz lâzım . Kime bilet alsak. Çocuklara mı alsak, Can gelebilirse biz birlikte takılırız dedik. Eee gelmezse ben tek mi bekleyeceğim dışarda. Üçümüze alsak, o tek bekleyecek gelirse. Anacım bizim bütün plânlar böyle bir karmaşa içinde oluyor, yoruyor . Türkiye'deki konserlere rahatız, bileti alıyoruz, Can gelemezse başkasına veriyoruz o geliyor ama du bi Viyana'ya konsere gideyim diyen bizden başka manyakı nerden bulucaz . Uzun lâfın kısası ( ne demekse, ettim zaten uzun lâfı, şu an daha da uzatmaktayım ) en sonunda aldık dört bilet. Konser salonunun kapısında felan satmaya çalışırız artık gelemezse dedik. 


Buraya kadar tamam. Bizim bir de eylül başında yazlık iznimiz vardı. Beş gün. Metehan döner o zamana kadar demiştik ama baktık Metehan izinden sonra dönecek. Yıllık izin varken başka boş gün istemek de zor olacak. Ağustos'ta yıllık iznin tarihini değiştirme isteği yaptık. Sanırım onların da işine geldi, zira okullar açıldıktan sonra uçuşlar hafifliyor azıcık. Böylece bizim izin konser zamanına kaydı. Aylar öncesinden iki gecelik yer ayırtmıştım ama beş gece olunca başka otel daha aramam gerekti. Neyse şehirden biraz uzakta olsa da bir otel daha ayarladım. Ve biz Viyana'da beş gece geçirdik.


Sereserpe geçirdik. Plân program yapmadım. Daha çok sokaklarda yürüyüp fotoğraf çekmek istiyordu canım. Bayağı yürüdük. Yürüdük. Yürüdük. Hemen her yer yürüme mesafesiyle yarım saatmiş :D Çok güldük buna. Nereye gidelim desek hep yarım saat yürüme mesafesi çıktı :D


İlk gün tren istasyonundan otele yürüdük. Otel değil tabi, ev. Dördüncü kattaymış, zaten canımız çıkmıştı sıcaktan, bir de merdivenler :) Odada yatıp dinlendik. Akşamına Hard Rock Cafe'ye gittik. Oradan nehir kıyısında dolaştık. 




İkinci gün akşamına konser vardı evden geç çıkarız demiştik ama herkes uyanınca erken çıkıp gidelim dönüş biraz dinlenir ,  üstümüzü değişir konsere öyle gideriz dedik. Öğlen yemeği için en eski restoranlarında yer ayırmıştık. 

Sokaklarda dolaştık, bol bol zum objektifle binaların ayrıntılarını çektim. Onlardan büyük bir şarkı falı yapacağım buraya koymuyorum :)








Yemekten sonra Saat Müzesi'ne gittik. Saatleri çok sevdiğimden seçtim burayı.







Oradan odaya döndük. Akşam konser çok güzeldi. Senfonik olumca şarkılar biraz değişmişti ama en sevdiklerimizi söyledi. Yalnız millet oturduğu yerde hiç gıpraşmadan nasıl izledi anlamadım. Neyse en son Forever Young'da hayat belirtisi gördüm etrafta. Kameraya çekmek yasaktı ama o şarkıda herkes çekti :) 

Konser dönüşü yine sokaklarda uzun uzun yürüyerek odamıza döndük.  Ünlü bir kafeye gidip birşeyler içtik ama sıcak çikolata soğuk bira sıcaktı, çok keyif alamadık. Ama sokaklar çok güzeldi.



Üçüncü gün ilk kaldığımız yerden ayrılacaktık. Kahvaltımızı yapıp odayı boşaltıp diğer eve gittik. 


Burası şehrin bir parça dışında , mahalleydi. Ev de iki oda bi salon, içinde her türlü gereçin olduğu pek tatlı bir yerdi.

Yerleştikten sonra yine yürümeye başladık. Can'ın dünyanın öte ucunda bulduğu restorana bir saat yürüdük. Bu arada benim bacak ağrım tavan yapmış durumda , ama ne topallıyorum ne topallıyorum. Yine de yürümekten vazgeçmedim. Yabancı bir şehre gittiğimde sokaklarında yürümezsem gitmişim gibi gelmiyor. Fakat bu ağrıyı napıcaz bilmem.

Yemekten sonra orada Beethoven Müzesi bulup oraya gitmeye karar verdik. Benim en sevdiğim müze burası oldu.






Müze sonrası bir yerde içecek takviyesi yaptıktan sonra alış veriş yapıp evimize döndük.



Ay yarısı kaldı , dayanın biraz daha anacım :D

Cuma günü Bilgehan'ın gitmek istediği dükkânı planladık. Taksiyle şehir merkezine gittikten sonra o dükkanda bakınırken biz de bir kafede oturduk. Oraya gidince askeri müzeyi keşfettik. Orayı gezmeye gittik. Erkekler bayıldılar tabi.







Şu devasa gramafon gibi gozüken şeyle uçak sesi dinliyorlarmış. Mizelerde değişik bir şeyler görünce çok mutlu oluyorum.

Şu yaylar da ters duruyorlarmış diğer yöne çekilerek atılıyorlarmış. Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi yani. Bu da çok ilginç geldi.


Onun dışında mama sandalyesine benzettiğim silahlarla felan konuya ilgimi belirtmiş oldum ama yapcak bişey yok, anayım ben ana :D






Buradan çıkışta bir italyan restorana gitik. Zaten ilk gece ve bu restoran dışında hep şinitzel yedik sanırım :D Garsonumuz çok tatlı Türktü en rahat bırada sipariş vermiş olabiliriz :D






Yolumuzun üzerindeki Belvedere Sarayı'nın bahçesinde dolaşıp uzun yürüyüşler sonrasında Central Cafe'ye vardık. En erken 2 Ekim'e rezervasyon yaptırılabilen kafenin kapısındaki kuyrukta bekleyince on beş dakikada içeri girdik. 






Bu günü de on sekiz bin adımla tamamladıktan sonra gelelim son iki güne. (Kimler buraya kadar gelebildi acaba :D)

Cumartesi gününü kaldığımız yerin yakınlarında geçirmeye karar verdik. Can bir şarap müzesi buldu. Onun dışında burası üzüm bağlarının yakınında olduğundan bir çok restoran vardı ev yapımı şarabı olan.  Benim yürüme sevdam yüzümden pek bağlar kısmına kadar uzanamadık ama müze de oturduğumuz yer de çok keyifliydi. İçeride çalan müziği, otantik kıyaferli garsonlarla tam taverna havasındaydı. 









Son gün sabah kahvaltısının ardından odayı saat onda boşalttık ama uçağımız akşam sekizdeydi.


Şu çatı katı kaldığımız yerdi .


Bulaşık makinasının olması harikaydı. Ama ilk gün eve gelip çalıştırıp çıktığım makinanın kapağını açık bulduğumdaki şoku anlatamam :) Meğer makina bitince kapağını açıyormuş :D

Neyse konumuza dönelim. Can ile Bilgehan'a siz gidip bir kafede oturun biz müze gezeceğiz dedik. Dilimin dönmediği müzeye gittik. Aslında tablolara bakmak istiyordum ama alt katındaki Mısır bölümü daha keyifliydi. Tabloların çoğu devasa insan tablolarıydı ve Metehan'ın dediği gibi biz onlara bakmak isterken onları bize bakarken bulmak pek rahatsız ediciydi. Neyse küçük bir kısmında sevdiğim resimlerden gördük.

Buyrun Kunt Historiches Museum'a. İngilizce gayd almadık, ben dinleyerek dolaşmayı sevmiyorum. Neyse her yerinde olmasa da büyük kısımlarda ingilizce açıklamalar vardı. Bir ara kaybolduk içeride ama Almanca broşür almıştım, ondaki plandan bulduk .

Müzeyle ilgili en komik şeyi anlatmadan geçmeyeyim. Tuvaletine girdim. Güzel. Çıkarken bir baktım kapının üzerinde Tuvaletler diye yazıp bir de ok var. Haaa ? Bir an uleyn ben zaten tuvalette değil miydim, nerdeyim, anlamadan çıktım da erkeklerinkine mi girmeye çalışıyorum şeklinde hayatımı sorguladım :D Hâlâ neden tuvaletin içine onu yazdıklarını anlmış değilim :)

























Gördüğünüz gibi mızıldanmasınlar diye yanımızda getirmedik ama yine mız mız mız :D

Oradan çıktığımızda açlıktan ölüyorduk. Hemen yakınlarda şinitzel yiyecek bir yer bulduk. 


Bilin bakalım kafeden tren istasyonuna ne kadar yürüdük ? Eveet, yarım saat. 



İşte böyle geçti altı gün.

Bugünü evde hiçbir şey yapmadan yatıp bir de bu yazı ile video hazırlamaya ayırdım. Videolar iki parça halinde gelecek. Gerçi burayı okuyan için izlemeye gerek var mı bilemedim ama bak uğraşıp çektim, bir de editledim ben onları ( Daha sadece ilkini bitirmeye çalışıyorum ama olsun ) izlersiniz artık .

Eee, kimler sıkılmadan buraya kadar geldi :D 

Benzer yazılarım

22 Yorum yap

  1. Günaydın:) ben okudum sonuna kadar, bu tip gezi yazılarını daha çok seviyorum.tabi Derya da güzel yazmış ama:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın Mehtap :) Vallahi bravo :D
      Ben rehber gibi yazamıyorum, sıkılıyorum. Ama Derya'nın yazısı gibi özel çaba isteyen yazılar gitmeden önce çok faydalı oluyorlar :)

      Sil
  2. Ben geldim tabi ki sonuna kadar :) en sevdiğim şeydir seyahat yazıları, fotolar harika, gezi şahane ne güzel ailece bir de!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Buket, ailece bir arada olmayalı bir sene geçmiş, çok güzel geldi bu tatil :) Teşekkür ederim:)

      Sil
  3. Ben de satır satır okudum ve her fotoya da baktım, çooook tatlısınız ya maşallah hepinize. Eşimle seyahat ederken tanıştığımız için, çocukların uyumlu seyyahlar olması benim "ebeveynlik planım"da 1. sırada :))) Sen bu işi çok iyi başarmışsın!
    Hava da ne güzelmiş şansınıza!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu akşam videoyu yayımlayacağım, ergenleri (ay bizimkilerin ergenliği mi kaldı yaaa, bitmiyo mu bu ergenlik :D ) yollarda yürütmek için bulduğumuz harika yöntemi orada açıklıyorum :D

      Sil
  4. Sonuna kadar geldim, hatta bitmesin istedim. İki farklı açıdan, Handan ve Derya ile güzel bir yolculuk yaptık. Çok teşekkürler. Ama doğrusu merak ettim, bu kadar çok fotoğraf çekmekten çıplak gözle bakmaya zaman kaldı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalmaz mı, bütün gün sokaklarda olunca sonuna kadar tadını çıkarttım :) Bir de ben fotoğraf çekerken tadını çıkartanlardanım, koştur koştur çekmiyorum o fotoğrafları :)

      Sil
  5. Ben de okudum sonuna kadar zevkle Handan. Devamı gelsin bekliyoruz. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Videonun ilk yarısını yükleyeceğim birazdan :)

      Sil
  6. Hepsini okudum 🤣. Memnun kalmanıza çok sevindim. Şehirler hele de Avrupa şehirleri en güzel yürüyerek geziliyor ben de çok seviyorum. Viyana sürprizli bir şehir her gidişte insan yeni bir yerler keşfediyor. Yazımı tavsiye ettiğin için de çok teşekkür ederim 🙏🤗. Aynı salonda konsere gitmiştik biz de birkaç ay önce 😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Viyana o kadar büyük ki kesinlikle insan her gittiğinde yeni bir yer bulur :) Yazın harikaydı, gideceklerin okuması gerekir kesinlikle :)

      Sil
  7. Bende geldim sonuna kadar, aile olarak bayılıyorum size, nazar değmesin. Ayrıva yeşillliklerin sardığı binalara bayıldım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz:) Evet ya, o binalar beni de benden alıyor

      Sil
  8. Ben de okudum sonuna kadar, çok keyifli bir gezi olmuş.Nicelerine
    Çenebaz

    YanıtlaSil
  9. Merhaba ben Ceren ben de ben de okudum hepsini seviyorum sizin yazılarınızı çok doğal çünkü❤️ hepinize ayrı ayrı masallah sevgilerle

    YanıtlaSil
  10. Valla en sona kadar itinayla okudum. :) Mükemmeldi. Benimde gezmek aşklarım depreşti.

    YanıtlaSil
  11. Ben de gezmiş kadar oldum, ne güzel fotoğraflar.. Enerjine hayranım demiş miydim :)

    YanıtlaSil