Kitap Salı

Aralık 15, 2020

Oooo neredeyse iki aydır yazmamışım buraya. Bari instagramda yazdıklarımı ekleyeyim, diğerlerini de haftaya eklerim.



Dan Harris'in kendi hayatı üzerinden budizm ve meditasyonu anlattığı bu kitabı son bölümünde biraz sıkılmamı saymazsak keyifle okudum.

Rekabetçi işi, kaygılı yapısı onu uyuşturucuya sürüklemişken başına gelen panik atak ile hayatını sorgulamaya başlıyor.

İşte bu aşamadan meditasyona olan bol kuşkucu, bol sorulu, gidip gelmeli yolculuğu başlıyor. 

Budizm ve meditasyon konularında bilgili olanları ne derece tatmin eder bilmiyorum ama benim gibi konudan belli bir uzaklıkta olan insan için gerçekten güzel bir kitap. 

Özellikle  farkındalık,  anı yaşamak gibi üzerine çok şey yüklenen ama nasıl yapacağınıza hiç değinilmeyen kitapları eleştirmesini,  düşüncelerini kaçışan hamam böceklerine benzetmesini, adım adım kendisindeki değişiklikleri paylaşmasını sevdim. 

Eğer budizm nasıl bir şey, bunun sadece meditasyon kısmı hayatıma uygulanmaz mı, ne işe yarar gibi sorularınız varsa, bu kitapla başlayabilirsiniz. İçinde konuyla ilgili bir çok isim ve kitap da göreceksiniz.

💯Duygularınızla irtibatınız kesildiğinde genelde kendilerini bedeninizde gösterirler.

💯Bilgeler bilgesi annem bir defasında bana, başkanlık için aday olan bir kimsenin içinde asla doldurulmayacak kadar büyük bir delik olması gerektiğini söylemişti.

💯Ego asla tatmin olmuyordu. Ne kadar şey alırsak alalım, ne kadar tartışmayı kazanırsak kazanalım veya ne kadar lezzetli yemekler tüketirsek tüketelim ego asla tatmin olmuş hissetmiyordu. 

💯Neredeyse yalnızca anılar ve beklentiler içerisinde yaşıyoruz.

💯Eskiden yarama basmanın beni ayaklarımın üzerinde tuttuğunu düşünürdüm. Artık o anların beni sadece mutsuz ettiğinin farkına vardım.

💯Budizmle alâkalı bildiklerim şunlarla sınırlıydı : Buda kilolu ve takipçileri karma, yeniden doğma ve aydınlanma gibi şeylere inanıyor. 

💯Anladığım kadarıyla Buda'nın temel savı, her şeyin sürekli olarak değiştiği bu dünyada, sürmeyecek şeylere bağlandığımız için acı çekiyor olduğumuzdu. 

💯Doktorun teorisi, modern hayatta ilkel olan savaş ya da kaç mekanizmamızın (trafik sıkışıklıklarında, patronlarımızla görüşmelerde vs) sürekli tetiklendiği yönündeydi ve bu da yaygın kalp rahatsızlıklarına katkı sağlıyordu. Çatışmalar başlı başına ele alındıklarında küçük olsalar da vücutlarımız bunu bilmiyordu ; öl ya da öldür senaryolarındaki gibi tepki veriyor,  kan dolaşımına toksik kimyasallar salgılıyordu. 

💯Düşünmeyi geçici olarak durdurmak için nefese odaklanmak, hamam böcekleriyle dolu bir yeri el süpürgesi ile temizlemeye çalışmaya benziyordu . Alanı biraz temizleyebilirsiniz ancak sonra böcekler akın akın geri gelir. 

💯Deneyimleyeceğimiz bir sonraki keyifli şeyin öngörüsünde yaşıyoruz. 

💯Tüm hayatımız kafamızdaki bir ses tarafından yönetiliyordu. Bu ses, sonu gelmez bir düşünce dalgası içindeydi ve bunların çoğu olumsuz, tekrarlı ve kişinin kendisine hitap eden düşüncelerdi. Sabahları gözümüzü açtığımız andan başlayarak gece uyuduğumuz ana kadar,  tabi uyumamıza izin verirse bize lâf yetiştiriyordu." ( Yeni Bir Dünya Hayatın Amacına Uyanacaksınız, Eckhart Tolle)


Yazarını da konusunu da bilmeden deneme amaçlı aldığım üç kitaptan üçüncüsünü de okudum sonunda. 

2000 yılı ekim ayında F Tipi cezaevlerini protesto için başlatılan ölüm orucu eylemini bitirmek için aralık ayında düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu'nun başladığı gece geçiyor kitap.

Celal, televizyonda bir zamanlar kendisinin de kaldığı hücrelere yapılan operasyonu gördüğünde düşüncelere gömülüyor. Yetmişlerin sonunda Ankara Siyasal kazanmış bir üniversite öğrencisi olarak devrimcilik yıllarını, yakalanıp hapse düşmesini, o sırada yapılan 80 darbesi ile yaşananları hatırlarken bizim de hafızalarımızı tazeliyor.

Daha doğrusu benim gibi o yıllarda ilkokulda olup, akşam haberlerinden korkan,  dolayısıyla darbe yapıldığında huzur bulduğuna inanan çocuğun hiç bilmediği şeyleri göz önüne seriyor da denilebilir. 

Bir çok kitabı Türkçe'ye kazandıran yazarın kendisi de Siyasal 'da okurken tutuklanıp 11 yıl hapis yattığından kitabı gerçek yaşam öyküsü hissiyatı uyandırıyor insanda. 

İyi ki almışım dediğim kitaplardan biri oldu bu da. 

🌗Her an her şeyini kaybedebileceğini düşünmen,  bir yandan hayata karşı iştahını kabartırken diğer yandan bir çok şeye boş vermene ve fazla geniş davranmana neden oluyor.

🌗Hem insan,  hayatta kendisine açık bir rol biçmeyi kırk yaşına kadar halledemezse geriye ne kadar vakti kalırdı? 

🌗Nasıl da geçiyordu yıllar hem bir kağnı gibi tangır tungur ilerleyip üzerinden geçtiği bütün toprağı ezip çökerterek, hem de aniden ürküp havalanan bir kuş gibi her şeyi bir çırpıda geride bırakarak.

🌗 Çünkü insan açlığa, zulme ve ölüme ancak gülerek direnebilirdi.

🌗Siyaset sahnesine şuradan buradan başını uzatmış istisnasız bütün aktörlerin ölümü kutsallaştırmasıyla boğuluyor ve örtülüyordu iyi, güzel, umutlu olan her şey.

🌓Her şey geçerdi; geçiyor ve bitiyordu. Hiçbir şey geçmese ve bitmese de. 

🌓Öleceğin hayat, yaşadığın hayattı. İnsan, yaşadığı hayata ölürdü.

İsmini bu kadar bilip de cismini bu kadar bilmediğim kitap diye buna derim ben :)

Bilgehan'ın okul kitaplarının arasından çıkmıştı. O tabii ki elini sürmemiş. (Küçükken elinden kitap düşürmeyen çocuklar ergenken nasıl bir metamorfozdan geçiyor acaba?) Ben okuyayım bu kadar önüme gelmişken dedim. 

Zekiye ve İslâm 'ın aşkı üzerinden sıkı bir vatan sevgisi aşılamak üzerine yazılmış bu tiyatro eseri gerçekten de çok başarılı. 

Bir aşk hikâyesi ile birleştirilmiş yüce bir vatan sevgisi seyredenleri kolayca etkileyip yürekten vuracak türden.

Tabi sadece aşkının peşinden koşturan kadın kahraman erkek kahramanlıkları yanında biraz içimi burksa da güzel bir kitaptı.

Refik Durbaş tarafından günümüz Türkçesine  uyarlanmış,  orjinal dilini bilemiyorum ama okuduğum çok güzeldi. Başarılı bir uyarlama olmuş.

Bir saat içinde okunabilecek bir kitap,  Bence okunup bilinmeli. 

🥀Sen muhabbet, ben gönül! Sen güzellik, ben aşk! Sen güneş gibi gözlerimi yaş içinde bırakıyorsun, ben gölge gibi senin, yalnız senin ayağının altında sürünüyorum! 

🥀Vatan uğruna herşeyi feda etmeye kendimi herkesten fazla hazır hissederken,  on yedi yaşındaki bir kız kadar olamadım. Ben kederimden ağlamamaya çalışıyorum. O merhametinden gülmeye uğraşıyor.

🥀 Vatan, benim gibi asker ister. Fikrinde ne kadar umudu, gönlünde ne kadar arzusu olursa olsun, vatan adını duyar duymaz hepsi birden sabaha rast gelmiş yıldız gibi sönmüyorsa vay haline. 

🥀Kalbiniz rahat olsun, ölümden korkmayın. Korksanız da korkmasanız da elbette bir gün gelir, o sizi bulur. Kurtulamayacağı şeylerden kaçmak insana yakışmaz.

🥀Sanki aldığınız canlar vücudunuza girecek. Sanki öldürdüğünüz adamların ömrü sizin olacak.

🥀Hele vatanın kutsal topraklarının bir yabancının pis ayaklarıyla çiğnenecek olduğunu anlasınlar!  İşte o zaman halka başka bir güç geliyor. (..) En acizi dişiyle kılıca, eliyle kurşuna saldırıyor.

🥀 Önceden yaşamak nedir bilmezdim. Yine de yaşamayı herkesten çok severdim. Şimdi hayatımın kıymetini iyice biliyorum.  Yine de senin için ölmeyi yaşamaya tercih ediyorum . 


Bu kitabı bir yandan çok merak ediyor bir yandan da şu dönemde beni iyice gerer mi acaba diyerek elime almak istemiyordum. 

Korktuğum gibi çıkmadı. Anlatımı oldukça akıcıydı ve başlarına gelenler macera havasında geçti. Meselâ bir 1984 teki iç sıkıntısını yaşamadım okurken. 

Arabada giderken bir anda kör olan adam,  ve herkese yayılan körlük. Bunun sonucunda yaşananlar. Aslında daha çok ilk aşamada kör olanların yaşadıklarına tanık oluyoruz. Dünyanın kalanının öyküsü belki Görmek kitabındadır. 

Güzel cümleleri, düşündürücü ve ilginç konusuyla sevdim bu kitabı.

☁️İnsanların içinde doğal olarak bulunan insan sevmezlik yüzünden ya da hayatta fazlasıyla düş kırıklığına uğramaktan dolayı kuşkucu olan biri,  bu kadının yaşamının ayrıntılarını da biliyorsa eğer,  onun gülüşündeki güzelliğin mesleki bir hile olduğunu ileri sürebilirdi, ama bu, kötü niyetli ve temelsiz bir iddia olurdu, çünkü bu gülümseme, çok uzak ssyılmayacak bir süre önce,  kadın henüz - artık kullanılmayan bir sözcükle - kızken, gelecek onun için henüz kapalı bir mektupken ve onun zarfı açma merakı ruhunda henüz uyanmamışken de aynıydı.

☁️Her hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.

☁️Olaylar böyle devam ederse, sonunda, en büyük kötülüklerin bile, içinde o kötülüklere sabırla katlanmamıza yetecek kadar iyilik barındırdığı sonucuna kaçınılmaz olarak bir kez daha varacağız.

☁️Sorun  bu değil, diye cevap vermeye çalıştı ilk kör, sorun şu ki, ama cümlesi havada asılı kaldı, daha önce tüm söyledikleri sahicilikten yoksun düşünceler olarak kalmıştı, sadece birer düşünceydi, bir başka dünyaya aittiler, şu anda içinde bulunduklarına değil...

☁️Yapamadık, korktuk, korku her zaman iyi bir akıl hocası değildir.

☁️Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.

☁️Gelecek yoksa şimdiki zaman hiçbir işe yaramaz, sanki hiç yokmuş gibi olur.
Bütün hikâyeler evrenin yaratılış hikâyesine benzer, o anda orada kimse yoktur, kimse tanık olmamıştır ama yine de olanları herkes bilir. 


Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın eserlerini seviyorum. Eski Türk filmi izliyormuş gibi hissediyorum okurken.  Kendimi o yıllara yolculuk yapmış gibi buluyorum.  İnsanlar, köşkler, yalılar, rengârenk kişilikler, dünya halleri. 

Bu kitap da öyleydi. Bir elime alışta bitti.  Yazar, tek başına yaşayan bir kadının başına gelen doğa üstü (!) olayı anlatırken habercilikten insanlığa bir çok şeye dokundurmuş. O dönemi gözümüzün önüne sermiş. 

👺 Yaşamanın paradan gelecek lezzetlerinden kendini mahrum bırakarak türlü yoksunluk ve mihnet içinde başkaları için dünyalık biriktirmekte ne zevk vardır? 
👺Hayır denen şeyi kendi hesaplarına olursa severler, şerri ise başkaları için. Durmadan başkalarına fenalık ederek kendileri için iyilik isteyip dururlar.

Evet bu haftalık bu kadar. Sanırım okuyup buraya yazmadığım üç dört kitap daha var. Onları da haftaya tamamlayayım.


Benzer yazılarım

11 Yorum yap

  1. hepsi harika elimde sadece körlük var diğerlerini not aldım

    YanıtlaSil
  2. Handan Abla böyle ölmem, füze at lütfen :P Alıntılar beni benden alıyor, hep 12'den vuruyor! Her cümlenin altını çizerek tekrar tekrar okuyasım geliyor. Kitapların en can alıcı yerlerini bulup paylaştığın için çok teşekkürler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha sesli güldüm. Bir de Handan abla instagramda cok iyi bir enerjin var🎈 ama gel gelelim burasi her zaman daha derli toplu oluyor. Bir blog sıcaklığı iste🙂 sevgiler

      Sil
    2. Hahaha ilâhi Manxcat :D Rica ederim efendim.

      Burası ilk gözağrım Bigudili Anne, on altıncı yılı yarıladım :)

      Sil
  3. Daha doğrusu benim gibi o yıllarda ilkokulda olup, akşam haberlerinden korkan, dolayısıyla darbe yapıldığında huzur bulduğuna inanan çocuğun hiç bilmediği şeyleri göz önüne seriyor da denilebilir. Bu cümleyi olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdım. Daha iyi anlatılamazdı.
    Ayrıca, o çocukların kitaplığında bulunup okunan kitaplar durumu bende de oluyordu sıkça. Aynen dediğin gibi yolda yürürken kitap okuyan çocuklardan, kitap mı o ne durumuna geçen ergenuslar nasıl oluyor, şaşırtıcı yani. 😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya daha kötüye gidiyor gibi hissettiğimde, bu bana geçmişi gösteren kitapları okumak iyi geliyor Sevda, dünya hep kötü, ben şimdi bakıp görmeye başladım diyorum ve aynı zamanda çok iyiler de olmalı ki hâlâ tutunuyor bir yerlere.

      Valla ha, yürürken kitap okurlardı, şimdi şanslıysam manga alıyorlar, resimli kitaplara geri döndük :D

      Sil
  4. Bayadır yazmıyorsun. Konuşamıyoruz gibi hissettim.
    O yüzden geldim. :)
    Normalde kitap yorumlarına gelmem bilirsin.
    Iyisin Inşaallah.
    Vatan yahut silistre kitabını biliyorum sadece.
    Okumuş olmam lazım. Öyle hatırlıyorum. Bende rn çok kitabı ortaokuldayken okumuştum. Sonra bir solukta okuduğum tek kitap sanırım yeşil yol oldu.
    Hüseyin Rahminin ölüler yaşıyor mu diye kitabını biliyorum. O da güzeldir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaa, gevezelik yapmamışım ne zamandır Hayalperest. Düşünüyorum da naptım o arada peki, bilmiyorum . Yalnız şu kitap listesi vaktimi aldı, onları da yazayım artık diye uğraştım.

      Yeşil Yol'un filmini izledim, kitabını okumadım. Hüseyin Rahmi'nin kitaplarını çok seviyorum.

      Sil
  5. 2 ay olmuş mu ya? İnstagram'dan kitap yorumlarını görünce ve burada başka yazılarını okuyunca ne kadar süredir yazmadığını fark etmemişim.

    Bu arada seni geçen seneyi değerlendirdiğimiz bir mime davet ettim. Eğer ilgini çeker ve yaparsan keyifle okurum.
    https://suleuzundere.blogspot.com/2020/12/2020-yl-sonu-raporu-mimlendim-42.html?showComment=1608673598115#c4801082639841933670

    YanıtlaSil