Kitap Salı

Aralık 10, 2019

Bu hafta bir buçuk kitap okumuşum :)


İlk kitabım Böğürtlen Kışı. Klasik bir.Sarah Jio kitabı. Aynı anda hem geçmiş hem şimdiki zamanın hikâyesini okurken merakla bir olayın sonunu bekliyoruz.

Burada da hamileyken geçirdiği trafik kazasıyla bebeğini kaybetmiş bir kadın var. Gezeteci. Mayısta kar yağınca editörü ona yıllar önce yine mayısta kar yağmıştı, bundan bir hikâye çıkartsana diyor. Seneler önce vöyle bir havada kaybolmuş çocuğun hikâyesinin peşine gidiyor kadın. Hüzünlü bir kitaptı.



İkinci kitabım Ziya'ya mektuplar. En sevdiğim şairlerden  Cahit Sıtkı Tarancı'nın Galatasaray Lisesi sıralarından arkadaşı olan Ziya Osman Saba'ya yazdığı mektuplar.

Neler yok ki içinde. Ama en çok şiir var, Şiirler üzerine eleştiriler var, dizeler var, yazım usülleri var.

1910 'da doğan iki arkadaştan Cahit Sıtkı 1957 de vefat etmiş.  Onun ardından Varlık Dergisi'nde yazı yazıp, mektuplarını toparlayan Ziya Osman ise bir sene sonra ayrılmış aramızdan. Ne hüzünlü.

Annem hayat hikâyelerini, hatıratları, biyografileri çok sever. Benim de hiç aklıma gelmez okumak. Bu kitabı bir iki sene önce,  büyük ihtimal yine okuma şenliği için almışım ondan. Okuyamamışım kalmış.  Her geldiğinde kütüphanemden çıkartıp bu benim diyordu :D Okuyayım da vereyim bari, kızım al bu kitap da senin olsun demeyecek :D Hahaha. Ben de demem ama olsun :D


"Hemcinsinin ayağına çelme takıp onu düşürmekle hedefine daha çabuk ve daha emniyetle varacağını sanan sefil ruhlu kimseler maalesef çoktur."

"Hani şu bahtsız dünyamızın idaresini de şairlere bıraksalar diyeceğim geliyor. Evimizde, hatıralarımızın nöbetçiliğini yaparak ümitlerimizi yemiş ağaçları gibi aşklı bir ihtimamla yetiştirerek, ne sakin günler geçirir, ne deliksiz uykular uyuyabilirdik. Yeryüzü hülya ile hakikatin birbirinden ayırd edilemeyeceği kadar sahih bir cennete dönerdi."

"İnanmazsın; fakat mütemadiyen kendimi, adımlarımı, duygularımı, düşüncelerimi, görüşlerimi tazelemek, yenilemek arzusu ve hasreti içindeyim."

İşte şimdilik bu kadar. Henüz kitabın yarısındayım. Her mektupta kendimi Cahit Sıtkı'ya daha yakın hissediyorum. Ee Ekim çocuğu ne de olsa. 4 Ekim'de doğmuş. 12 Ekim'de ölmüş. 47 yıla harika şiirler sığdırmış. Nur içinde yatsın.


Bu gölge yer pazar günü
Bu şehir, bu tiren sesi,
Gök bildiğim bu mavilik,
Yeşil dallardan süzülen:
Oturduğum rahat koltuk
Beyaz örtüsü masanıb
Sigaram, kahvem, gazetem
Elimin çizdiği kavis,
Kovmak için sinekleri.
Kolumda işleyen saat
Ve esnemem arada bir,
Hep yaşadığıma dair.

Cahit Sıtkı Tarancı


Hep yaşadığımıza dair bu küçük şeylerin hep tadını çıkartmamız dileğiyle.

Benzer yazılarım

10 Yorum yap

  1. Sarah Jio'yu hiç okumadım ve çok merak ediyorum. İnşallah okunacak kitaplarım azaldıkça.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esrarengiz tarzını, her kitapta geçmişe ait bir gizem olmasını seviyorum Akela.

      Sil
  2. Sarah jio hemen biter, cahit sıtkı nın kitabi ciddi gibi. Eskiden yazarlar arkadaşlarıyla hep ciddi konuşurmuş demek ki.hiç gevsemiyorlar mı ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Sarah Jio hemen bitiyor Tosbağa Günlüğü. Çok içten mektuplar ama bizim şimdiki konuşma dilimize göre ciddi kalıyor :) Ben buraya edebiyat konularını aldım, yoksa bankadaki küçük yengemiz, evlenen kardeşler, hastalıklar, sınavlar, herşeyden bahsetmiş.

      Sil
  3. Alıntılar da en çok "sefil ruhlu insanlar" tanımlamasına katılıyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de. Kendilerini yükseltmek yerine başkalarını düşürmeye çalışan sefiller çok var ne yazık ki.

      Sil
  4. Biyografi, anı vb. yaşanmış olayları okumayı ben de çok severim. Cahit Sıtkı favori yazarlarımdan. Bu kitabını da mutlaka okumak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hele Cahit Sıtkı'yı seviyorsan, kesin okumalısın Şule.

      Sil
  5. Böğürtlen Kışını sevdiğimi hatırlıyorum... Bak ne ara bıraktım böyle kitapları okumayı ben... Şıp diye bitiyordu hemen... Bu ayki alışverişime ekleyeyim bir tane... Bu aralar çok dramatik gittim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Araya böyle kitaplar iyi oluyor Şebo, insan biraz kendine geliyor. Gerçi bu biraz hüzünlüydü, yine de iyi geldi.

      Sil