Pazar Sabahı Halleri

Ekim 04, 2020


Sabah çayım ve ben hepinize günaydın diyoruz :)

Gerçi eminim çoğunuz uyuyordur zira saat 8.20.

Yine dolu dolu bir pazar beni beklediğinden erken kalkıp kendime geleyim dedim.

Kendime gelirken de bulaşık makinası boşalttım, çay demledim. 


O da yetmedi ne zamandır gözüme batan mutfak camını sildim. Tek gözüme batan cam o neyse ki. Tam karşımda duruyor, güneş vuruyor ve hayatında hiç cam silmemiş bir dangalak tarafından yapıldığından dışarıdan silmek için akrobat olmak gerekiyor. Benim de yükseklik korkum var. Neyse içten dıştan silen aparatla hallediyorum şalap şulup. Kenarlarda su izi kalıyor ama en azından kiri pası gidiyor. 

Neyse camdan çıkalım.

Dur,  çıkamadım. Camı silerken jaluzinin üzerinin pasağı çarptı gözüme, onu cifledim. Onu ciflerken duvarın üzeri de ciflendi. Aldım mı başa bela. Mutfağın duvarlarını silmeyeli olmuş bir sene. Ellediğim yerle diğer yer arasında üç ton fark belirdi. En kısa zamanda mutfağı döküp temizlemem lâzım. Nasıl yapacağım onu bilmiyorum. 

Tamam, şimdi çıkıyorum camdan. 

Kendime lavaş arası peynir, salatalık koyup kahvaltı hazırladım,  balkona çıktım.

Uzaklardan bir horoz sesi geliyor. Çocukluğumun sıcaklığını getiriyor bana. Saksağanlar muhabbette, serçeler cıvıl cıvıl, baştankaralar birbirlerine sesleniyor.

Saat sekiz buçuk oldu.

Artık kalabalık olmadan pazara gitmem gerek. Sonra onları yıka, o arada market siparişim de bugüne kaldı, geldiklerinde bir de onları yıka. Bugün yine şinanaynom bir pazar günü olacak.

Dün Enola Holmes 'u seyrettim ütü yaparken. (Nihayet üç gündür dediğim ütüyü yaptım, bak bir de onlar yerleşecek yerlerine) Sonra ütü elimde öyle kalakaldım. Hayatta istediğim her şeyi olabilecekken seçe seçe bunu mu seçtim dedim kendi kendime. Seçmedim, sürüklendim. Zira hayatta hedefi olan bir kız değildim, üniversite sınavında yazacak yer zor bulmuştum, tek bir istediğim vardı hayatta mutlu olmak. Üç erkeğin totosunu toplamaya nasıl geldim bilmiyorum. Bu konu üzerinde düşünmem gerek.

Ama şimdi vaktim yok. Pazar beni bekler. Çayımı bitirip çıkıyorum şimdi.

Hepinize mutlu pazarlar.


Sonradan Not : Saat 11.10 Bir bardak çayımı alıp balkona çıktım. Meyveler sebzeler yıkandı, kurulandı, yerleşti. Market alışverişi geldi, yarısı balkona konuldu ( bak şimdi yazarken torbaları koyduğum yeri silmediğimi fak ettim, bekleyin bi dakka) (Tamam,  panik yok, sildim :D) yarısı yıkanıp buzdolabına girdi. Yumurtalı peynirli ekmekler fırında, kahvaltı birazdan hazır olur. Zira bıraksam bizimkiler akşama kadar uyur, dürtmem gerek.

Yer tozutmuş, süpürüp silmek lâzım. Beyazları yıkayasım yok, az dursunlar daha yeni ütü yaptım. Tavuk çıkarttım, pilavın yanına iki dakkada tavada pişsin. Sanırım bugünlük işler tamam olur o zaman . Yapbozumu bitirip kitabıma gömülebilirim. Amin.

En Son Not : Saat 13.00. Kahvaltı bitti, ev de süpürüldü. Yemek vaktine kadar biraz keyif yapabilirim artık :)

Benzer yazılarım

22 Yorum

  1. Ne güzel, ne içten yazmışsın yine, aktı gitti. Sana da mutlu pazarlar canım.

    YanıtlaSil
  2. Günaydın.Saat 9.20 :) bende 8 de kalktım ama senin gibi hamarat asla değilim,sadece balkonu bir vileda geçiyorum ,çünkü terlikleriyle içeri girip çıktıkça tüm toz eve yayılıyor.Sanırım Türk gençlerinin çoğu,özellikle bizim nesilde öyleydi, hedefleri olmadan paldır küldür bir yerlere girip okuyorlar. En acısı üniversitede erkek arkadaşlarımız,80'li yıllar' bazen dalga geçerdi; diplomalı bulaşıkçılar olacaksınız ,diye.Sinir olurduk.Hala aklıma geldikçe kızarım. Tabii ki çalıştık, paramızı kazandık ama diplomalı bulaşıkçı olduk mu ? Olduk (erkekler ne kadar yardım ederse etsin) Ay neyse sana kolay gelsin Handancım.Mutlu pazarlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürekli ev dolu olunca artık ne zaman fırsat ve enerji bulursam sağa sola el atıyorum Mehtap, cumartesi pazar kalmadı zaten. Bir de benim mutfak bu saatten sonra çok sıcak oluyor, sabah sabah yaptım yaptım :)
      Valla bizim nesil, daha sınava girmeden tercih yapan saçma sapan sistemin kurbanı bence. Ama yine de kendime iğneyi batırmam gerekirse tamamıyla benim şabalaklığım.

      Sil
  3. Bende sözde bugün is yapmadım ama yorgunum. Dahası sinirli.
    Bir pazarda böyle geçti gitti bitti.
    Yarına Allah kerim.
    :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın Hayalperest, enerjik ve huzurlu bir haftaya açılsın sabahın :)

      Sil
  4. Hayatta seçe seçe bunu mu seçtim demişsin ya, hayat seçme fırsatı veriyormuş gibi görünüyor ama vermiyor aslında.
    Mesela benim hayalim okuldu işti mevzularından hevesimi alıp çok geç olmadan evlenip eve ve çocuklara odaklanmaktı ama hayat inatla aşk girişimlerimi başarısızlıkla sonuçlandıra sonuçlandıra aşktan da evlilikten de soğutup "sen kendi işini yapacaksın, sen hep çalışacaksın ve her defasında düşüp yeniden kalkacaksın" diye beynimi yedi :) 33.yaştan sonra sen istesen de istemesen de hayat artık o yola koyuyor diyorlar, dedikleri gibi oldu. Evlendirmiyor da, illa işkolik olacağım :)) aşk diye bir duygu olduğunu unuttum artık.
    Hayat insanı o olması planlanmış yola illa ki koyuyor işte ister kendi ayaklarınla gidersin istersen ben sürüklerim kan revan içinde gidersin diyor... neyse ben de doluymuşum baya :)) ama 25-26sında evlenip 29-30unda çocuk yapma hayallerimi hatırlıyorum arada, üzülmüyor değilim yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de hiç evlilik ve çocuk hayalim olmamıştı :D Hiç üzülme, hangi yola sapsak (ya da saptırılsak) diğer yolda kalıyor gözümüz.

      Sil
    2. Bilmiyorum bu yorumumu görür müsün ayın gölgesi, ben 32 yaşında evlendim. Yani bence umudunu kesme hayattan.

      Sil
    3. Uyuşuk hayalperest, 30a gelince "aslında böylesi daha iyiymiş en iyisi en mantıklısı 32de evlenmek" diyordum ama şimdi 34 yaşındayım hala aynı yerdeyim :D Gerçi bir arkadaşım bu sene evleniyor ve 39 yaşında ama benim üzüldüğüm asıl şey ilk gençlik zamanlarımda o heyecanı yaşamamış olamamak, neyse her şey nasip :)

      Sil
  5. okuyayım, işim olsun diye ertelediğim hayatın ertesinde kaldım ben :))) bizler ne kadar plan yaparsak yapalım hayat bizim için bir plan yapmış oluyor o tıkırında işlerken bizim planlar pufff! :)) Mutlu pazarlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardır her işte bir hayır diyerek içine düştüğümüz yolu güzelleştirmenin bir yolunu bulmak gerek sanırım :)

      Sil
  6. Gene yazıyorum, bir kişinin dört kişinin işini yapması haksızlık Handan. Tek suçlu biziz, aynen haklısın, bizim şabalaklığımız. Daha dün lavabodaki kılları görüp, zavallı Handan, onda üç tane var, diye düşündüm, valla bak yeminle 😂😂. Bu saatten sonra mehtAp’ın yazdığı gibi diplomalı bulaşıkçılığa devam, gocunup da kendimizi üzmeyelim boşuna 🤗😘😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gocunmak değil, şu anda mutsuz olduğum şeyleri nasıl düzeltebilirim kısmıyla ilgilşyim ben Sevda. Meselâ Bilgiç'le bir haftadır kalk kavgası yapıp çileden çıkmamayı başardım. Şimdi yola çıktı, ihtimal ikinci derse ancak yetişecek. Napiim. Vay anam kader beni bu hale getirdi modlarına hiç giremem ama içinde bulunduğum mod beni şu an mutlu etmiyorsa kendime bi çıkış noktası bulmam lâzım :)

      Sil
  7. merhaba handan abla, size tesadüf etmemle birlikte cebimdeki taşları dökme fırsatı buldum, şahanesiniz. çokça sevgiler��

    YanıtlaSil
  8. Bir çırpıda bitti okuması. Cümleler akıcı olsa da ev işleri öyle değil maalesef. Annem de dün camları sildi. O duvarı cifleme işi de bana verildi. Dediğiniz gibi bir yeri silsem diğer yer kirli geliyor gözüme. Ev işi çok nankör.

    YanıtlaSil
  9. Kadın milletinin işi neden hiç bitmiyor ve neden her şeyi biz yapmak zorundayız yaa çok sinir bozucu. Işimiz azmış gibi bir de şu lanet corona temizlik olayını iyice arttırdı 😡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç sorma Burcu, ben öyle hijyen delisi bir kadın değildim, biraz mikrop iyidir derdim. Su bidonu silerken kendime gülüyorum şu an.

      Sil
  10. Güzel geçmiş bir gün yine de.
    Öyle eğlenceli yazıyorsun kii bayılıyorum okurken :)

    YanıtlaSil