Kitap Salı

Haziran 09, 2020

Yine bir e-kitap ile başladım haftaya. Gerçi ya okuma şenliğinde Polonyalı yazar kategorisi kaldırılmış ama ben listemi yapmıştım o zaman kadar, değiştirmedim o yüzden.

Kişisel gelişim kitapları okumayalı bayağı olmuştu. İçimin daralıp kendimi çaresiz hissettiğim bu günlerde (Corona ile alakası yok tamamıyla ergen annesi olma halleri) canım çekti.

Bir kitap da yetmedi, bir de ne zamandır okumak istediğim, harika kapağı ve cildi kadar ismine vurulduğum kitaba da başladım. Neden?  Zira e kitap okurken kitap okumuşum gibi hissedemiyorum.

Hem neden olmasın ki :)


Yaşama sanatı biraz karmaşık bir kitap geldi bana. Sanki ders kitabı okuyormuşum gibi hissettim. Ya da bitirme tezi gibi. Kitabı kitap olarak değil de yeni okunacak düşünürler ve yazarlara yönelik katalog gibi görmeye başlamış olabilirim bir yerden sonra. Zira içi bir çok düşünürden alıntılarla doluydu. Dönüp tekrar okuduğum cümleler çok oldu. Çevirenin dili de eski kelimelerle doluydu ki 2008 yılında basılan bir kitaptan beklemediğim bir durumdu bu. Genel itibariyle bir akışkanlığı bulunmayıp (çevirenden de kaynaklı olabilir bu kısım. Uzun, anlatım bozukluğu olan, başından başlayıp sonuna varamadığım cümleler vardı.) ve bütünlüğünü sağlamada zorlansa da azmederek okuyorum diyebilirim.




"Özveri şimdilerde çoğunlukla, bilhassa tercihen gitgide daha büyük bir miktar paradan vazgeçmek anlamına geliyor."

" Geleceği tasarlayan istenç geçmiş tarafından özgürlüğünden yoksun bırakılmıştır. "

"Tüketim,  güvence ve doymuşluk yerine endişe artışına neden olur. Kafi olan asla kafi gelmez."

"Büyük savaşın hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösterdiği şey şuydu : İnsanların yünetimi, en az, iki yüz yıl önce suçlanan Doğa'nınki kadar kaprisli, önörülemez, kör, düşüncesiz ve erdemlerle günahlara karşı kayıtsız, üstelik de daha gaddar ve yıkıcı olabilir."

" Yaşam meşgaleleri, örneğin,  katılmak ile caymak, taklit ile icat, rutin ile kendiliğindenlik gibi, birbiriyle tamamen uyumsuz,  hatta tamamen zıt hedefler arasında gidip gelmek zorundadır. Bütün bu karşıtlıklar, bireysel yaşamın tescil edildiği ve kendini kurtaramadığı üst-karşıtlığın, yüce karşıtlığın örneklerinden ibarettir : Yani güvenlik ile özgürlük arasındaki karşıtlığın örnekleridir ki bunların ikisi de şevkle arzulanır ama uzlaştırılması müthiş ölçüde zor ve aynı anda tamamen tatmin edilmesi neredeyse imkânsızdır."




Bu kitap özlü sözler bileşkesi gibi. Bölümlerin başında o konuyla ilgili kısa yazılar var,  sonra sözler geliyor . Özellikle öğretmenlikteki ilk yılını anlattığı kısmı sevdim. Sanırım bir müddet baş ucumda tutup arada bir rastgele sayfasını açarak kendime fal tutacağım :)


"Gördüğümüz dünya evrenin tamamı değil, sadece zihnin önemsediği sınırlı parçası.  Ancak zihnimiz için o küçük dünya, evrenin tamamı demek. Gerçekliğimiz sonsuz şekilde uzayıp giden kozmos değil, bizim odaklanmayı seçtiğimiz küçük parça."

"Zihniniz olumsuz duygularla dolu olduğunda  dünya da olumsuz görünür. Kendinizi allak bullak olmuş ve yoğun hissettiğinizde çaresiz olmadığınızı hatırlayın. Zihniniz durulunca dünya da durulur."

"Unutmayın ki siz ne duygularınızsınız ne de zihninizin onları anlaşılır kılmak için anlattığı hikâye. Siz onların ortaya çıkışını ve ortadan kaybolmasını bilen engin sessizliksiniz."

"Görünüşe bakılırsa çoğu insan on beş dolarlık bir şarap ile elli dolarlık bir şarap arasındaki farkı ayırt edemiyor. Fazladan verilen otuz beş dolar bizim kibrimizdir."

"İnançlarımıza çok fazla tutunduğumuzda gerçekliğe kör olma ve sadece inançlarımıza uyan şeyleri görme tehlikesine düşeriz."


Peki, tamam, diğer ikisi bitmeden bir de buna başlamama mantıklı bir açıklamam olabilir belki. Hımmm. Roman da okumak istedim sanırım.

Zaten kitaplardan birisi ite kaka ilerlerken diğeri anında bitmesin diye aheste aheste okurken bir üçüncüye ihtiyacım olduğu gayet açık aslında :D

Seksen sayfasın geride kalmış olan bu kitapla ilgili henüz söyleyebileceğim çok birşey yok. Fantastik bir hikâyesi,  bir de hikâyenin içinde hikâyesi var. Fantastik hikâyede şeytan,  hikâye içindeki hikâyede İsa anlatılıyor. Ve ben anlıyor olsaydım eminim diyecektim ki satır araları bir sürü göndermeler, alt mesajlarla dolu :) Akıcı gidiyor. Bakalım neler olacak ilerleyen zamanlarda :)


"Evet, acı dalgası kabardı, bir süre tutundu, tutundu ve düşmeye başladı."

Toplamda hiç kitap bitirmemiş olsam da bu haftayı verimli okuma haftası olarak düşünebilirim bence :D Bakalım gelecek hafta salımızda neler olacak.

Herkese iyi okumalar :)

Benzer yazılarım

6 Yorum yap

  1. Benim de bugün finallerim bitiyor vee hunharca okumak istiyorum artık 😁 Yaşam Sanatı 'nı ayrıntı yayınlarından okuyacağım ben bakalım onun çevirisi nasıl.
    Usta ile Margarita yı bitiremedim ben yaa sanırım anlamadığım için sıkıldım 🤣

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kişi çevirmiş Burcu, ders için okumayacaksan boş ver okuma :D

      Usta ve Margarita 'yı okuyorum da öyle bi etkilenmedim daha.

      Sil
  2. Usta ve Margarita için Deniz Yüce Başarır'ın podcastini de dinle bitirince muhakkak, aslında bitirmeden de dinleyebilirsin spoiler yok çünkü :) Muhteşem kitaptır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuyorum ama pek de etkilenemedim henüz Mimoza, tamam dinleyeyim onu :)

      Sil
  3. Usta ve Margarita bu gece önüme ikinci defa çıkınca, hele bir de üstte şahane bir podcast önerisi olunca, e artık... :)
    Yaşam sanatı'nın çevirisi kötü gibi geldi bana, alıntıdaki kelime seçimleri kulağı tırmalıyor ve asıl fikir anlaşılmıyor pek. Ben artık resmen "en tepedeki 5 yayınevi" ırkçısı oldum hatta belli dillerde belli çevirmenleri kovalıyorum, yoksa anlamıyorum dili Handan. Zaten çıkmışım Türkiye'den teee ne zaman zaten yabancılaşıyorum dile her gün, bir de dilimi anlayamayınca çok bozuluyorum. Çeviri alanında ciddi sorunlar var sanki!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya aldığım cümleler yine anlaşıyor azıcık Ceren, sen bir de diğerlerini görsen. Bir sürü ve lerle bağlı, neyin neye bağlandığı belli olmayan, okuyup anlamlandıramadığım kelimeler bileşkesi.

      Sil