7

Kasım 11, 2023

 -Deneyelim o zaman Dim, ben de bilmiyorum kaç kişininkini aynı anda alabileceğimi. Önceden tanıdıklarımın seslerini biliyorum. Numb üyelerininkini de biliyorum ama gerçek hayatta duymadığımdan karıştırmamak için bugün gelip önceden tanımadığım herkes sırayla bana ismini söyleyebilir mi acaba ? Tamam. Şimdi öğle yemeği istediğiniz üç şeyi yüksek sesle ve anlaşılır şekilde söyleyebilirsiniz. Sırayla söylemenize gerek yok. Sadece düzgünce söyleyin yeter.

- Nasıl yani, aynı anda mı ?

- Evet. Yani karar verince söyleyin, aynı anda haykıracağız diye uğraşmanıza gerek yok ama başkası söylüyor diye beklemenize de gerek yok.

Herkes şaşkınlıkla durdu. Grup üyeleri bunu çok eğlenceli bulmuşlardı . Birbirlerine yaklaşıp birşeyler söylediler. Sonrasında tam bir kakofoni oluştu. Her yerden bir liste geliyordu. Ardından da sessizlik oldu. Şimdi bütün gözler genç kadındaydı.

- Sağlamasını yapacak vaktimiz varsa sizlere söyleyeyim, ya da direk sipariş edelim geldiğinde dağıtayım.

-Eğer sizin için sakıncası yoksa , yanlış yemek gelmesini istemediğimizden sağlamasını yapalım lütfen.

- Tabi. 

Ve tek tek herkesinkini saymaya başladı.

- Son olarak Yeo'nunki. Önce kızarmış tavuk, salata, madensuyuydu sonra kızarmış tavuk tavuklu noodle a , salata turşuya döndü. En son yeniden kızarmış tavukta bıraktı . O arada bir de şarkı söylüyordu ama onun konumuzla alâkası yok.

Hepsi kahkahalarla gülerken Yeo muzip muzip gülümseyip eliyle okey işareti yapıyordu. 

- Sanırım herkesinki doğru, siparişleri verebiliriz artık.

İnsanların ona hayranlıkla bakmasına alışkın olmayan bünyesi hemen oradan inip kaybolma moduna geçerken heyecanla çarpan kalbinin sesini herkesin duymasından korkuyordu. Bilgisayarın başına geçip hemen siparişleri verdi.Özel bir program kurmuşlardı , sesli olarak siparişi yazdırıp üzerine dinleyerek kontrol de edebiliyordu. Ama titreyen elleri ile okey tuşuna basması biraz zor olmuştu.

......

Camın önüne asılı kristalden ellerine vuran rengârenk ışıklar mı onu daldığı karanlıklardan geri getirmişti, İna'nın açtığı müziğin ruhuna dokunması mı yoksa sokaktan gelen çocuk kahkahalarının sıradan normal günlerini hatırlatması mı bilemedi ama yavaş yavaş dalgınlığından sıyrılıp hafifçe toparlandı. İna ile Min hafiften dans ederek yemek hazırlıyorlardı, kristaller tüm camlarda vardı ve akşam güneşi ile içerisi masalsı bir görünüme kavuşmuştu, tam o an, hafif bir rüzgârın yeni kesilmiş çim kokusunu burnuna ulaştırdığı, şarkıdaki kadının "yeniden kral olabilirsin " dediği, bir çocuğun kahkaha attığı tam o an Elisa uzun zaman sonra ilk defa yaşadığını hissettiğini fark ederek derin bir nefes aldı. Onu gören ana kız , "Oo birileri uyanmış " dediler . Uzandığı yerden kalkarken kolu acıdı. 

- Dur dur, kolunda serum vardı. Doktoru çağırırız çıkartır birazdan. Ne kadar süredir uyur uyanık duruyorsun biliyor musun ?

Ne kadar diyecekti ama sesi boğuldu çıkamadan. Başını salladı hayır anlamında.

- Üç gündür.

- Üç gün mü diye fısıldadı.

- İlk akşam uyuyorsun zannettik, ama ertesi sabah da hiç tepki vermeyince ödümüz koptu. Doktor geldi. Serum taktı. Rahatlatıcı ilaçlar verdi. Bu beşinci serum.

- Özür dilerim.

- Niye ki ? Özür dileyecek bir şey yok.

- Size çok yük oldum.  

Hâlâ sesi çıkmıyordu.

- Min su götürsene . Ağzına damlatmaya çalıştık arada ama korktuk da bir yandan. Boğazın kurumuştur. Yudum yudum ağzını çalkala.

.....


Diğer bölümler için tıkla

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. Handan bayılarak okuyorum. Film gibi!

    YanıtlaSil
  2. Duyup kaydetme yeteneği var o zaman,enteresan.insallah ina ile min pislik çıkmaz rıza baba!

    YanıtlaSil
  3. Uvv karakterimiz gittikçe ilgi çekice oluyor efenim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, sevindim bunu duyduğuma :)

      Sil
  4. Dahi garson 🤣. Ne güzel herşeyi akılda tutmak.

    YanıtlaSil