2

Kasım 02, 2023

Kameralar kuruluyor, odalar hazırlanıyor, insanlar sürekli koşturuyorlardı. Onların arasında yol vermek için sağa sola savrulup durmaktan başı dönmüş olan kadın en sonunda bar şeklindeki mutfağın bir köşesine sığındı. Ne işim var burada diye geçiriyordu bir yandan da aklından. Bunca deneyimli, işini bilen insanın arasında deneyimsiz ve bilgisiz haliyle ne yapmaya kabul etmişti bu işi acaba. Bir malikânede yapılacak altı yedi aylık çekimlerde orada kalan ekibin ihtiyaçlarını bize iletip ufak tefek işleri halledecersin demişlerdi ona. Öyle havada bir tarifti ki. İşi ona ayarlamayı başaran kişiye büyük saygısı olmasa ve tabii ki de işe de bu kadar ihtiyacı olmasa hayatta kabul etmezdi. Umarım hepsine durumumu açıklamışlardır diye geçirdi aklından. Bu kadar kişiye tek tek açıklama yapmak zorunda kalırsa ne hale gelirdi kim bilir. Sabahın ilk saatlerinde, daha kimseler gelmeden önce kendini rahatlatıp motive etmeyi başarmış gibiydi ama bir anda kapıda duran minibüsler, karavanlar, tırlar falan derken şu an mutfak dolaplarından birinin içine saklanmayı tercih edecekti. 

-Yemek siparişini siz mi ayarlayacaktınız ? 

A haa, yok, mutfak dolapları kesmezdi artık, yer yarılsa da içine girsem moduna geçmişti şu an.

.....

Dev ekranda yüzler bir bir belirmeye başlamıştı. Hepsine sevgi dolu gülümsemeyle baktı. Büyümüşlerdi. O ilk günlerden bu zamana çok yol kat etmişlerdi. Yorulmuşlardı, yıpranmışlardı ama yaptıkları işi ne kadar sevdikleri ışıldıyordu gözlerinde. Pes etmemişlerdi, yere serilmemişlerdi. En azından birlikteydiniz,  ben tek kaldım sizden sonra diye mırıldandı usulca. 

.....

Omuzuna bir el dokunduğunda hâlâ kapının önünde kımıltısız duruyordu. Gecenin nemi ile ıslanmış, titriyordu. Sabahın ilk saatleriydi , etraf sessizdi.  Derin bir uykudan uyanamamışçasına başını kaldırdı karşıdaki komşusuyla karşılaştı gözleri. Ama kim olduğunu algılaması ve dediklerini duyması için kadının tekrar tekrar söylemesi gerekti.

-Gel canım, eve gidelim, çok üşümüşsün. Gece boyunca burada mı kaldın ? Görseydim gelirdim yanına.

Uzak durulması gereke kötü kadın. Göçmenlerden nefret ederiz biz. Neden ki acaba. Çok nazik ve güzel gözüküyor. Dilimiz de harika konuşuyor. Ama onun kocası yok çocuğu var. Neden ki ? Neden kötülerin çocuğu oluyor da benim olmuyor. Kötü değil gibi ama. 

Gelip yanına çömelmişti şimdi, ne güzel bakıyordu. Kendisine kimse böyle bakmamıştı sanki daha önce. Kendisine kimse bakmış mıydı ki acaba ? Kafasının içinde yüz bin şey dönüyordu, hiç bir şeyi algılayamıyordu bu yüzden .

- Haydi gidelim, biraz uyu, kendine gel, yine geliriz buraya istersen. Anahtarını mı unuttun , kavga mı ettiniz yoksa, ne oldu böyle?

Başını salladı sağa sola. Anahtarını unutmamıştı. Kavga da etmemişti. Hiç kavga etmezlerdi zaten. Sadece gerilim dolaşırdı içeride istediği şeyler olmazsa. 

Ellerinden tutup kaldırmaya çalıştı kadın. Mümkün değildi onu yerinden oynatması .  Çaresiz şekilde kalkıp evine dönerken arkasından gelen belli belirsiz fısıltıyı duyunca durdu.

-Ne yapacağımı bilmiyorum, gidecek hiçbir yerim yok. 

Gözlerinden yaş akmaya başladı. Saatler sonra ilk defa kımıldayıp başını kaldırdı. 

- Gidecek hiçbir yerim yok..

.....

Önceki Bölüm

...1....

Sonraki Bölüm

...3....



Benzer yazılarım

12 Yorum yap

  1. Bu bildiğimiz Handan tarzından oldukça farklı olmuş 🙂👏

    YanıtlaSil
  2. Kaleminize sağlık güzel bir hikâye olmuş. 😊

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. Zamanla oturacak, ben de hababam isimleri yazdığım yere bakıyorum :D

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. O hissi yansıtabildiğime sevindim, yazarken benim de içim acımıştı.

      Sil
  5. Hem de katmanlı katmanlı kurgusu var, bir çırpıda okudum 🥰

    YanıtlaSil
  6. Kahraman zamanda gidip geliyor anladığım. Merak uyandırıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet üç zaman diliminde dolaşıyoruz :)

      Sil