Geçen Hafta Bu Zamanlar Metehan'la Yemek Yiyeceğimiz Bir Yer Arıyorduk :D

Nisan 04, 2022

Bi yazma tembelliği geldi üzerime, günler geçiyor, ana oğul çılgın maceramızı anlatmadım hâlâ. (Başlığı attıktan sonra iki gün geçti bu arada, bitene kadar kaç gün geçecek acaba?) 

Taşınmamızın ikinci gecesi,  önceden hazırlayıp bir kenara koyduğumuz çantalarımızı çıkarttık. O karmaşada önceden hazırlamak aklıma gelmemiş olsaydı ne yapardık bilmem. 

Sabah Can bizi Kadıköy'e bıraktı. Havaist'e bindik. Çift maskeli falan pek dikkatli yola çıktık. İki gün önce on taşıma elemanıyla aynı evde onlara maske taktıramadan dolanmıştık ama neyse :)

Aslında biletimiz cumartesi sabahınaydı. Metehan'ın doğumgününü kutlayıp da gideriz diye düşünmüştüm. Ama hem Can'ın o akşam uçuşu olduğundan hem de taşınma telaşından (bababa taşınm telaşından doğumgünü kutlanamıyo ama gezmeye gidiliyo :D) kutlama işini sonraya erteleyince cumartesi sabahı saat sekizdeki uçak yerine cuma öğlen uçağına gitmeye karar verdik. Bizim biletler personele özel indirimli bilet olduğundan değiştirebiliyoruz aldıktan sonra. Ki dönüş sırasında yaşadıklarımızı düşününce iyi ki de öyleymiş :D

Uçukta boş yer olup  da bineceğimiz kesinleşince (evet ucuza alıyoruz ama uçak doluysa binemiyoruz)  hemen cuma gecesi için düşündüğüm yeri ayarladım binmeden. 

Gideceğimiz yer Montpellier 'di,  oraya Toulous üzerinden uçarak gittik. Toulous sonrasında trene binip iki (ya da üç)  saatlik yolculuk yapılıyor. Akşam orada olacağımızdan gece Toulous'da kalıp ertesi gün geçmeye karar verdik.Can orada eğitimdeyken  yanına gidip bir hafta kaldığım şehir olduğundan biliyordum orayı, dolayısıyla havaalanına yakın Blagnac kasabasında ucuz bir otel bulunca orada kalalım dedim. Bir yandan da çok ucuz bu işte bi iş var diyorum ama bulamıyorum.  Booking'de puanı da yüksek. (Ay bu arada booking uygulamasını telefonumda bulana kadar aradım bayağı,  hahaha, özlemişim kendisini)  Neyse bindik uçağa, öğleden sonra oraya indik. Zaten havaalanı yakınında kaldığım için daha önce o çevre en çok bildiğim yerdi. Yürüye yürüye otele giderken sevdiğim parka uğrayıp piknik yaptık. Bahar gelmişti oralara. Sonbahar halini gördüğüm parkın papatyalarla bezeli görüntüsüne bayıldım. Kırmızı bankları duruyordu hâlâ.  






Blagnac'a yürüdük. Metehan da benim ilk gördüğümde dediğim gibi buralarda yaşanır anne dedi. Kuş sesleri, sakinlik, bahçeli güzel evler..




Havanın kararmasına yakın artık otele kendimizi atıp dinlenmek için yerini aradık. En sonunda etraf kararmışken oraya ulaştık. Kapısına geldik. Resepsiyona girmek için ittik ama açılmadı. Haaa?  Bir daha dikkatlice baktık, evet adres bu adres, bina fotoğrafta gördüğüm bina. Ama burası bir apartman. İnternet yok,  telefon da edemiyoruz (gerçi kız ingilizce biliyormuş, etsek konulabilirmişiz) . Apartmanda birilerini görünce telefonu kapıya dayayıp aradığımız yeri onlara gösterdik. Neyse içerideki hanım gideceğimiz yeri biliyor çıktı, bilir zira karşı komşusu, meğer biz bir kızın evine gidiyormuşuz :D Kız bize mesaj atmış kaçta gelirsiniz diye ama ben uçağa binerken görmemişim sorusunu. On dakika sonra annesi gelip kapıyı açtı. Evde bir konuk daha vardı ama haliyle o bizi içeri alamamıştı özür dileyerek. Üç odalı evinin iki odasını kiralıyormuş ev sahibimiz. Odada masa, dolap,çift kişilik yatak vardı.  Tuvalet,  duş ortak. Salona kutu oyunlar tv falan koymuş. Mutfakta kahve vs. Metehan " Otele gidip bi rahatlayacağım diye düşünmüştüm ama misafirliğe gelmiş gibi hissediyorum kendimi " diyerek hislerimize tercüman oldu. Hahaha, çok komikti halimiz.

Bir saat sonra ev sahibemiz geldi. Yeniden dışarı çıkacakmış arkadaşlarıyla.  Sabah çıkarken kullanmamız için anahtar bırakacağını söyledi. Kapıyı çekerken gürültü oluyormuş aksi halde. Ama büyük ihtimal kendisinin evde olacağını, anahtara ihtiyaç duymayacağımızı ekledi. Sevimli bir kızdı ve ingilizce konuşuyordu :D 

İnternet şifremizi verip istediğimiz kadar film vs de seyredebileceğimizi ve gece tuvaleti kullanmamızdan rahatsız olmayacağını söyleyip gitti. Valla sifonun öyle bir sesi vardı ki onun yatak odasının yanındaki tuvaleti kullanamayabilirdim demese :D 

Saat farkının da etkisiyle erkenden tuş olduk. Önce tren biletlerimizi almayı  başardım ama. Bende tren fobisi var. Danimarka'da Kopenhag'dan Billund'a giderken önümüzde duran trendeki yerimizi bir türlü bulamayınca oluşmuştu. Trende yer bulamama maceralarıma yenisinin katılacağını bilmiyordum o sırada tabi :D Gecenin bir yarısı telefonla yerimden sıçrayacağımı da bilmiyordum.

Tren hikâyesi yarına kalsın. Yataktan sıçrama hikâyesi sinir bozucuydu.

O gece Can'ın uçuşu olduğunu söylemiştim. Bilgehan evde yalnızdı. Bir gece önce terlik sesinden rahatsız olup bağrınan alt komşularımızı unutup gecenin bir yarısı arkadaşlarıyla oyuna dalıp kahkaha falan atınca kapıya dayanmışlar. Bizimkisi hemen oyununu kapatıp kapıyı açmış, özür dileyerek kapattığını söylemiş ama annesinin tutmaya çalıştığı oğlu bağrış küfür Bilgehan'a sataşmaya devam etmiş. Bizimkisi suratına kapıyı çarpmış neyse ki. Beni aradığında dışarıda hâlâ bağrınıyordu adam. Bir saat onu sakinleştirdim, kulağına kulaklık takıp dışarıyı duymamasınu, kimseye kapıyı açmayıp cevap vermemesini söyledim. Neyse ki eğer zorbalık devam etseydi kardeşimi arayabilecek olmanın bir ferahlığı vardı yoksa ne yapardım bilmem. O gece o sinir ve çaresizlikle uyumayı başardıysam her şeyi Allah'a havale edip vardır bir hayır diyebilmem sayesindedir. Bilgehan'a kapıyı kilitlettim. Bizimkinin sesiyle rahatsız olan şahıs iki saat apartmanın içinde bağrınarak kimseyi rahatsız ettiğini düşünmüyordu ihtimal.
Bizim oğlanların sesi gerçekten yüksek. Kulaklık tatktıkları için de hiç ayarlayamıyorlar. Evde yalıtım pek yok, insanlar rahatsız olmuş olabilir. Ama bir gece önce terlik sesime evinden doğru "Ben ev sahibiyiiiim sen kiracısııııın, bak hâlâ dolaşıyoooor" diye bağırmaları ( yeni taşınmışım ben yahu, saatin farkında olmamış olabilirim kutuların arasında debelenirken,  gelip bir tanışır, sonra da derdini nazikçe anlatırsın,  evinden bağırmak ne demek oluyor?)  ertesi gün özür dileyen oğluma saldırmaya çalışmaları hiç aklı selim birilerinin yapacağı şeyler değildi.

İşte seneler sonraki ilk maceramızın ilk gecesi böyle geçti. 

İkinci günü de yarın anlatayım.

Bu arada ev sahibinden senelerdir kavgalı olduklarını öğrendik. Bir haftadır gece yarısından itibaren evde parmak uçlarımızda dolanıyoruz neredeyse. Neyse başka vukuat olmadı. Ama bizim psikolojimiz bozuldu. Ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyoruz. 

Ama bunu bırakalım biz. Tatile odaklanalım :) Ben öyle yaptım. 






Hee, bi de çok ballıyız, biletleri alırken korona testi gerekiyordu Fransa'ya giriş için, sonradan aşılılara kalkmış, hehehe, burnumuza çıbık soktormadan gidebildik :D Kendimizi güya gitmeden karantinaya alıp hasta olmamaya çalışacaktık, taşınıp da bilimum insanla içli dışlı olmak zorunda kalınca o iş yattı :D Neyse hastalanmadan gidip döndük.  Hafif kırgın gibi oldum döndüğüm günlerde ama o yorgunluktan diye düşünüyorum.  Umarım öyledir :)

Buraya kadar okumayı başaranlar, fotoğraflardan birisine tıklayıp şarkılarını alsınlar. İyi geceler efenim. 


Benzer yazılarım

26 Yorum

  1. Bayağı bir maceralı olmuş. Umarım yeni evde sorun yaşamazsınız agresif insanlarla uğraşmak çok zor. Ev sahibi söylemez tabii burda böyle komşu var diye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de ne macera Derya :)

      Söylemez tabi :/ Bakalım, göreceğiz neler yaşanacak.

      Sil
  2. Offffff macera kitabı okur gibi hissettim Handan Abla. 😁
    İnşallah bir çözüm olurda, keyifle, rahatlıkla oturursunuz yeni evinizde...
    Tatil fotoları bir harika.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam macera kitabı mounda geçti dört gün Gülşah :)

      Şimdilik başka kavga gürültü çıkmadı evde, umarım üzerimizdeki gerginlik de geçer.

      Teşekkürler :)Tatil videolarını da bir düzenleyebilsem çok iyi olacak :)

      Sil
  3. Otel diye aldığınız yerin bir evin odası çıkması ilginç olmuş:) Ve gerçekten de insanın kendini misafirlikte sanıp gerilemeye devam edeceği bir durum:) (Mor ve Ötesi, Uyan çıktı sabah sabah)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya, ev çıkması çok komik oldu. Neyse odamıza yayılıp rahatladık sonunda ama ilk anlat tam gerilimdi :)

      Sil
  4. Allah kolaylık versin Handan, ama ben galiba ev değiştiridim dayanamam böyle insanlara. Anne oğul güzel bir gezi olmuş size..
    Jud Strunk - Daisy A Day çıktı sabah şarkım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer bir olay daha yaşansaydı hemen, biz de pılıyı pırtıyı toplayacaktık neredeyse Özlem. Can o kadar sinirlendi ki sakinleşemedi bir türlü.

      Gezi çok iyi geldi bize :)

      Papatyacı seniiii :)

      Sil
  5. Günaydın ne güzel yapmışsınız ana oğul ah sefan olsun. Komşularla uğraşmak zor. Allah sabır versin bulaşmayın diycem ama öyle emanet gibide olmaz ki insan evinde. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi akşamlar Hülya. Ana oğul doğumgünü kaçamağı çok iyi geldi. Evde yürürken bile gerilme hissim geçmedi henüz, terlik tıkırdamasın modundan çıkabilsem çok iyi olacak.

      Sil
  6. oh ne güzel tatil oşmuş taşınma yorgunlkları telaşı bitip gitmiştir harika

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel tatil oldu gerçekten de B :)

      Sil
  7. Sonuna kadar okudum tabii ki, tren macerası yarına kaldı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tren macerasııı, pazar alışverişiii, telefon kaybetmeee, yarabantı aramaaa :D

      Sil
  8. Otel rahatlığı beklerken misafir gerginliği kötü olmuş ama o noktada otel gibi düşünmek, rahat olmak lazım. Sonuçta parasını ödediğiniz bir hizmet alıyorsunuz (diyorum ama ben muhtemelen sizden çok gerilebilirdim :(

    Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış. Bakarsınız ömürlük evinizi bir an evvel bulmanıza vesile olur alt komşu. Bizim alt komşumuz da bize çok işkence yaptı. Gece gündüz demeden sürekli alttan sopalarla vuruyor; yöneticiye, ev sahibimize şikayet ediyordu. Arya küçük çocuktu ve dur, koşma falan desek de anlamıyordu ya da unutuyordu hemen. Kabus gibiydi o günler ama sonunda kapısına inip durumu izah ettim ve bir daha alttan sopayla falan vurursanız ben de sizi tacizden polise şikayet edeceğim dedim. Ondan sonra da hiç takmadım kendisini.

    Ana-oğul maceranızın devamını merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonradan odamıza yayılıp rahatımıza baktık Manxcat, sadece ilk yaşananlar şok oldu :D Evde bulamamak, kapıda kalmak, ne olduğunu anlamaya çalışmak falan :)

      Vardır her şerde bir hayır, kim bilir belki de dediğin gibi olur :) Oğlanlar küçükken tek katlı lojmanda oturduğumdan çok rahattım ben. Bir de erkenden uyuyorlardı zaten. Şimdi gece kuşu koca tipler evde dolaşıp dururken kapılar yerler ses yapıyor haliyle. İzolasyon da çok kötü.

      Sil
  9. Ev konusunu geçiyorum, ana oğul muhteşemsiniz! <3

    YanıtlaSil
  10. Ayy nasıl hoşuma gitti bu geziniz, uzun zamandır gezemeyen biri olarak !
    ikinci bölümü bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Buket, nasıl iyi geldi bilemezsin, karavanın da tadı başka ama sırt çantası ile yollara düşmek apayrı.

      Sil
  11. Sen anlatınca böyle, seyahat etmeyi nasıl özlediğimi anladım.
    Papatyalı şarkımı da sldım. Oh.. iyi geldi 🧡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de gittiğim zaman anlaım ne çok özlediğimi. Gıpraşmak lâzımmış :)

      Keyifli dinlemeler :)

      Sil
  12. Bana Carry On çıktı. :)
    Gezi güzel başlamış aslında, misafirlik usülü konaklama da anı olmuş. :D
    Alt komşu gerçekten terbiye yoksunu gibi duruyor, Allah sabır versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O şarkı benim taşınma dönemi şarkılarımdan, çok iyi gelmişti o sırada.

      Otel olsa sıradan olacaktı, bu tam anlatılacak maceraya dönüştü :)

      Alt kat komşum yine dellendi geçen gün. Anlatıcam bir ara.

      Sil
  13. Tabii ki okudum. Gezi yazılarını okuyunca ben de gezmiş gibi oluyorum :-)

    YanıtlaSil