Günlerden Pazar

Nisan 18, 2021

Olmuş. 

İftarda yediğim pide boğazımı tahriş etti sanırım, ağrıyor. Tabi pideyi nasıl yutmuş olduğum konusuna girmek istemiyorum.  Hani 21 gün bi işi yaparsak alışkanlığa dönüşüyordu. 51 yılın alışkanlığını 21 günde yenemiyoruz sanki.

Dün ailece televizyon karşısında sahır yaptık. Hepimiz bir çizgi film seçtik, onun bir bölümünü izledik.

Çocuklar küçükken sahura kalkıp öğlene kadar oruç tutuyorlardı. Gece yedikten sonra hemen yatıp mideleri rahatsız olmasın diye çizgi film seyrediyorduk bir müddet. Dolayısıyla bizimkiler için sahur demek çizgi film demek :) Bilgiç Transformers cdlerinden birisini getirdi, onu izledik. Metos gecenin o vakti tv de oynadığından sahurda en çok izlediğimiz  Samuray Jack 'i seçti. Ben Afacan Lui (Life With Lui) 'ye bayılıyorum. Can da Korsan Jack 'i tercih etti.

Ben ramazan deyince yaz geceleri balkona kurulan sofraları, yedi yaşındaki ilk orucumda babamla mahallenin bakkalına gidip her türlü içeceği almamızı ( haziran ayıydı),  dünya kupası maçlarının birisinin iftar birisinin sahurdan önceye denk düşüp vakit geçirmelerimizi hatırlıyorum.  İçimi sıcacık yapıyor bunları düşünmek. Oğluşlarımın da dönüp baktıklarında gözlerinin önüne gelen sıcak bir ortam olmasını istedim. Sadece ramazan değil, bayram ritüellerimiz, yılbaşı ritüellerimiz, dünya saati ritüellerimiz,  hepsi onlar geriye baktıklarında içlerine mutluluk versin diye. Mutlu bir çocukluk insanın en büyük hazinelerinden biri olmalı. Sahura kalkma heyecanı, pide sırası bekleme,  sıcak pideyle ezan okunurken eve yetişme, kalabalık iftar sofraları, sofra duası, pide arası tereyağ sürüp yemek. Küçük,  sıradan ayrıntılar. Mutluluk büyük maceralar kadar bunlarda da saklı değil mi?  Varken umurumuzda olmayabiliyor ama kaybettiğimizde yüreğimizi sızlatan güzellikler.

Sıradan bir günün gecesinde anlatacak birşeyim yok derken yine döküldü kelimeler.

Oysa ben okumakta olduğum kitapta beni şok eden şeyi söylemeye karar vermiştim.

O Lâf Hemingway'in Değil,  yanlış kişilere mal edilen sözleri inceliyor. Çoğunu hıı hııı hıı diye geçtim de Hemingway'in kısmına geldiğimde hayal kırıklığına uğradım.

Hani şu dünyanın en kısa hikâyesini yazmış olduğunu düşünüyorduk. Değilmiş.



Saat ikiye geliyor. Ben de okuduğum diğer kitabımın ikinci kitabına başlayayım. Evet biraz abuk açıklama oldu ama  bu da başka nasıl denir diye kafa yoramayacağım şimdi :D

Benzer yazılarım

12 Yorum yap

  1. Aaaaa Hemingway değilmiymiş. Cidden ben de şu an şoke oldum

    YanıtlaSil
  2. Aaaa hem de “kısa kısalar” dendiğinde ilk akla gelen hikâye! Bazı şeylerin doğrusunu bilmemek daha mı iyi?!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla kim uydurduysa, hikâye hâlâ güzel, Hemingway yazmamış olsa da :)

      Sil
  3. Şaşırdım ben de:)
    Ramazan’da iftar, sahur telaşı çocuklarla bir başka oluyor, güzel anılar biriktirmek çok kıymetli:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diğer sözleri de görsen, ne karmaşa var yazarları hakkında. Birileri de bizde yapsa. Mesela Can Yücel şiiri diye ortada dolanan bir sürü şiir ona ait değil.

      Evet, anı biriktirmek çok kıymetli Bahar :)

      Sil
  4. Hadi yaaaa!!! Neyse ben bu bilgiyi hemen unutayım yine :))

    YanıtlaSil
  5. Şaşırdım çünkü ben de hep yazarla ilgili biliyordum o olayı. Demek ki duyduğumuz her şeye hemen inanmayacağız. Çok sık duysak da :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnternet ortamında bir yerden pırtlayınca her yere anında yayılıyor :)

      Sil