Aa Hiç Söylemiyorsunuz Kitap Salı Gelmiş :)

Nisan 20, 2021

Güzel fotoğraflar çekmiştim bugün, onları yayımlayacaktım ki salı günü olduğunu fark ettim. Fotoğraflar yarına kalsın o zaman dedim.

Geçen hafta da yazmamıştım bu hafta da atlarsam uzayacak :)

Yalnız balık hafızam çok kötü, bi bakayım en son ne yazmışım. 

Baktım. O Lâf Hemingway'in Değil ve Dublinliler 'e başlamışım en son. İlkini hâlâ okuyorum, ikincisi bitti.

Komik bir anıyı da anlatayım bu arada. İnstagramda birisi kitapla ilgili bir alıntı paylaştığı fotoğrafın altına neler okuyorsunuz diye yazmış. Ben de O Lâf Hemingway'in Değil diye cevapladım. Yorumuma,  bir yanlışımız varsa düzeltin lütfen diye cevap yazılmış. Ben de bakıyorum saf saf, Allah Allah ne yanlışı ne düzeltmesi. Sonra uyandım. Haahaha. Kitabın ismini yazdığım anlaşılmamış. Karşılıklı güldük.  


Dublinliler severek okuduğum bir kitap oldu. İçinde o zamanı ve insanları yansıtan çok güzel hikâyeler vardı. Çoğunlukla bir hüzün hakimdi. Sanki Dublin sokaklarında dolaştım,  pencerelerden içeri baktım.

Karanlığa bakarken anlamsızlığın sürdüğü ve alaya aldığı bir yaratık gibi gördüm kendimi ; ve gözlerim acıyla, öfkeyle yandı.

Pencerenin kenarına oturmuş akşamın caddeyi istila edişini izliyordu.

Gırattan Köprüsü'nü geçerken nehrin aşağısındaki rıhtımlara baktı, bodur,zavallı evlere acıdı. Bir serseri çetesini andırıyorlardı, nehrin kıyısına gelip omuz omuza durmuşlar ; pejmürde paltoları kir ve kurum kaplı, gün batımının panoraması karşısında şaşkına dönmüş bir durumda gecenin ilk ayazının gelip onları dürtmesini bekliyorlar sanki, kalkıp bir yerlere yollanmak üzere.


İntikam Çocukları "Rambo" nun yazarı tarafından yazılmış. İtiraf ediyorum Rambo'nun bir yazarı olduğunu da hiç düşünmemiştim. Acaba kitabı nasıl merak ettim.  

Yalnız şu an ambale olmuş kafamla kitabı hatırlamıyorum iyi mi?  Oyyy. Neyse ki her zamanki gibi sevip sevmediğimi hatırlıyorum. Sevmiştim. Ben polisiye seviyorum ama Grange vari aşırı depresif kitaplardan hoşlanmıyorum. Bu benim için tam kıvamında oldu. Ve fakat hâlâ konuyu hatırlamıyorum. Allahım en sonunda kendimi de unutacağım. Kitaba bakmadan hatırlamadım iyi mi? 


Kar yağışı tipiye dönüşmeye başladı. (...) Boşluk. Ne geride ne önde bir şey vardı. Geçmiş ya da gelecek hiçbir anlam taşımıyordu. Yalnızca şimdi vardı  ve harika bir duyguydu.


Yanlış kişilere atfedilen sözleri araştırıp bulan bir internet sitesinin  (bakınız) kurucusu tarafından yazılmış kitap. İnternetteki bilgi kirliliğinden bahsediyor kitabın başında. Benim de en rahatsız olduğum konudur bu. Şiirler kopyala yapıştırla her yere dağılırken bütün hatalar da dağılır. Meselâ Can Yücel'in diye bildiğimiz o yüreğimize dokunan şiirler ona ait değil. Hatta Can Yücel'in internet sitesinde hepsini dökmüşler bir bir, ama hâlâ herkes yazıyor sağa sola. 
Benim oğlanlar ödev yaparken hep ansiklopedi kullandılar. Zira internet bilgilerinden daha güvenli geliyor bana.  Neyse lâfı uzattım. Kitabın yarısındayım. İçindeki sözlerin çoğunu bilmediğimden "Aaa"  demeden ilerliyordum ki Hemingway'in yazdığına dair bir kanıt bulunamayan satılık bebek ayakkabısı hikâyesini duyunca şok olarak bu eksikliğimi giderdim. Neyse kim yazmışsa yazmış,  hâlâ çok etkileyici bir cümle. 


Eveet gelelim son kitabımıza, ya da kitaplarımıza. Endgame Serisi.

Doğrusu bugüne kadar bitiririm diye düşünüyordum ama ikinci kitabın yarısına ancak geldim.

Yaratıcılar tarafından seçilmiş 12 ırktan her birisinin 13 yaşından büyük 20 yaşından küçük bir oyuncusu var. Bu oyuncular olası bir Endgame başlaması durumunda oyunu kazanıp kendi ırklarının hayatta kalmasını sağlamak üzere eğitiliyorlar. Derken dünyaya 12 noktadan düşen göktaşlarıyla oyun başlıyor. Biz de oyuncularla birlikte oradan oraya savruluyoruz.

Her bölümde farklı oyuncuların olduğu yere döndüğünden adapte olup anlamlandırana kadar vakit geçiyor. Bölümler uzun değil. Bu bir bakıma diğerlerini unutmamak açısından iyi ama bir taraftan da sürekli değişik hikâyelere bakarken başı dönüyor insanın. Neyse ki oyuncular ikişer üçer aynı yerlerdeler de en azından 12 ayrı yerden bir zaman sonra kurtuluyoruz :)

Kitabın bir de 500.000 dolar ödüllü bulmacası varmış. Ekim 2014 te başlayıp Ekim 2016 da bitmiş.  Sayfalar ipuçlarıyla dolu ama bana hiçbir şey ifade etmediler :D 


Benim sırrım, sırrımın olmamasıydı. Ben gördüğünüz gibiyim. Mutluyun ve kolayca mutlu olabiliyorum çünlü mutluluğu engellemiyorum. Küçüklüğümden beri hareketin daha çok harekete neden olduğunh öğrendim. Sıkı çalışmanın meyvesinin,  bilgi ve büyük tabloyu görebilme yeteneği olduğunu öğrendim.. Öfkemi beslemezsem, asla öfkelenmeyeceğimi öğrendim. Hüzü  ve öfke, hatta trajediler kaçınılmazdır ama bu hepimizin mutlu olabileceği gerçeğinin önüne geçemez. Hepimiz mutlu olabiliriz. Benim sırrım, olmak istediğim kişiyi seçmek.

Yeni dünyanın insanları,  kaynak ve zekâ kadar merhamete de ihtiyaç duyacak . Hatta inandığımız üzere kutsal gezegenimiz yaşanmaz hale geldiğinde merhamete daha fazla ihtiyaç duyabiliriz.

Cennet yukarıda, Yartıcıların mekânında değil, tam burada, içindeydi.

Eveet. Bu hafta salımızda bu kitaplar vardı. Bakalım haftaya neler olacak. Hepinize keyifli okumalar.

Benzer yazılarım

10 Yorum yap

  1. Joyce'un Dublinliler kitabını çok sevmiştim:)
    diğer kitapları okumadım, alıntıları beğendim ve tabiii papatyalarrr:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dublinliler gerçekten de güzeldi Bahar.

      Papatyaları bahçeye serpeceğim, belki seneye çıkarlar :)

      Sil
  2. Aklıma Zıkkımın Kökü kitabını okuduğum zamanlar geldi. Ne okuduğumu soran kişilere Zıkkımın Kökü deyince bir sessizlik oluyordu. Sonra durumu açıklamaya çalışıyordum :-)

    YanıtlaSil
  3. Of şu Endgame ne süründü elimde! Son kitabı hâlâ yatağın başucunda kitap yığınımın altında tozlanıyor. Bitiremediğim tek seri olarak kişisel tarihime yazılacak sanırım. Oysa ilk kitabı heyecanla okuyup bir çırpıda bitirmiştim. İkide gidişatı sevmedim, üçte hepten koptum. Şu an ana tema dışında hiçbir şey hatırlamıyorum. Elime alıp okusam kim kimdi çıkaramam. Sonu tatmin edici mi acaba merak ediyorum.

    Dublin deyince aklıma direk James Joyce geliyor ama Joyce'un hangi eserlerini okuduğumu hatırlayamıyorum nedense. Ben bir bakayım :)

    Papatyalar ne kadar güzel!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dün akşam azmedip bitirdim Manxcat, başım göğe ermedi gerçi, sırf bitireyim diye bitirdim.

      Benim okuduğum ilk kitabıydı, James Joyce kitaplarına bakacağım.

      Papatyalar insana mutluluk veriyor.

      Sil
  4. Handan site de ilginçmiş baktım, yazını da çok sevip dikkatlice-sıkılmada nokudum. En baştaki komik yaşanmışilığa da çok güldüm.

    Eline emeğine sağlık :-)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıkıcı bir kitap yazısı olmasın istedim Mai, sevindim beğendiğine :)

      Sil
  5. Faydalı ve güzel bir Kitap Salı' sıydı.. :)

    YanıtlaSil