Zıvanadan Çıkmak

Mart 30, 2010

Akşam oğluşlar okuldan döndüler. Biri matematikten 100 alacakmış. Biri ingilizceden 100 alacakmış falan. Lay lom.

Hava çok güzel, daha henüz kararmadı ya, haydi biraz dışarıda oynayın diyerek gönderdim. Lay lom.

45 dakika falan oynadılar. Tam çağıracaktım ki Bilgiç gözüktü. Arabasını bırakıp biraz daha oynamak istedi. Biliyorum, şimdi hayır desem 10 saat zıvanadan çıkacak. Bir beş dakika daha vereyim ona dedim.

Derken kapıya geldi. Ayaklar dizlere kadar su içinde. Palto bile ıslak. Tabii ki benim oğlum su birikintisinde oynamış. Her zamanki gibi. İçeri gir dedim haliyle. O da ters döndü haliyle.

Önlüğü, pantolonu yerde. Onları kaldır as, yemeğe gel dedim. Oğlum önlüğünü as yemeğe gel dedim. Oğlum kaldırsana kıyafetlerini dedim. Oğlum kime diyorum ben dedim. Yarım saat. Hiç mi kaale almaz da oturup oyuncaklarıyla oynar birisi. Tabi susmuyor da. Ben ne desem bir cevap var. Allahım sen sabır ver.

Sonrasını hatırlamıyorum.

Harika anneymiş.

Pöh.

Ya ben bağırırken çatlayacağım bir kenarda. Ya elimden bir kaza çıkacak sonunda.

NOT: Şimdi içerde yemek yiyor. "Eline sağlık anne" , "Yemek çok güzel anne" ," Gözlüğüm için teşekkür ederim anne" diye sesleniyor. Beyefendinin siniri geçti, kendince özür diliyor. Anne olmak da böyle birşey işte. Hemen yelkenler suya iniyor :D

Benzer yazılarım

2 Yorum yap

  1. Çocuk yetiştirmek kolay bir iş değil. keşke kolay olabilseydi!

    YanıtlaSil
  2. Hiç kolay değil Ebruli. Üstelik insan doğru mu yapıyor yanlış mı yapıyor onu da tam bilemiyor.

    YanıtlaSil