Kitap Salı Yapmamışım Ne Zamandır 2023/ 2

Mayıs 30, 2023

Ay yapamazsın tabi, kitap okuduğun mu var kızım diye söylenmeler eşliğinde dur bi hatırlamaya çalışayım bitirdiğim kitap var mıydı diye.

Hımm varmış :)



Elantris'i daha önce de okumuştum ama telefonumda olunca dışarıda ara ara okurum diye başladım yeniden. Ve fakat elimden bırakamayınca bitirdim yine :)

Gerçekten de okuduğum en güzel fantastik romanlardan . Herkese tavsiye ederim.


〽️Hiçbir şey seni korkutmuyor mu ?

Aslında neredeyse buradaki her şey beni korkutuyor . Ben sadece dehşet içinde olduğum gerçeğini görmezden gelmekte iyiyim.

〽️Dürüstlüğü kurnazlıkla birleştirebilen bir adam gerçekten güçlü bir adamdı.

〽️Çoğunlukla kendimiz hakkındaki görüşlerimiz en gerçeklikten uzak olanlardır.

〽️Dürüst olmak gerekirse Sarene, benden bazı şeyler saklıyor olmanı bekliyorum. Sen, sadece onlara sahip olmak için bile olsa sırlara ihtiyacı olan biri gibi görünüyorsun .


Konstaniyye Oteli, indirimde diye aldığım bir kitaptı. Hakkında ne söyleyeceğimi tam olarak bilemedim :)

Kurgusu ilginçti. Gerçi benim okuduğum kurgusu düzenlenmiş haliymiş. Sanırım eskisinde esas kız ile esas oğlanın hikâyesi tüm kitaba dağılmıştı, benimkinde bir araya toplanmış. (Yani önsözünde öyle olduğunu çıkarttım ) Bir bakıma iyi olmuş, bütün hikâyelerin arasına dağılsaydı kaybolabilirdi iyice. Bir bakıma da kötü olmuş, hikâye bir tamama ulaştıktan sonra diğerleri uzatma gibi geldi. Roman bütünlüğü yokmuş da öyle ortaya karışık memleketimden insan manzaraları atılmış gibiydi . Haa, okunuyor muydu ? Evet akıcı bir şekilde okunuyordu ama yine de roman gibi değil de hikâye gibi okudum sanki . İçinde bir çok güzel söz, tespit olan hikâyeler.

Sonuçta kitap güzeldi ama Buket Uzuner 'in İstanbullular'ını okurken aldığım o muhteşem hazzı alamadığımı söyleyebilirim . 


🖊Zaten aynı şehri anlatmıyor muyuz, bu şehirde hiçbir şey değişmez, tekrarlanır durur. 

🖊️Bunlar başka millettir kızım. Türk, Rus, Arap, Çinli, Amerikalı, İngiliz olmalarının dekorundan öteye bir anlamı yoktur. Birbirlerini gözlerinden tanırlar. Çünkü para imparatorluğuna aittirler.

🖊️Kelimelendirilmemiş hayat yok onun için. En mahrem anlarda bile düşünüyor, sadece düşğnmekle kalmıyor , yorumlar da yapıyor. Sanki kelimelere dökülmezse o zevkin de bir anlamı yokmuş gibi, her şey söylemek ve anlatılmak için yaşanıyormuş gibi.

🖊️Silahsız gençliğin cesareti , silahlı gücü sindiriyor; ölümü göze almış  genç kızların, genç erkeklerin masumca meydan okuyuşu, zalimle mazlum arasındaki güç dengesini paramparça ediyor.

🖊️Sanki hırslarından kurtulmuş, özgürleşmişti.

🖊️Çünkü henüz yurtdışına çıkmamış, batıdaki Türk algısını yaşamamıştı. Yoksa bir Türk olarak kendisinin sandığı ve özdeşleştiği gibi; filmlerdeki kahraman kovboy değil, Kızılderili, beyaz değil zenci, İngiliz değil Hintli yerine konulduğunu anlardı.

🖊️Çünkü asıl konu ölüm acısı değil, o olağanüstü neşe kaynağı, hatta tuhaf denilebilecek kadını bir daha göremeyecek olmalarının içlerinde yarattığı sızıydı.

🖊️Yaşlı kadının dünyayı kavrayışında uçuk sayılabilecek yalınlık vardı. Ona göre" tenceren kaynarken, maymunun oynarken " hayatın tadını çıkaracaktın, başına bir dert gelince, eh diyecektin, ne yapalım, dünya böyle. Kafanı ona buna takıp da o ne dedi, bu ne dedi diye vıdı vıdı etmeyecektin. Tuna nehri gibi akıp giderdi hayat.


Vedat ve Tevfik'in maceralarını daha önce de okumuştum ama maceranın başından başlamamışım. Katilin Şeyi ilk dedektif olmalarının hikâyesiymiş. 

Algan Sezgintüredi'ni içine bir çok detayı eklediği uzun cümlelerini seviyorum. Nitekim ilk sayfayı okurken cümleyi bitirene kadar soluksuz kalmamdan anlaşılabilir uzunlukları 😁. 

Aynı dönemin insanları olmamız sebebiyle kitaptaki seksenler doksanlar ayrıntıları bana zamanda yolculuk yaptırıp ayrıca mutlu ediyor. Aa evet öyle bir dizi de vardı değil mi diyerek kitabı bırakıp internette dolandığım zamanlar da oldu.

Polisiye sevenler için her biri keyifle okunan bu seriyi içtenlikle önerebilirim. Hele benim gibi çocukluğu yetmişlerde geçmiş olanların ekstra tat alacaklarına eminim.



📼 İnsanların şekilciliğini azımsamamak lâzım.

📼 Hiçbir şeye 'saçma' deyip kestirip atmamalısınız. İnsan elinden çıksın ya da çıkmasın, her şeyin görünenden ya da bilinenden farklı yönleri olabilir, hatta vardır. Mesele, şeylere aklın ermemesidir , o kadar.

📼 Bilmediği konuda yargı sahibi olup bilenin dediğine aldırmayan çok insan tanırım.

📼 Malum iyi cinayet romanlarında katil mutlaka başlarda ortaya çıkar ama şüphe çekmez ; katilin en sonra ortaya çıkması ve kitap boyunca adı hiç geçmeyen biri olması okura saygısızlıktır. Hoş, bizim davada da , bu şablona tam uymamakla beraber ki hayatın kurgu şablonlarına uymasını beklemek de , takdir edersiniz, safdilliktir, eleman görünmüştü ama o anda tabii bunu bilmiyorduk.

📼 Her yağışta olduğu gibi trafik , normal iş dönüşü saatinden daha tıkalıydı ya, nasılsa birkaç gün içinde vatandaş, hangi aklam hizmetse her yanı birden kazılmış caddelere alıştığı gibi buna da alışacak, birkaç ay içinde, artık bugün, yakın gelecekte çocukların ancak kitaplardan ve kutupları konu eden belgesellerden tanıyacağı, ya da tam tersi, diğer teori gerçekleşirse hayat boyu görecekleri tek şey olacağı iyice anlaşılan kar yağdığında daha da artacak bu kargaşaya normalmiş gibi bakmaya başlayacaktı.


Magda Szabo yeni keşfettiğim yazarlardan. Bu okuduğum üçüncü kitabı. Kitaplarında insanların ruhunu yansıtmasını çok seviyorum. Hep bir hüzün oluyor. Yaşam da bir yerden sonra hüzünlü değil mi zaten ?

Bu kitabın ilk sayfalarında zor ilerledim. Kişiler birbirine karıştı. Kim kimdi diye dönüp geriye bakıp olaylara anlam vermeye çalışırken sonunda neler olduğunu çözünce gerisi geldi. Kişiler öğrenildi, hepsinin hikâyesi taş taş yerine oturdu.

Macaristan'da savaş zamanı yan yana evlerde oturan üç ailenin hikâyesiydi bu. Şavaşı göstermese de acısını öyle güzel anlatmıştı ki yazar. Yine hayran kaldım.

Keşke Budapeşte'ye gitmeden önce okusaymışım, Katalin Sokağı'nı aradım :)


🏘️Bir zamanlar hayatlarının parçası olarak gördükleri , yaşanan onca şey arasında sadece anlar, birkaç mekân, birkaç da epizod önemliydi. Geri kalanlar ise , hayatın dolgu malzemesiydi, aynen uzun bir yola götürülen sandığa , içindeki önemli şeyin kırılmasını engellemek için tıkıştırılan talaş gibi .

🏘️Onlara göre benim elde ettiğim tüm başarılar , onların mutlu olmasını sağlamak için hayata geçirilmiş şeylerdi. Övgüye değer her hareketimin de adresinin kendileri olduğunu sanıyorlardı. Sanki bu zor hayatı onlar için katlanılabilir kılmaktan başka bir ödevim de yoktu. 

🏘️İnsan bazen zamanı uzatmak, olabildiğince geciktirmek gerektiğini çok sonraları anlayabiliyor.

🏘️O zaman daha bazı insanların aslında gerçekte olduklarından ne kadar uzun bir süre önce de ölebildiklerini bilmiyordum . 

🏘️Kendisinden başka kimseden bir yardım umamazdı. Şu dört kişilik ailede ne kadar da tek başına yaşamak zorundaydı. Aslına bakılırsa öksüz bir çocuk gibiydi. Kötü bir gelişme olduğunda kendini istediği gibi bırakabilmesine asla fırsat olmazdı. Bu ailede , morali kötü durumda olan rolüne mutlaka bir başkası talip olurdu.

🏘️Hayatları boyunca aşk üzerine fazla konuşmamışlardı, çünkü birbirlerini çok eskiden beri seviyorlardı. Bu aşkı tanımlamaya kalkmak ya da yorumlamayı denemek, güneş doğduğunda sabah olduğunu saptamak kadar gereksiz ve anlamsız olurdu.

🏘️Ve ben hayatımda ilk kez o an ölülerin asla ölmediğini anlamaya başladım . Biri eğer bu dünyada bir zaman diliminde ve bir biçimde yaşamışsa , o bir daha asla yok edilemezdi.


Selçuk Altun'un kitaplarını seviyorum. Bana Dan Brown'u hatırlatıyor biraz. Hem macera hem de olayların geçtiği yerlerin detaylı açıklamalarıyla kültür iç içe geçmiş oluyor.

Bu kitap üçlemenin son kitabı diye yazıyordu ama ben fark etmeden almışım. Gerçi sonradan üçlemenin ilk kitabını annemden alıp okuduğumu hatırladım. 

Doğrusu şimdiye kadar okuduklarımdan daha az beğendim bu kitabı. Salacak'tan Camden Town'a bir çok yeri gezmiş gibi olmak güzeldi ama sayfalarca mossad açıklaması okurken sıkıldım. Kötü kitap asla diyemem ama diğer kitaplarının mutluluğunu vermedi.



🏝️Sinsice köpüren poyrazın iniltisi, ikindi ezanının açılışı, uzaklaşan seyyar satıcının içli anonsu,  bir kuytudan yükselen yavru kedi miyavlaması, rüzgârın taşıdığı bir kurt uluması, gece yarısı tembel tembel yağan yağmurun tıkırtısı, sabahın erken saatlerinden birden yükselen vapur homurtusu, metruk köşklerin nazlı nazlı açılıp kapanan kapıları, kaldırımda sürüklenen sonbahar yapraklarının hışırtısı, Atlas yapraklarının çevrilirken teslimiyet kokan sesi, dolmakalemin kâğıda dokunduğu an çıkan fısıltı, şöminede zayıflamakta olan odun ateşinin çıtırtısı ve Paris Havalimanı'ndan Şikago'ya kalkacak bir uçağı anons eden kadın spikerin sesini de severim ama beni büyüleyen dalgaların senfonisidir.

🏝️Teo Rizzo, fırsat buldukça okumazdı. Okumak ile yaşamak arasında eminim okumayı tercih ederdi.

🏝️Bir sınav serisinden mi geçirilmiştim ? Her seferinde yorulup yaşlanıyor, başarınca gençliğime mi dönüyordum ?

🏝️Sınıf arkadaşlarımı çocuksu bulurken , kendi çocukluğumu ıskaladığımı da fark ettim Deniz Kenarı.


Şu anda elimdeki kitap da çok sevdiğim Sezgin Kaymaz 'dan Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir.

Henüz yarısına geldim ama merak edip sonunu okudum tabe  :D Harry ile Sally tanışınca filminde sanırım Harry okuyordu kitapların sonlarını bitiremeden ölürsem diye. Benim öyle bi derdim yok ama merak edince gidip bakarım hemen, sonunu bilmem kitabı keyifle okumamı engellemez :D

Kitaplarıyla bir mahallede eski bir eve taşınan Musa'nın tuhaf komşuları evdeki açıklanamaz olayları anlatıyor. Yine çok güzel anlatıyor tabi :)


🐓Elâlemin üzüntüleri, sevinçleri, hırlaşmaları didişmeleri falan derken kaptırıyosun kendini , bi de bakmışsın yaşıyosun. Çünkü niye ? Çünkü bi yokluğun içinde kayıp giderken kaydığını bilmezsin de ondan. Hayatta mısın, ölü mü, bunun da bi manası kalmaz, ölsen ne, kalsan ne ?

🐓Musa ise dayak yemiş gibiydi, bin türlü şey geçiyordu aklından, bin türlü şey geçince aslında hiçbir şey geçmemiş olur, sen o kafanın içi tıklım tıklım zannedersin, bomboştur.

🐓Yok olan bişeye yok diyebilir misin ? Bi şey sahiden de mutlak olarak yolsa, "Yok" deme ihtimalin var mı ?
Bir şey yoksa yoktur, bu yüzden de senin ondan haberin yoktur, haberin olmayan bir şeyin var olup olmadığını bilemeyeceğin gibi , bilmediğin için onun yok olup olmadığını zaten bilemeyeceksindir, buna göre de o yok şeye "Yok" deme ihtimalin otomatikman yoktur.

Eveet, birikenleri gün bitmeden anlatmayı başardım. Şimdi gidip kitabımı okumaya devam edeyim.

Hepinize keyifli okumalar.

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. sanderson okuycam ben de merak ediyom :) kaymaz a alışamadım bi türlü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku, gerçekten güzel oluyor kitapları Sanderson'un :)

      Sil
  2. Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir'i çok severim ben de, okuyasım geldi tekrar :D Magda Szabo adını duydum ama henüz okumadım. Kitap postları okuyunca okuma hevesimin geldiğini unutmuşum, çok iyi geldi bu his :))

    E-book için kullandığın belli bir site var mı acaba?

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elime aldığım kitap sayısı daha çok ama bitirebildiklerim bunlar olmuş Kağıt Salıncak. Gerçekten de insan kitap postu okuyunca canı çekiyor, değil mi :)
      Bu kitabı bir arkadaşım yollamıştı. Diğer kitaplarımı da Can bir siteden topluca indirmişti bedava bulunca ben kitap almiim artık diye :D Ama içlerinde çok kötü olanlar var, korsanlar mıydı neydi anlamadım, okunmuyor kimi.

      Sil
  3. Seni tebrik ediyorum. Ben ne zamandır okuyamıyorum. En son Buket Uzuner'in Ateş kitabını okudum. Su, Toprak, Hava ve en son Ateş. Çok güzel bir seri gerçekten de.

    YanıtlaSil
  4. Güzel kitaplar okumuşsun alıntılada çok güzel sağol bu paylaşım için.

    YanıtlaSil