Sabahın İlk Saatlerinde Aklımdan Geçen Sevimsiz Ama Önemli Şeyler

Mayıs 23, 2023

Mükellef bir kahvaltı yaptım, klasik sabah çay videomu çekip instagrama yükledim, ikinci çayımı almaya giderken Bilgiç'i uyandırma çalışmalarına başlayacağım

Bugün annemle doktor maceralarımızın sonuncusunu ayarladım, nöroloğa gideceğiz. Hafiften unutmalar başladı annemde, bu pandemide yalnız kalıp dışarı çıkamadığı zamanlar da hiç yaramadı ona, zaten ailede alzaymır geçmişi de olunca gidip bir bakalım istedim. O bu işten nefret etti tabi. Doktora gitmekten nefret eden annemi yılbaşından beri kalpçi, gözcü, dişçi dolaştırıyorum zira :D Anneannemden beri bu tıp dalının da biraz daha ilerlediğini umud ediyorum, bakalım. 

Hayat hızla geçiyor. Biz kendimizi hep aynı kalacağız sanıyoruz. Ama bedensel sağlığımız harika bile olsa ruhsal olarak her gün çevremize koza örüyoruz. İlmek ilmek. Koza ördüğümüzün farkında değiliz aslında. Kendimize tam istediğimiz ortamları hazırladığımızı düşünüyoruz o sırada. O rahat koltuk, bahçedeki salıncak , mutfak masasını başındaki minderli sandalye. Rahat köşemizi hazırladıkça oraya iyice yerleşmeye başlıyoruz. Dışarı çıktığımızda meselâ , bildiğimiz kafeye geçip oturuyoruz, aynı yoldan yürüyoruz, sürekli aynı konuşmaları yapıyoruz, mutfakta elimiz otomatikman tabağa uzanıyor, çantamıza ilk el attığımızda cüzdanımızı şıp diye buluyoruz. 

İşte bu rahatlık dediğimiz şeyler hayata karşı ördüğümiz kozalar aslında. Konfor alanımızın içinde konforla yaşadığımızı düşünürken yaşamsal yeteneklerimizi bir bir bırakıyoruz. Öyle hissetmeden bırakıyoruz ki. Canımız istemiyor diye düşünüyoruz. 

Benim yaşlarımda çok anlaşılmıyor bu çekiliş. Zira hâlâ okula giden delikanlılar, çalışan kocam, gelen misafirlerim falan olduğu için, ister istemez birşeyler yapmak zorunda kalıyorum. Üf püf dediğim bütün bu işler hayatımı kaçırmamı engelliyor aslında. 

Ama yaş ilerledikçe, konfor alanımızdan çıkmamızı gerektirecek işler, kişiler azaldıkça, yaşamak nefes almaktan ibaret oluyor. Olsun, o yaşta belki de fazlasına ihtiyacım yok diye düşünebilirsiniz ama dikkat ve düşünce yavaş yavaş çekiliyor el altından, sisli bir dünya sarıp sarmalıyor sizi. Ne kadar çok kitap okuduğunuz, çengel bulmaca çözdüğünüz, puzzle yaptığınız falan önemli olmuyor o sırada. Hayatınızın yapbozu tamamlanmış (tüm parçaları yerine oturmuş oturmamış, eksikler kalmış kalmamış önemli değil, yapbozu bitirmişsiniz ) . Bu sefer bu sisin ortasında konfor alanınızda huzuru kaçırıyorsunuz yavaştan. Şıp diye bulduğunuz anahtarınızı beş defa arıyorsunuz hayatınız buna bağlıymışçasında. Ocağı on defa kontrol ediyorsunuz. Özene bezene senelerce hazırladığınız koza sarıp sarmalamıyor artık. Dışarısı ise hepten korkunç.

Diyeceğim o ki. Bu gün, işe giderken farklı bir yola sapın. Her gün girdiğiniz marketten değil de ilerdekinden alın suyunuzu. Öğlen yemeğinizi içinde kimse olmadığı için hiç girmediğiniz kafede yiyin. Belki de berbattır yemekleri ama olsun. O deneyim bile güzel. Her hafta değişik bir tarif katın sofranıza. Arkadaşlarınızla buluşmak için özel çaba sarfedin. Birlikte spontane çılgınlıklar yapın. Şehrin gitmediğiniz mahallesine gidin. Çocuklarınızı farklı parka götürün. Gidemem ki diye düşündüğünüz tatile nasıl gideceğinizin plânını yapın. Artık çok geç diye düşündüğünüz bir hayalinizi bulup gerçekleştirmek için neler yapabileceğinize bakın. Merak edin. Çiçeğin ismini, ağacın yaprağını, kuşun ötüşünü. 

Bırakın telefonu elinizden , en azından sabahları onu yerine kitap alın. Değişik kitap türü olsun .  Ya da bir şarkı açıp sadece dinleyin .

Ben de telefonu bırakıp da çayımı içerken şarkımı dinleyeyim bu arada .

Yaşamdaki zorluklar bizim yaşama tutunmamız için. Onları kucaklayalım. Meselâ ben dönince kocamı kucaklıycam. Üç gündür yok fazla huzur battı bana :D



Benzer yazılarım

16 Yorum yap

  1. Bazı şeyleri kaybettikten sonra anlıyoruz çok doğru. Annem 91 yaşında hiç bir şeyi unutmamıştır çocukluğundan şimdiden. Yakında yurtdışına oğlunu ziyarete gidecek bu kadar da hayata bağlı. ona çekmişimdir diye ümit ediyorum. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anneciğine maşallah Hülya, ona çekmişsindir bence :)

      Sil
  2. Akıl sağlığı da beden kadar çok önemli. Yaş aldıkça insanın bu kadar acizleşmesi çok üzücü. Vortex ve Amour filmlerini seyretmiş miydin. çok etkiliyici tavsiye ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzleyemedim Buket, yüreğim kaldırmıyor o filmleri. Çok yakından yaşadım çünkü ayzaymırı.

      Sil
  3. Hayat çok kolayken ne kadar çok zorlanıyor insan. Evet konfor alanından çıkmak gerek. Güzel öğütleriniz var. Sevgiyle kal handan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öğüt vermek istemedim aslında kendime söylüyordum sözlerin çoğunu Zehra :) Aslında genetikditen gelen çok şey var ama kendimize de dikkat edelim, değil mi ? Benden de sevgiler.

      Sil
  4. Ne güzel yazmışsın ve ne doğru... Rutinler önce yaydıkları huzurla bizi bağlıyor ve sonra bu bağ nedeniyle kıpırdayamaz hale geliyoruz ve ölüyoruz yavaş yavaş....
    Hayatı şaşırtmak lazım hiç yapmadığın şeyleri yaparak ;)

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel bir yazı olmuş; Zamanın bizde bıraktığı izleri hayatın koşturmacası içinde önceleri çok fark edemesek de yılların ardından daha iyi algılıyoruz. Ruhsal, bedensel, sosyal değişimler bir başka kişiliğe dönüştürüyor bizi.
    Son yıllarda nörologlar özellikle damar sağlığını vurguluyorlar. Beynimizi yeni uyaranlarla meşgul etmenin önemi büyük . Örneğin yeni bir dil öğrenmek, Stresten olabildiğince uzak durmak, sosyal hayatı farklı kılmak...

    Çok detaylı, uzun bir konu. her gün yeni şeyler ekleniyor. Kalp ve damar hastalıkları, Alzheimer, Parkinson çağın hastalıkları.
    Sevdiklerinle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu bir yaşam diliyorum sevgili Handan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. B vitamini ve folik asit önemli dedi doktorumuz. Kan testlerinde bakacağız şimdi.

      Aslında genetik de çok önemli tabi ama aklımız başımızdayken elimizden geleni yapalım korumak için. Farkındalığımızı arttırmak önemli diye düşünüyorum.

      Amin. Hepimiz sevdiklerimizle birlikte, sağlıkla ve aklımız başımızda yaşayalım :)

      Sil
  6. Öncelikle geçmiş olsun. Umarım iyi sonuçlar alırsınız tüm doktor ziyaretleri sonunda. Dediklerine kelimesi kelimesine katılıyorum. Rutinler koza olup sarıyor etrafımızı. Koza kapanmadan yırtmak lazım. Son 2 senedir elimden geldikçe rutinleri bozmaya çalışıyorum. Bildiğin rutin düşmanı oldum :P Bu yaz için eşimi de ikna ettim ve 17 yıl birlikteliğin ardından ilk kez arabayla uzun yola ve kamp tatiline çıkacağız. Hevesle ve merakla bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyy, ben de merakla bekliyorum o zaman Manxcat, harika bir plân :)

      Sil
  7. Yazınız özellikle konfor kısmı Sinan Canan nı hatırlatı kendisini dinlemeyi çok seviyorum ondan bağlantı kurdum sanırım. tavsiyelerinizi deneyeceğim (:

    YanıtlaSil
  8. Korona yaşlıları çok etkiledi babamda da bir sürü hastalık çıktı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç sorma ya. Allah hepsine şifa versin .

      Sil