10

Aralık 10, 2023

Yemeğini yerken Dal ve Sin yanına gelip çöp torbası sordular .


- Ah, bırakabilirsiniz, ben hallederim siz kalkınca.
- Olur mu canım, biz şimdi hep birlikte yaparız çabucak, herkes kendi çöpünü atar.

İkisi ellerinde torbalarla masaya dönerken sanki bir rüyanın içindeymiş gibi geldi Elisa'ya. Birazdan uyanıp kendisini evde bulacağından korktu. Hâlâ geceleri rüyasında kocası onunla uğraşıyordu.  Bazen kan ter içinde uyanıyor, onun kendisine zarar veremeyeceğini tekrar tekrar söyleyerek uykuya dalmaya çalışıyordu. İşin ilginci birlikte yaşarken o yaptıklarının kendisine eziyet etmek olduğunu anlamamış olmasıydı. Çok doğal geliyordu. Şimdi , topu topu beş altı ay sonra dönüp de baktığında ise  tüylerinin diken diken olmasını engelleyemiyordu .Şu mahkeme bitse belki daha iyi hissedecekti ama bitememişti bir türlü. 

Gerçekten de elden ele geçen çöp torbaları beş dakika içinde toparlandı, gençler odalarını seçmeye gittiler. Ekip de onların peşinden çıkınca tek başına kaldı. Gençler odalarını seçmeye gittiler diye düşünmüş olmasına acı acı güldü o arada. Bunu hep yapıyordu. 

.....

Doktorun gitmesinden sonraki bir ayı hayal meyal hatırlıyordu. İfadeler, avukatlar, bütün özel hayatının ortaya dökülmesi, insanların kendisine bakışları. İna olmasa ne yapardı bilmiyordu. Onun evinde kalıyor, onun dediklerini yapıyor, onun pişirdiklerini yiyor, ona çok yük olduğunu düşünüp üzülüyor ama ne yapacağını bilmiyordu. 

- İna sana her şey için minnettarım ama artık benim kendi ayaklarım üzerinde durmam gerekiyor sanırım. Geçen hafta psikolog da aynı şeyi söyledi. Bunu düşündüğüm anda tüylerim diken diken oluyor gerçi . Yine de bu evin sıcaklığına daha fazla alışmadan yapmam lâzım.

Hiç kitap okumamış, eğitimini tamamlamamış biri olarak onun konuşma şeklinin bu kadar düzgün olmasına hep şaşırmıştı İna. Sabahtan akşama elinde sadece televizyon vardı. Sanırım insanlar birşeyler öğrenmek istedikleri zaman ellerindekinden faydalanmayı biliyorlar diye düşündü. İlk geldiğinde kendi dillerinde konuşabilmesi ilginç gelmişti ama nasıl öğrendiğini söylediğinde ana kız inanamamışlardı. İzlediği dizilerden öğrendiğini söylemişti. Normal şartlarda haydi alt yazılarla falan öğrenebilirdi diyelim ama okuyamıyordu ki ? Eşine aptal olmadığını kanıtlamak için inat edip aynı diziyi hem orjinal sesinde hem kendi dilinde izleyerek öğrendiğini anlatmıştı. Ah bu kız, hastalığı yüzünden herkes kendisini tembel, aptal diye etiketlerken süper hafızaya sahip inanılmaz bir dehaydı da haberi yoktu.

Ona çevrilmiş bakışlarını görünce silkelenip konuşmaya başladı.

- Ah Elisa,  biz seninle çok mutluyuz ama ayaklarının üzerinde durmanın güzelliğini keşfetmeni , kimseye bağlı olmadan yaşamanı çok isterim. Zehir gibi bir zekân var, ne yapmışlarsa örseleyememişler. Mahkeme bitene kadar ne yazık ki ne eve geçebilirsin ne de bir gelirin var. Ama senin durumundaki kadınlar için yerler bulunuyor , birlikte bakalım, sana uygun ve bize uzak olmayan bir tane bulalım. Ondan sonra da yönünü çizersin yavaş yavaş. İş de ayarlamaya çalışacağım.
- Okuyabilseydim çok iyi olacaktı. Ama doktor çok zor olduğunu söyledi.
- Doktorlardan raporlar çıkartıp seni sözlü sınav yapmalarını sağlayıp bütün okulları bitireceğim sana. Sen merak etme. Kaç yabancı dil biliyorsun?
- Sanırım beş. Boş günlerimde en büyük eğlencem olmuştu yabancı filmleri izleyip öğrenmek. 
 Araya Min daldı.
- Anne Elisa harika oyuncu da olur ha, bütün o filmlerin repliklerini ezbere biliyor.

Üçü gülmeye başladılar .


Diğer bölümler için tıkla.

Benzer yazılarım

0 Yorum yap