Kitap Salı

Kasım 23, 2021

 Bu hafta çok kitap okuma havamda değildim ama neyse,  elimdeki kitabı bitirdim. Kitap da bitirilmeyecek gibi değildi tabi, çok güzel ve akıcıydı.



Magda Szabo'dan Iza'nın Şarkısı  .  Bana zamanda yolculuk yaptırdı.

Evimizin giriş katında Fitnat Hanım Teyze oturuyordu. Yaşı ilerledikçe hastalıkları başlamıştı. Çocukları İstanbul'un başka semtlerinde yaşıyorlardı. Fitnat Hanım Teyze'ye geçerken uğrayan,  bahçede onunla oturan, halini hatırını soran bir çok komşusu vardı. Hepimiz ilgileniyorduk ama çocukları onu kendi apartmanlarına almaya karar verdiler akılları kalmasın diye. 

O gidince kapıdan girip çıkarken gördüğümüz hafif aksi, ciddi yüzlü,  beyaz saçı daima topuz yapılmış o İstanbul Hanımefendisini özledik. Ama evinden uzakta fazla dayanmadı. Yakınımızda olsun diye kendi apartmanlarına aldıkları anneleri düştüğünde duymamış çocukları. Vefat etti.

Hâlâ hüzünlenirim düşündükçe.

Yaşlandıklarında evlerinden ayrılmak insanlar için gerçekten çok zor olmalı. Hele ki gittikleri yerde artık onların dokunuşlarına ihtiyaç olmayıp sadece süs eşyası gibi durmaları beklenirse.

Iza'nın Şarkısı'nı bu çok hassas olduğum konuyla ilgiliydi. Zaman zaman Iza gibi olduğumu düşünüp kendimi eleştirdim, zaman zaman annesi olduğumu düşünüp yaşadıklarını yüreğimde hissettim. 

Konusuyla, karakterleriyle, duru ve akıcı anlatımıyla çok severek okuduğum bir kitap oldu. İyi niyetle bile olsa yapılanların ne sonuçlar doğurabileceğini göstermesi ve farkındalığımızı arttırması göz önüne alındığında herkesin okumasında fayda olduğunu düşünüyorum. Zaten öyle güzel bir kitap ki elinize aldığınızda akıp gidecek.


🕯Elektrikli ekmek kızartıcısına asla alışamazdı, zira o zaman ateşin karşısına çömelemezdi ; korun sanki canlı bir varlıktan gelen esrarengiz solumasını dinlemeyi seviyordu ; ateş yanarken evde başka hiç kimse olmasa bile kendini yalnız hissetmiyordu.

🕯Vince hayata tapardı ; işsiz, hasta, sersefil dahi olsa, sadece var olmayı, yeryüzünde olmayı, sabah uyanıp akşam yatmayı,  rüzgârın esmesini veya güneşin parlamasını, yağmurun usul usul yağmasını dünyanın en muhteşem armağını olarak görmüştü her zaman. 

🕯Hatıralar kimseye aktarılamıyor maalesef.

🕯Her şey yok olmuştu, eski yoksulluklarından büyük bir sabırla, bitmez tükenemez bir maharet ve ustalıkla kurtarmış olduğu her şey ; tahripkar zamanı kandırma becerilerinin hiçbir tanığı kalmamıştı. 

🕯İhtiyarlar eşyalarına bağlanıyor, nesneler onlara gençlere olduğundan çok daha fazla şey ifade ediyordu.

🕯Tanrım, acıyı yuvasından ve dünyadan kovmak amacıyla kendine dayattığı katılıktan ne kadar çok çekmiş olmalıydı!  Ne yürek yakan şarkıların ne de insanı yumuşatan hatıraların sarsabildiği elmas sertliğinden!


Eveet, bu haftalık bu kadar. Şimdi Chuck Palahniuk 'tan Gösteri Peygamberi 'ni okumaya başladım,  güzel gidiyor. Haftaya  onu ve Osho'nun Zekâ 'sını okumayı bitiririm diye düşünüyorum. Bir de Pekin'de Sonbahar var elimde yarısına kadar okuduğum ama onu mu bitirsem başka kitaba mı başlasam bilemiyorum . Aşırı absürd karakomik kitapları pek sevemiyorum sanırım, okunuyor okunmasına da ha onu okumuşum ha yoldaki reklam tabelalarını yazacaktım ama reklam tabelası bile işime yarayabilir :D


Hepinize iyi okumalarrr..

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. Yaw ne zamandır aklımda olan kitap halen okumadım, almadım da. Anlatımın beni çok etkiledi, en kısa zamanda alayım barim. Gösteri peygamberini okumuş, çok etkilenmiştim. Fitnat hanım teyzeye rahmetler olsun, nurlarda uyusun... Hakikaten ne kötü insanın tüm izlerini bir anda bırakıp başka bir evde süs eşyası gibi olması... İnşallah bize böyle bişey olmasın. Kimseye olmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah olmasın Ecehan, gerçekten çok acı bir durum.

      Gösteri Peygamberi güzel gidiyor, ben de sevdim.

      Sil
  2. Iza yı hep görüyordum sen de görüncr iyice meraK ettım 3 aralıkta kitap fuarı başlıyor oradan bakacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. D&R da 15 liraya düşmüş gözüküyor, daha fazla fiyata alma :)

      Sil
  3. Ah, öyle bir bam teline dokunduğumuz ki... Anneannem dedemin vefatından sonra kendi evinde kalması mümkün olmadı. Evlatları her ne kadar el üstünde tutsalar da asla tam anlamıyla mutlu değil. Onu mutsuz gören/mutlu edemediğini düşünen evlat da mutsuz, hatta öfkeli...
    Kitap tanıtımı için çok teşekkürler mutlaka okuyacağım
    Selamlar,
    Kevser

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah kimseyi evinden ayırmasın. Özellikle biz kadınlar için. Anneanneciğinize Allah uzun ömür versin.

      Sil
  4. Pekinde sonbahar ,ve İzanın şarkısını aklıma yazdım..
    kitaplığımda okumadıgım kitaplarımı bitirmeye yaklaışırsa (bitirirsem demiyorum ) yazarlık sevdasına kapıldıgım su günlerde arsiv okumalarım biterse , ikisini de satın alma listeme aldım.kütüphanede bulamam eminim cünkü..
    eskisi gibi okuyamıyorum..sanırım teknoloji beni de etkiledi.sıkılıyorum okurken.bir gecede yüzlerce sayfa okumuşluğum vardı..şimdilerde ohooo :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de hepimizde bir dikkat dağınıklığı baş gösterdi,ben de eskisi gibi uzun okumalar yapamıyorum.

      Sil