Tokyo'da yollarda böyle go-kart arabalarıyla kostümlü dolaşan gruplara sık sık rastlamıştık. Bir gün kırmızı ışığa denk düştüklerinde bu fırsat kaçmaz demiştim. Bir de güzel poz vermişler :) Mario Kart  imiş bu, Süper Mario 'yu gerçek hayatta oynuyorlarmış.

Japonya'ya gitme meraklısı değildim hiç, Metos gidip bir kafede etrafı etrafı seyretsek bile yeter anne demişti. O zaman dillerini öğren,  ben de seni götüreyim diye cevaplamıştım.

Tabi kafede oturup etrafı seyretmedik. Bir hafta içinde bir sürü müze gezdik 😂

Şimdi Bilgiç seneye vizyona girecek filmi izlemek istiyormuş orada. Hahaha, o zaman japonca öğrenmesi gerekecek. Yani iki senedir kursa gidiyor ama tembel bizimki :) Bana bir filmi simültane tercüme edersen düşünürüm bir şeyler dedim. Metos "İyi de Bilgiç Türkçe bir filmi bile sana anlatamaz ki anne" diyerek bizi koparttı. Doğrusu Bilgiç de ona hak verdi :D

Şaka maka bizimkilerin üçüncü dilleri Japonca yav.

Not: Tokyo gezimizi merak ettiyseniz sizi şuraya alayım.