- Sandra!
- Efendim Bee..
- Efendim Beeymiş. Yetti artık evden idare ederim zırvaların hemen kalkıp buraya geliyorsun!
- Ne oldu, sorun mu var ?
- Otobüs yolculuklarını sevmiyorum..
- Efendim? Ne demek şimdi bu?
- Açıklama yapmak zorunda değilim, kazandığın paranın hakkını ver, kalk buraya gel çabuk!
- Ben işimi buradan gayet iyi yapıyorum. Ne oldu orada, Amanda mı gitti , ondan mı bu tafra.
- Ben gönderdim evine.
- Neden?
- Sabahları uyanamıyor.
- Eee?
- Eesi uyanamayınca beni de uyandıramıyor.
- Bunun bir sorun olduğunu bilmiyordum.
- Sen olmayınca sorun oluyor haliyle!
- Bana bak Bee, erkek olmasan ayın muayyen günlerindesin diyeceğim. Git yat uyu biraz, başına vurmuş yorgunluk senin.
- Ukalâlığı bırak, yarın akşam konserde ol, yoksa..
- Yoksa?
- Kovulursun..
- Bee
- Hı?
- Beni özledin herhalde.
- ...
- Suratıma kapattı telefonu, ha ha ha...
Gitsem mi gitmesem mi kararsızlığında evin içinde volta atmaktan yorulunca dışarı çıktı. Nehir kıyısında yaptığı uzun yürüyüş karara varmasına yardımcı olmasa da iyi geldi. " Kovulurmuşum, hah" diye söylenerek döndü.
O gece telefonuna grubun davulcusunda mesaj geldi bu sefer.
- Bu adamı hiçbirimiz zaptedemiyoruz, lütfen gelip yardım eder misin?
- Ama anlaşmıştık , bu turneye katılmayacaktım.
- Lütfen Sandra. Gelmek zorundasın yoksa geriye bir grup da turne de kalmayacak.
Hayatımın en yoğun haftasını bir atlatayım, yazdığın hikâyeleri (iki ayrı hikâye sanırım) numaraları birleştirip tek parça halinde okuyacağım Handan :-)
YanıtlaSilhttp://birvarmiisbiryokmuus.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilBuraya derli toplu bir şekilde koyuyorum Zeugma, rahat okuyabilirsin:-)