13

Mart 16, 2015

Eve ulaştığında hava tamamen kararmıştı. Perdenin arasından süzülen ışık nasıl da sımsımcak gözüküyor diye düşündü. O kadar yorulmuştu ki, kapıya geldiğinde konuşacak halinin bile olmadığını fark etti. Sadece koltuğuna kıvrılıp bir fincan çay içmek istiyordu.

Bahçeye girdiğinde sebze ekmeyi düşündüğü köşenin çapalanıp hazırlanmış olduğunu gördü. Ve devrildi devrilecek çamaşır ipi yenilenmişti. Verandada iki rahat sandalye vardı, ortasında içi kutu olan sehpa. Kutuda battaniye olduğunu adı gibi biliyordu çünkü kendisi böyle bir şey olsa ne kadar işimize yarar demişti.

Yavaşça oturdu. Olabilir mi gerçekten diye düşündü içindeki heyecanı bastırmaya çalışarak.

Belki de bütün değişim sadece bebek kokusundan değildir diye itiraf etti kendine. Bir küçük evin içinde , kahve seven bir adamla çay seven bir kadın, pek konuşmasalar da yanyana oturup sessiz ve huzurlu geceler geçiriyorlarsa. Kare bulmaca seven adam sudoku seven kadının çayını tazeliyorsa bazen, macera romanları seven kadın tarih romanları seven adama meyva tabağı hazırlıyorsa.. Öylesine bir gecede, ateşin sesinın sıcaklığıyla , ya da pencereden dolan rüzgârın serinliğiyle, tek kelime etmeden birlikte olduklarını hissediyorlarsa.

Belki başka bir şeydir bu.

Kapı açıldı, elinde çay fincanını sehpaya koyan adam yanına otururken

 " Bir an hiç dönmeyeceğini sandım" dedi.

Kadın gülümsedi. Gözlerinin içi ışıl ışıl, midesinde kelebekler, ellerinde bebek kokusu, içinde barış, huzur, umut..

" Bir an beni beklemeyeceğini sandım"



-Bitti-



Benzer yazılarım

14 Yorum yap

  1. ohhh be finale bayıldım.tatlı ve mutlu sonlar en güzeli,yazdığına değmiş handancım:)
    muuuaahhh sana:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçükken masallarda kuzuyu kurda hiç yedirmezmişim Havva, yememiş yememiş diyerek anlatanı düzeltirmişim. Hâlâ da mutlu sonları severim:-)

      Beğendiğine çok mutlu oldum:-)

      Sil
  2. Mutlu sonlar harikadır er zaman. Ama hiç birbirine benzemeyen insanların çift olabilmeleri için sadece düşüncelerini düzeltmeleri gerektiğini hatırladım ben bu güzel sondan. Hatta bazen ara ara, bazen sık sık hatırlamak üzere kaydetsem izninle, olur mu? :)

    Ve bir kez daha anladım yazı yazmak bazen birine çare olmak, bazen birine ümit vermekmiş. Yine yaz olur mu? Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki kaydedebilirsin BT. Ben de tam emin değilim ama yeni bir blog açıp oraya mı koysam diyorum. ( Dördüncü blog olacak gerçi ama:-)

      Teşekkür ederim içtenlikle paylaştığın duyguların için. Ben de yazmak istiyorum, bakalım, göreceğiz:-)

      Sil
    2. Ee ben yeni bir blog görmüştüm bir iki gün oldu herhalde belki de dün :) Ve orada ki yazılara da benzettim o paragrafı. :))) Kendimi sapık gibi hissettim şuan gerçi :D

      Sil
    3. Yok daha bloğa yazı yazmadım ben:-)

      Sil
  3. mutlu son işte en sevdiğim bu..:)
    kahve seven adam ile çay seven kadının aynı masadan dünyaya bakmaları..
    çok güzeldi..:)

    YanıtlaSil
  4. Nasıl ki + ve - yüklü kutular birbirini çekerse insan da böyle farklı özellikleri olan kişilerde birbirlerini tamamlarlar bunun için aralarında bir yakınlık oluşur ve işte hikayende ki gibi tatlı bir sona ulaşırlar:) Evet Handan'cım seni hikayenden dolayı tebrik ediyorum ve diyorum ki yeni bir hikayeye kollarını sıvamanın zamanı geldi:)

    YanıtlaSil
  5. Son satırlarda tüm tüylerim diken diken olduysa bu hikayenin güzelliği su götürmez nir gerçek. Buraya koyamadığım alkış ikonlarından koymuşum varsay :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumların için çok teşekkür ederim GeCe benim için çok değerliler :-)

      Sil
  6. işte budur , ay birden okul yıllarına döndüm, ne kadar özlemişim hikayelerini ,
    hadi yenilerini bekliyorum ,

    any :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gecen otuz yılda birmilerleme de yok gördüğün gibi Any:-) Kürşad diyor ki abla tam sürüm piyasaya sunulmuş gibisin, hiç güncelleme yok ama, neysen aynı:-) Haklı çocuk:-)

      Sil