Kitap Salı

Ekim 26, 2021

Gün bitmeden yazıyı yazmayı başarabileceğim sanırım. 

Geçen hafta misafir hazırlığım vardı, bu hafta ise hazırlayacağım bir parti var ama ben partide oynatacağım oyunu plânlamak yerine sabahtan beri kitap okuyup duruyorum. Neyse,  yarın elime kitap almayayım bari :D

Bunca işe sanırım sürükleyici oldukları için güzel bir performans göstermişim.  Ben de şaşırdım bu duruma :D


İlk kitabım Haldun Taner 'den Şişhaneye Yağmur Yağıyordu.

Hikâye türü bana göre yazılması en zor türlerden. Zira güzel bir hikâye ile ortaya karışık atılmış kısa yazılar arasında tam olarak açıklayamayacağım bir incecik çizgi var. Hayattan kısa bir çerçeve alıp yazdığımızda Sait Faik olamıyoruz ne yazık ki. O farklı bir şey. 

Bu kitabı okurken o aynada kendisini gördüğünde geri geri gidip bütün trafiği alt üst eden eşeği,  o yıllardaki İstanbul'u, insanları gözümün önünde bir film izlercesine canlandırırken açıklamalara hayran olup hikâye hiç bitmesin istiyordum. 


Küçük Tanrıçalar,  klasik bir filmin isminde özel isim varsa yeni bir isim uydurmalıyız çevirisi ile isimlenmiş. Bence kötü bir seçim olmuş. 

Aynı kasabada büyüyen iki kızın arkadaşlığı, başlarından geçenler gayet akıcı bir dille anlatılmış. Kızlardan birisi  melek gibi diğeri kendi ayak parmağını kıracak kadar aşırı uçlarda. Ama kendilerini ve birbirlerini ne kadar tanıyorlar, birbirleri olmasaydı kendilerini nasıl görürlerdi, annelik, çocuk, yaşamın zorluklarıyla başa çıkmak üzerine düşündüren bir roman. 

Bana sevgili Mehtap hediye etmişti. Bir günde bitirdim.



Bir başka bir günde bitirdiğim kitap da İtalyanca Aşk Başkadır.

Yazarı daha önceden de okuyup çok sevmiştim ama doğrusu bunu kitabın yarısına geldiğimde hatırladım. Diğer kitabı Leylak Sokağı'ydı, anlatım tarzından ona benzeterek baktım, tadaaa,  oymuş. 

Demek ki ben Maeve Binchy'yi seviyormuşum.

Okuduğum iki kitabında da olayları kitaptaki bütün kahramanların gözünden görüp hepsinin hikâyesini bir bir öğreniyorduk ki benim hoşuma giden bir kurgu oldu bu. İnsanın içini sıcacık yapan, güzel kitaplar.  Başlayınca elden bırakılamıyor. Çok severek okudum.

🐞 Demek ki o, alttan alıp kendini geri plânda tutmaya çabalayarak yaşamaya çalışırken başkaları öne çıkmanın savaşını vermişlerdi. Demek ki yeni yaşamında öğrenmesi gereken şeylerden biri bu olacaktı. Yaşamını yitirmeyip başını dik tutmak istiyorsa.

🐞 Sanırım başkaları bizi nasıl algılıyorsa oyuz,  dedi Grania  kahvelerini içerken. 
Bence değil. Öyleyse hep numara yapıyoruz demektir.


Haftanın en zayıf kitabı Hayat Baydıysa Seni Böyle Alayım, ismiyle çok hoşuma girmişti ama beklentim yüksekti sanırım çok etkilenemedim.

Keyifle okunan,  akıcı, kadınların dünyasına bir bakış, eğlenceli hikâyeler vardı ama (eee daha ne olacak Handan dediğinizi duyar gibiyim :D)  ne bileyim okudum ve bittiler, ne kahkaha attım, ne düşündüm, ne hayran olduğum cümleler vardı. 


Az kalsın unutuyordum, bir gece uyku tutmayınca da bu kitaba başlamıştım. Patrick Süskind 'den Üç Buçuk Öykü.  

İnsan psikolojisini öyle güzel anlatan öykülerdi ki. Gece uyku tutmadığına sevinmiş olabilirim :)

➰ Ama gerçek bir ustayı ortaya koyan da böyle bir hamleydi işte. Geeçek bir usta özgün biçimde oynardı, riske girer kararlı olurdu, vasat bir oyuncudan değişik oynardı işte.

➰ Çünkü vezir şimdi sahanın tam kenarında durmaktadır, ne tehdit ettiği bir taş vardır ne de koruduğu, orada anlamsızca durmaktadır ; ama çok güzel durmaktadır orada, öyle inanılmaz bir güzellikte durmaktadır ki şimdiye kadar hiçbir vezir böylesine güzel durmamıştır ; rakibinin taşları arasında tek başına gururla dikilmektedir.


Beş kitap mı olmuş,  oooo. Bir de bu arada Osho'nun Zekâ kitabını okumaya devam ediyorum,  o da çok güzel gidiyor.

Haftaya da bu kadar güzel okumuş olurum umarım :)

Benzer yazılarım

4 Yorum yap

  1. Özlem Barlok dışındakileri sevmişsiniz. Bazı kitaplar niye yazıldığından habersiz oluyorlar:)

    YanıtlaSil
  2. Haldun Taner hiç okumadım. Özellikle tiyatrolarını çok merak ediyorum.

    İtalyanca Aşk Başkadır'ı uzun zamandır bekletiyordum ama yorumundan sonra bu sene okumaya karar verdim. Her karakterin gözünden anlatılan kitapları ben de seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Haldun Taner hiç okumamıştım, çok sevdim.

      İtalyanca Aşk Başkadır, ele alınınca bitmeden bırakılamıyor :)

      Sil