12
Aralık 13, 2023Bir anda tekrar tek başına kalınca ne yapacağını bilemeden yanındaki koltuğa çöktü Elisa. İna ile günlerdir aradıkları yeri bulmuşlardı sonunda. Burası kendisi gibi kadınlara yardım eden gönüllü bir dernek eviydi. Daha ilk girişte sevmişlerdi ikisi de. İçerideki gönüllülerle konuştuktan sonra daha da içleri ısınmıştı. Yolunu çizip kendisine bir iş ve ev bulana kadar burada kalacaktı. İna'nın iş yerine de çok yakındı burası. Ama onu yolcu edip de odasının kapısını kapattığı anda içine çöken sıkıntıyı beklememişti. Kalkıp eşyalarını yerleştirdi. Pencerenin önündeki küçük masanın üzerine defter ve boya kalemlerini koydu. Psikoloğu yazamıyorsan resim yaparak dök içini dediğinden beri resimli günlük tutuyordu. Resim yeteneği de yoktu hiç ama renkleri karıştırmak iyi geliyordu ona. Bir kaç kıyafetini gardıroba yerleştirdi. Min'in eski cep telefonunu vermişlerdi ona. Hayatındaki ilk cep telefonu. Sesle arama özellikleri sayesinde video izleyebiliyordu. Mesajlaşmayı da çözmüştü. Sesli mesaj atıyorlardı birbirlerine. Şarja taktı telefonu, çabuk bitiyordu pili. Dolabın kapağındaki boy aynasında yansımasını görünce durdu. Yıllar süren bebek çabalarının sonucunda alt üst olan hormonları ve evde oturup durmak sonunda eski güzel halinden eser kalmamış koskocaman şekilsiz bir kadın olmuştu. Yirmi yaşında demeleri için bin şahit isterdi. Dişleri de çok bozulmuştu. Adam beni boşuna sokağa atmamış aslında derken yakaladı kendisini. Nefes alamadığını hissedip pencereye koştu, titreyen elleriyle camı açıp dışarıdan gelen rüzgârı hissetmeye çalıştı. Orada odanın kapısına gidip onu sonuna kadar açtı. Kapının önüne çöküp içine hava çekmeye çalıştı. Bir an asla yeniden ayağa kalkamayacağını düşünüp kaldı.
6 Yorum
Ya n'olmuş aralarında? Küsmüşler mi?
YanıtlaSilKim bilir :)
SilDiğer bölümlerin tamamını okuyamadım ama bu bölümde sıcacık bir öykü okudum. Bir kadın dramı...
YanıtlaSilKadın olmak zor , bir yandan da harika bir şey . Teşekkür ederim:)
SilDevamı gelecek sanırım...
YanıtlaSilEvet hâlâ yazıyorum :)
Sil