Gezi Günlüğü 3

Haziran 19, 2019

Üçüncü gün bizimkileri sabah kahvaltısından sonra yollara düşürdüm. Önce hava ısınmadan dağların arasındaki Agiasos'a uğramak istedim. Oradan da Plomari'ye geçip denize gireriz Uzo Müzesi gezeriz diye düşündüm. Ne yazık ki müze konusunda pek başarılı olamadık, her yerin dörtte kapanması yetişmemizi zorlaştırdı.


Agiasos'a girer girmez ilk gördüğümüz bu teyzenin annesi Balıkesir babası İzmir'liymiş. Pek tatlıydı.


Burası da tepeye kurulduğundan yokuş yukarı sokaklarında aheste aheste dolaştık.


Çok kıskanıyorum bu köyleri ben. Pırıl pırıl, tarihini korumuş. Çatısız sıvasız abuk subuk apartmanlar dikilmiş olan bizimkileri düşünmek içimi acıtıyor.


En tepede bir kafe var diye görmüştüm oraya kadar çıktık ama pek hayalimdeki kafe değildi, merkezdeki şu köşe daha cazip geldi, oturup bir çay içtik.




Sokaklarda nasıl ağzım kulaklarımda gezdiğimin ispatıdır bu fotoğraf :) Bana eşlik eden kırlangıç kardeşi gördünüz mü?


Mutlu Handan :D



Oradan çıkışta bir saat virajlı yollardan gidip ( Adanın ana hattı dışında hemen bütün yollar virajlı dağ yolu. Daracık şeritten hiç taşmadan, karşıdan gelenin de taşmamasına dua ederek gittik. Neyse ki kalabalık değil ve insanlar trafikte dikkatli ve saygılı) Plomari'ye vardık.


Biz Seven Seas Taverna'ya oturduk ama yukarıdaki Mama Katerina'da da aklımız kaldı. Daha yeşillikler içinde ve serin gözüküyordu.

Yemek yerlerinin hemen hepsi lezzetli ve temiz. Servis hızlı.  Kimse yeter bu kadar oturduğunuz der gibi başınıza dikilmiyor. Euro artmamışken bayağı da ucuzlardı.  Şimdi ucuz sayılmaz ama siparişi abartmamakta fayda var zira tabaklar çoğunlukla çok büyük geliyor. Tepeleme dolu olduklarından bitiremeyebilirsiniz.


Plomari sahili çakıllı olduğundan pırıl pırıldı. Günün kalanını orada geçirdik.


Akşam otele dönüşte iki gün önce gördüğümüz restorana gittik. Aç da değildik pek ama  :)

Bigla güzel bir restorandı, yalnız dana eti söylemeyin. Bilgiç etini yiyemedi, lastik gibi olmuştu, o ete verdiğimiz paraya acıdım doğrusu.  Ama deniz ürünleri lezzetliydi.


Köpekleri pek şirindi.



Artık çatlama noktasına ulaşmışken bu günü de bitirdik :)

Benzer yazılarım

16 Yorum yap

  1. senin gölgen de eşlik etmiş kırlangıçla kanatlanmış gidiyor mutluluktan görmedim sanma :)

    YanıtlaSil
  2. harika resimler harika gezi canım biz de gezmiş gibi olduk vallahi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de baktıkça yine gitmiş gibi oluyorum B :)

      Sil
  3. Bir şehrin sokaklarında dolaşmayı bende çok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sokaklarında yürümeden kendimi oraya gitmiş gibi hissedemiyorum Kadriye :)

      Sil
  4. HARİKA BİR MEKAN TANITIMI. MUTLULUĞUNUZ DAİM. OLSUN İNŞALLAH.

    YanıtlaSil
  5. Yanıtlar
    1. Yarın da adanın kuzeyine gideceğiz Hayalperest :)

      Sil
  6. Çok kıskanıyorum bu köyleri ben. Pırıl pırıl, tarihini korumuş.

    Bende sizleri kıskandım . Ben odadan dışarıya adım atmaz ken siz güzel güzel geziyorsunuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok kıskanıyorum Biçay.

      Hayat kısa kuşlar uçuyor, durup dururken bacağım sakatlanıp da iki ay dışarı çıkamayınca ertelemeyip hayalimdeki gezileri yapmaya karar verdim. Çok seviyorum yollara düşmeyi.

      Sil
  7. Köyleri harikaymış gerçekten, o tarz yapıları ben de çok seviyorum. Fotoğraflar da iç açıcı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bozulmamışlar, evler bakımlı ve harika. Çok özeniyorum gördükçe Kâğıt Salıncak.

      Sil
  8. Handan sen baya incelmişsin bence. Belki kilo olarak çok azalmadın, sen öyle diyorsun, ama incelme gözle görülür seviyede. Tebrikler :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir beden inceldim sanırım Şule, hâlâ eski kıyafetlerime giriyorum ama biraz bol geliyorlar. Kilo oturdukça daha zayıflamış gibi gözüküyorum galiba, son iki aydır aynı kilo gidip gelip duruyor zira :)

      Sil