Can genelde eve döndüğünde uyur. Yorgun olduğundan ses çıkartmam pek. Ama yurt dışına çıkıyorsa uyumayıp gezmeye gidiyor beyfendi. (Evet kıskanıyorum, ben evde çarşı pazar dolanırken adam bana Helsinki'den fotoğraf attığında çatlıyorum anacım, var mı bi diyeceğiniz :)

Pazartesi günü dedim ki oralarda nasıl gezdiysen evde de benimle gezeceksin, hiç uyuyacağını sanma!

İşte böylece eve gelir gelmez hazırlanıp çıktık. (Karman çorman iş saatleri beynimi mahvetse de hafta içi kaçamak vakitler bulabilmemizi seviyorum:)

Hani soğanınız var mı yazısı yazdıydım ya işte o pazartesi günü bahçede masamıza oturmuş, pastaneden aldıklarımızı açmış termosu çıkartmıştım ki aaaaa bardak koymayı unutmuşum. Neyse ki pikniğe gelen okul grubunun masasında bir sürü şey gözüküyordu. Soğanınız var mı kadar komik bardağınız var mı repliğiyle güne başlamış oldum. Varmış tabe :)

İstanbul Anadolu Yakası'ında oturanlar Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne gitmeliler bence. İçeride satılan hiçbir şey yok. Piknik malzemelerini alıp Mesire Adası'nda yemeklerini yedikten sonra. Ataşehir'de otobanın arasındaki adalarda kurulmuş bu oldukça büyük bahçenin tadını çıkarsınlar. Giriş ücretsiz.

Aktiviteleri de var. Doğa resmi. Bahçecilik gibi kurslar internet sitesinde bulunabilir.

Yalnız otoban arasında olduğundan en güzel kulaklıklı müzik dinleyerek dolaşmak olabilir. Biz Vivaldi'nin ilkbaharını dinledik bir bankta otururken :)

Bu kadar gevezelik yeter.

Haydi gezmeye çıkalım.

Hepinize günaydın.

Birilerini sevindirip hayır dualarını aldığınız bir güne açılsın sabahınız :)