Kolumu Nasıl Tedavi Ediyorum (Çook Uzun Bol Fotolu On Günlük Özet )

Haziran 23, 2022

Kolumun tedavisi için hastaneye gitmedim. Dururken ağrımadığı için gerek görmedim. Ama hiç kıpırdatamamaktaydım. Elimi yıkayamadım, saçımı toplayamadım, üzerimi değiştirmek tam bir azaptı, onu bırak yattığım yerden kalkmak bile bir sorundu. Ağrı kesici de içmedim.  Zira ağrı kesici içince kalkıp iş yapmaya başlayacağımdan adım gibi emindim. Bu sefer oradaki kaslar iyice kötüleşecekti. Dediğim gibi dururken ve tek omzumun üzerine doğru belli bir açıyla yatarken ağrı yapmadığından ihtiyacım da olmadı.

Aklıma geldikçe buz koydum.( Şu anda da meselâ aklıma geldi, kalktım koydum :) Sürekli eklemleri sakatlanan biri olarak doktorumun bana verdiği tek ilaç buydu zaten. Diğer bütün pomadlara burun kıvırır kendisi.

Ve en önemlisi evde durmadım :D

Pazartesi kampa gittik. Minimum eforla  salata ve kahvaltı hazırlamak dışında pek bir şey yapmadım. Kullan at tabak çanak ile bulaşığı da azalttım. Diğer işleri bizimkilere yıktım. Denize girdim, soğuk soğuk iyi geldi. Kamp videosunu hazırlayacağım yakında. Zaten fotoğraflarını paylaştım.


Şurada da kampın en büyüleyici ânı var. 

Çarşamba kamptan döndük.

Perşembe film günüydü.

Cuma Anadolu Hisarı'na gittim arkadaşımla.


Üsküdar'dan boğaz hattına binip Anadolu Kavağı'na kadar geze geze gidilebiliyor. Anadolu Kavağı küçük bir yer olup vapur da orada kırk beş dakika durduğundan biz Anadolu Hisarı'nı tercih ettik. 


Göksu Deresi kenarında yürüyelim dedik ama pek yürüyüş yeri yoktu.


En güzel manzara yine köprünün üzerinden görülüyor.


Küçüksu Kasrı'nı gezdik. Bileti tam 20, öğrenci (25 yaş altı) 10 liraydı. Müze kartla giriliyor. 


İçeride fotoğraf çekmek yasak ama bahçesinde serbest :D


Cumartesi günü evdeydim. Kolum için pek iyi bir gün değildi :D

Metehan mezuniyet yemeğine gitti. İki buçuk senedir görmüyordu doğru düzgün kimseyi. Hasret giderdi.

Pazar günü tembel tembel yatma günüydü yine. Akşama bir duaya gittik. Geçen gün gittiğimiz Resmiye Teyze'nin bahçesinde yıllardır görmediğimiz insanlara rastladık.


Pazartesi yine Günsu ile buluştuk. Pandeminin hemen öncesinde evlenip İspanya'ya gittiğinden beri ilk gelişi, hasret gideriyoruz bol bol.

Bu sefer Haliç Hattı'na binip Balat'a gittik. Küçük butik dükkânlar ve kafeler bizi bizden aldı.


Fener iskelesinden iner inmez ilk girdiğimiz sokakta bu şekerciye rastladık.  Kapıda şeker dağıtan genç çekti fotoğrafımızı. Ben pek şekerci değilimdir. Ama bir sonraki dükkâna girip çok tatlı çam kolye uçları aldıktan sonra geri dönüp buraya girdim. 


İçerisi eski zamanlarda kalmış gibi çok güzeldi. Şekerlerin kokusu inanılmazdı. Minicik bir pakete aldık. Gerçekten de çok lezzetliydiler.



Gazozcu da çok güzel gözüküyordu ama biz kahve peşine düştüğümüzden fotoğrafını çekip geçtik.


Enerji bombası bir adamın işlettiği bu kafeye girdik. 

Çıkarken bizi gelsene diye çağırıp elimize kitap ayracı turuşturmasına güldük :D


Biraz sokaklarda dolaştık. Yağmur başlayınca tekrar dükkanlara döndük.




Vitrini fincanlarla dolu bir antikacıda uzun zaman geçirdik. Kendime çay fincanı bulamadım ama bu tatlı mumluğu aldım :)


O akşam instagram üzerinden açık arttırmaları varmış. Öyle eğlenceli geldi ki bir saat izlemişim. Birbirinden tatlı porselenleri çoğunlukla alt limit olmadan sunuyorlardı. İnstagramın yazılarıyla seslerin senkronize olmamasından doğan karışıklıklarlar olsa da pek eğlendim. Maiaantik hesabına gidip bakabilirsiniz siz de.


Plakçı, gümüşçü, bakırcı, ahşap bardak altlıkları satan yer falan derken akşam olmuş.


Yemekten sonra bu Naftalin Kafe 'de çay ve tatlı eşliğinde günü kapattık. 


Şu menünün güzelliğine masaların tatlılığına bakar mısınız?  İçerisi müze gbiydi.



Balat İskelesi'nde inmiştik. Fener'den döndük. Dönerken üzerimize yağmur yağıyor ama arkamızda güneş parlıyordu :) Bu ânı görüntülemek gerek dedik :)

Günün kapanışı da şu şekilde oldu.(Tıkla)

Ben yazıyı yazarken iki gün geçmiş.

O arada 28 yıldır görmediğim bir üniversite arkadaşımla buluştum. 


Hatun bi gıdım değişmemiş :)

İşte böyle.

Bu sabah avukatla görüştüm. Kiracımız hâlâ ev bakıyorum diyor ama bize bir son gün vermemekte. Sanırım dava açacağız.  Bu ay içinde dava açma hakkımız var. Ve fakat dava da onların hemen çıkmasını sağlamıyor, zira dava zaten kısa sürmüyormuş. Tek şey en sonunda masrafını onlar karşılayacağından belki dava yerine bize noter imzalı taşınma tarihi taahhütnamesi vermeyi kabul ederler. Etmezlerse de yapabileceğim hiçbir şey yok. Ben kimselere sorun olmasın, insanlar gerçekten zor duruma düşüyorlar diye elimden gelen teklifleri yaptım. Taşınma parası, hatta emlâkçı parası bile teklif ettim. Zira eve birilerini üzerek girmek istemem.  Ev sahiplerinin kirayı arttıramıyoruz o zaman evi satalım hesapları yüzünden herkes zor durumda kaldı. Ama bana da yazık. Beni de ev sahibim çıkarttı . Eski kiramın 2,5 katını ödüyorum. Onu geçtim huzurum olmayan bir evdeyim. Bütün istediğim okul zamanına kalmadan taşınmaktı. Ki Bilgehan bir dönem daha kaybetmesin. Zira dikkat dağınıklığı olduğundan taşınma onu hepten dağıtıyor.

Neyse upuzuuuun yazımın sonuna kadar okumayı başaran herkese benden bir şarkı. Bir gün daha sürse bile üşenmeden tüm fotoğraflara şarkı linki ekleyeceğim şimdi. 

Öptüm sizi. 











Benzer yazılarım

33 Yorum

  1. - tam senlik bir tedavi şekli canım 😀😀😀

    YanıtlaSil
  2. Upuzun ama nasıl güzel bir yazıydı menülere bayıldım🧡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıkmadığına sevindim. Menüler çok orinal, değil mi :)

      Sil
  3. kesinlikle doğru tedavi, zamanla hareketlere dikkat edince geçiyor.
    Balat ve Boğaz gezileri güzelmiş.
    Ev için kolaylıklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolu yormadan vakit geçirmenin en önemli anahtarı evde durmamak :)

      Tavsiye ederim, çok iyi geliyor vapurlu bu geziler.

      Sil
  4. Geçmiş olsun. Benimde bir ay kadar önce kolum ve boynum çok kötüydü. internetten gördüğüm hareketleri yaptım. Çok şükür geçti. İyi gezmişsin ne güzel. İnşallah ev işinide halledersiniz. Bir an önce yerleşin evinize. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana da geçmiş olsun Hülya.

      İnşallah geçeriz, vardıe her işte bir hayır diyorum sadece.

      Sil
  5. Ay ne güzel gezmişsin ya bayıldım bayıldım. O kadar Balat'a gitmek istiyorum ki son gidişimin üzerinden üç sene geçti galiba. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Balat'a daha önce kışın gitmiştim, bu sefer daha çok sevdim :)

      Sil
  6. geçmiş olsun canım , evde durup kendi ağrısını dinlemektense ben de yollara düşüp ağrının beni dinlemesinden yanayım :)
    inşallah ev mevzusu da hallolur kuzum çok sıkıntılı heryerler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evde durunca iş yapmasa insan kendisini iyice dinleyip duruyor, yapsa bu sefer de kötüleşiyor hastalık.

      Son bir konuşma yapacağım bugün, olmadı beklemekten vazgeçeceğim artık. Ben kul hakkına girmeyeyim diyorum ama insanların benim haklarıma hiç saygıları yok.

      Sil
  7. Geçmiş olsun.
    Umarım daha iyidir kolun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, ilk haline göre çok daha iyi.

      Sil
  8. Geçmiş olsun, ben de 2 ay önce çok yoğun çektim o kol ağrısını, hatta omzumdan iğne bile yapıldı bana mısın demedi. Yırtık çıktı mr'da. Ankaraya gelince dr a gittim ama ağrılar hafiflemişti. Dr un izahı şöyle oldu: Yırtık olunca ödem yapar, ödem tendonları kısaltır ve ağrının akut ve ağır dönemi başlar. Sizde ödem kaybolmuş fizik tedaviye gerek kalmamış dedi, sevindim. Siz de buz koyarak ödemi azaltmışsınız. Kendi kendinin doktoru olmak güzel bir şey. Dilerim kiracınız sizi üzmeden çıkar, sıkıntılı işler bunlar. Çok sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buz tedavisi tek tedavi doktorumun verdiği. Benim de eklemler sürekli haşat olduğundan aile hekiminden çok ortopedistime gitmekteyim, o da asla pomad falan vermez.

      Size de çok geçmiş olsun.
      Kiracımızla son bir kere görüştüm. Onların da işi zor, oturdukları kiraya şu anda bu mahallede oda kiralanıyor, bütün evler çıldırmış. Ama ben de çok zor durumda kaldım. Bakalım.

      Sil
  9. Çok geçmiş olsun. Ben de 2 sene arayla sağ omuz, sol omuz çok çektim. Daha yeni kurtuldum. Bilirim o ağrıları:( Yazınla birlikte keyifli bir yolculuk yaptım. Kalemine sağlık. Sevgiler…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yan yatmaya başadığımdan beri omuzlarım mutsuz Persephone, eskiden yüz üstü yatardım, şimdi burnum tıkanıyor yana dönüyorum. Alışmamış vücud.

      Keyifli bir yolculuk olmasına sevindim. Benden de sevgiler.

      Sil
  10. Geçmiş olsun,keyifli bir gezinti olmuş.Ev durumunuza üzüldüm umarım en kısa sürede çözülür.

    YanıtlaSil
  11. geçmiş olsun, hasta bir şekilde evde kalınca insan daha kötü oluyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem evde durmak sıkıcı hem de iş yaparken iyileşilmiyor Bahar :)

      Sil
  12. Şu Anadolu Hisarı restorasyonu bitse de ortaya ne çıkacak görsek:) Dün bizde ailecek oradaydık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya, o hisara çıkmayı ben de çok istiyorum

      Sil
  13. Merhabalar.
    Geçmiş olsun! Ancak, kolunuzun bu ağrısına rağmen, sosyal yaşamınızı (gezi ve kamp gibi) ihmal etmemeniz sizin ne kadar güçlü biri olduğunuzun göstergesidir.
    Kamp izlenimlerinizi büyük bir keyif alarak zevkle okudum ve görsellerinizi inceledim. Emeğinize sağlık.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Recep Bey. Aslında biz ev hanımları evde de dinlenemediğimiz için dışarı çıkmanın ekstra bir zorluğu olmuyor. Aksine daha iyi geliyor :)

      Sil
  14. Şimdi daha iyisin sanırım Handan. Çok geçmiş olsun.

    Balat ne güzel görünüyor. Orada birçok dizi ve film çekimi yapıldı sanırım. Sokaklar tanıdık geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolum ne durumda tam emin değilim ama bugün çamaşır asabildim Şule :)

      Sil
  15. Geçmiş olsun. Çiçeklerin önündeki resimlerin harika olmuş.

    YanıtlaSil
  16. Ne kadarda güzel aile havasında bir blog bşarılar dilerim :)

    YanıtlaSil