Ömür Törpüsü

Şubat 24, 2011

İşte benim ömürümden ömür kaybettiğim anlar:

1-Metehan'ın üç buçuk yaşlarındayken geçirdiği havale:O zamanların en iyi ateş düşürücüsü piyasadan toplatılıp, kalanlara da biz uyum sağlayamayınca oğluşun ateşi düşmemişti uzun süre. Gecenin bir yarısı ona duş aldırıp ,  rahatladı diyerek biraz yatmaya gitmiştim. Tam yatacakken içerden bir tıkırtı geldi sanki. Kalkıp bakmaya da bilirdim. Oğluşun odasına gittiğimde yatağında kollarının yatak başına vurduğunu gördüm. İşte o an 10-15 yaş falan gitti ihtimal benden. Neyse soğuk duşla kendisine geldi ama o babasıyla hastaneye giderken ben evde bebekle ne ağladım ne ağladım.

2-Bilgehan'ın suda ters dönmesi: Bir yaşndaki Bilgehan, iki katlı kocaman can simidinin içinde babası ve ağabeyiyle denizdeyken , iki dakika kitap okuyayım demiştim. Kayınvalidemin Can demesiyle kafamı kaldırdığımda küçük oğlumun ayakları suyun üstünde başı içindeydi. Bir 10 sene de o anda gitmişti. Babası hemen ayaklarına asılıp çıkarttı. Su yutmamış zaten, biraz sersem sersem kucağımda oturdu. Ardından yine denize gitti başına geleni umursamadan.

3-Metehan'ın burnuna soktuğu boncuk : Abi oğluşum çok akıllı usluydu ama bu işi nasıl yaptığını hâlâ anlamış değilim. Neyse ki boncuk delikliydi, tığ ile çıkartmayı başardık. 4-5 sene aldı tabi benden.

4- Bilgehan'ın burnuna doldurduğu karton çocuk kitabının sayfaları: Yatmadan önce yatağında oyalansın diye verdiğimiz kalın kitabın sayfasını nasıl kopartıp da burnuna sokabildi bilemiyorum. Çıkarttım ama gece boyunca nefesini dinlemek için başına koştum. Sabah şüphelerimde haklı olduğum beyefendinin sıkı bir hapşırığıyla ortaya çıktı. İnanılmaz boyutta şişmiş karton yumağına bakıp gülsem mi ağlasam mı bilemedim. 2-3 sene gitti. Zira Bilgehan'da herşeye alışkın olmayı öğrenmeye başlamıştım artık.

5- Metehan'ın büyük tuvalete çıkmamak için verdiği çabalar:  Beyefendinin poposu acımış tuvaletini yaparken. Yapmamaya karar vermiş o da. 2,5 yaşındaki bir oğluşla annesinin psikolojik savası tam bir kâbustu. Pedegog, doktor herkese koşturduk. Hâlâ düşündükçe tüylerim diken diken olur. 10 yıl var giden.

6- Bilgehan'ın kırılan kolu, yarılan dudağı (7 dikiş), açılan kaşı... 10 sene eder bunlar da toplamda.

7- Tatilde kaybolan Metehan: Ben ne kabuslar düşünürken beyefendi oturmuş meyve suyu içiyordu kampın restoranında. 5 yıl.

8- Tatilde kaybolan Bilgehan: Oyun gurubuna binbir tembihle bıraktığımız çocuğumuzu bize gelmesi için plaja bırakan abileri sağolsun. O da iki adım ötedeki bize gelmek yerine labirent gibi yerlerden gidilen odamızı bulmuş, bakmış biz yokuz yoldan geçen bir teyzeye "Ben annemleri arıyorum bana yardım eder misiniz" diyerek onun elini tutup geri gelmiş .3 yaşındaki oğlumuz bir 5 yılı götürdü yine.

9- Bağdat caddesinde önümüzde yürürken yönünü şaşırıp ters tarafa doğru koşarak giden Metehan: Annemle yanımızdan geçerken bir anlığına fark etmesek nasıl bulurduk o kalabalıkta hâlâ düşününce içim ürperir. Annem zorla yetişmişti ona. 5 yıl da buradan.

10- Carrefour'da bir anda yok olan Bilgehan : Mağazanın kapanma saati gelmiş. Yiyecek birşeyler alıp eve döneceğiz. Üstünü değiştirdiğim oğlum bir dakika kafamı çevirdim yok. Güvenlik görevlileri, oyuncakçılar falan aranırken beyefendi arka tarafa açılan bir kapıdan geldi. Tuvalete gitmişmiş. Sanki tek başına hiç tuvalete gördermişiz gibi. 10 yıl gitti.

Bende böyle. Sizde ne hikâyeler var?

Benzer yazılarım

5 Yorum yap

  1. merhaba Canım Handan :) çok uzun zaman oldu bloga uğramayalı bakim bir dedim seni gördüm hemen uğrayim istedim. herzamanki gibi yine çok tatlısın.. birkaç ay sonra dönmek istiyorum fırsat bulabilirsem bakalım. :)

    buarada bebeğim olacak :))) cinsiyeti erkekmiş 5 ay olacak ancak gösterdi beyfendi kendisini :))

    neyse fırsat buldukça sana yine uğrarım.. kocaman kocamannn çok öpüyorum seni..

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Benim büyük oğlanın 3 yaşındayken elinin serçe parmağı kopmuştu. Tatil için yola çıkmış, Selçuk'ta bir yerde kahvaltı molası vermiştik. Özgür'ün "parmağı kopmuş" dediği o an herhalde bi 5-10 sene götürmüştür hayatımdan. Sonrasında ise buz eşliğinde en yakın hastaneye yetişme çabası, en yakın hastaneden geri çevrilip Kuşadası'na arabayla giderken yol boyunca aklımdan geçenler vs herhalde bi 5-10 sene de o götürmüştür. Sonunda yerine dikildi tabi ama ömürden ömür gidiyor işte.

    Bir deyine büyük oğlanın karavan kamp yerinde ortadan kaybolmuşluğu var. 5 m ötede ağzı açık bir kuyu, 15m ötede deniz ve de en fazla 30 m ötede otoban vardı. O zaman da kafayı yemiştim bulana kadar.

    YanıtlaSil
  3. buraya yazmamı istediğine emin misin
    any

    YanıtlaSil
  4. Herhalde en fenası , Tarik 8 yaşındayken nadir görülen bir tür geniz arkası ve boğaz enfeksiyonuna yakalandığı zamandı , boğazında nefes almaya birkaç mm genişliğinde yer kaldığı için ,doktorların bütün ilaç ve diğer işlemlerine rağmen ,15 gün uyurken boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı ,nefes alırken boğazlanıyormuş gibi bir ses çıkartıyordu ve bizim için nefes aldığının tek göstergesi bu sesti ...sesi hala kulaklarımdan gitmez...ömrümden kaç yıl gitti bilmiyorum....
    any

    YanıtlaSil
  5. Çocuklarla ne maceraları oluyor değil mi insanın ve sanırım büyüdükçe daha da unutulmaz:)
    Benim en büyük fobim kaybolmaları:(
    Allah korusun!
    Sevgiler şekercim...

    YanıtlaSil