29 Yıl Sonra Nihayet :D

Ekim 03, 2024


Geçen hafta bu zamanlar sabah daha yedi olmadan kalkıp sahile kendimi atmaktaydım. 


Fakat aklımdaki düşünceler öyle çok uçuşuyor ki ben sabit durup meditasyon falan yapamayacağıma kesin kanaat getirdim.


Huzurlu olmalıyım, ânın tadını çıkarmalıyım gibi bir moda girince kaçıyor o tat. Kendini salmam lâzım. Yemeklerde yaptığım gibi. Her istediğimi yemeye başladığımdan ve yememem lâzım hissini hayatımdan çıkardığımdan beri doymak öyle güzel ki.

Neyse bulmacam, kitabım, müziğim (gerçi çoğunlukla dalga seslerini dinledim) ve ben her sabah yedi olmadan kalkıp odadan fırladık. Fotoğraf ve video çektiğim anlar sanırım en beynimin durulduğu anlar. Üstelik de sonradan dönüp bakması harika.


Bu da ilk akşamdan günbatımı fotoğrafları. Evet evet kesinlikle fotoğraf makinamla huzurluyum ben. Bunları sadece izlersem beynimdeki düşüncelerden kopup gidiyorum ama fotoğraf çekersem sadece onunla ilgileniyorum. Hep böyle yaptım. Ama şu an algıladım bak. Fotoğraf çekmek benim âna odaklanma yöntemimmiş. 


Ben kendimi bildim bileli fotoğraf makinamla dolaşırım. En dandik anahtarlık şeklinde fotoğraf makinasından en güzel kameralara. Yanımda makinam varsa kimseyi aramam, tek başıma saatlerce vakit geçiririm.


Çözümlememizi yaptıktan sonra gelin hele size 29 yıl sonra gelen kavuşma öyküsünü anlatayım :D


Sene 1996, Ocak ayı. Ben Marmaris Şubesi'ni teftişe gitmişim. O sırada Merzifon'da görev yapan Can da izin alıp yanıma gelmiş. Araba kiralamış sağı solu geziyoruz.


Araba gövdesi yere yakın bir araba, Datça yolları taşlı. Kendime kahverengi bir tabela bulmuşum ona doğru ilerliyoruz.


Ama ne doğru düzgün bir yol var ne de çevrede birileri var (Malum kış). Yol kenarında bir kaç taş kalıntı falan gördük. Can tamam burasıymış demek diyerek yolda dönebileceği azıcık genişlik görünce geri dönmeye karar verdi.


Bu kadar şey için kahverengi tabela olmazdı desem de ikna edemedim. Daracık yollar, toprak ya da çok bozuk tam hatırlamıyorum şimdi, araba alçak, yol bulur bulmaz döndü. Buymuş işte kalıntılar dedi.


Bi yirmi dakika daha gitsek ulaşacakmışız :D


O yıldan sonra ben ilk defa Datça'ya geldim. Gelir gelmez de o şehre gidilecek dedim tabii ki..


Zavallı Can eğer seneler önce beni getirmiş olsaymış şimdiki şehrin dörtte birini gezip dönebilecekmiş. Aradan geçen yıllarda daha çok yeri ortaya çıkartmışlar :D
 

Hehehe..


Knidos yaşanacak bir şehirmiş..


Şu manzarasına bakın.








Ve mutlu son :)

Benzer yazılarım

8 Yorum

  1. Evet yaşanacak yermiş çok güzel iyi tatiller. Hülya

    YanıtlaSil
  2. Güzel fotoğraflardan sonra ailece son nokta koymanız ne kadar güzel. Allah nazarlardan saklasın !

    YanıtlaSil
  3. Hakikaten Türkiye’nin en güzel en sakin sessiz kalan köşelerinden biri. Çok sevindim keyfini çıkartmana 💕🧿

    YanıtlaSil
  4. Evet, hayat zamanı gelince çıkarıyor bazı şeyleri önümüze, ne şahane olmuş :)

    YanıtlaSil