Eylül
Eylül 01, 2024Hayatım boyunca yaz insanı olmadım ama eylül geldiğinde hafif bir hüzün belirir içimde nedense. Okulun açılmasını da dört gözle beklerdim ama yine de ağustos bitip eylül geldiğinde , hava da ânında kapatıp yağmur yağardı ilk gününde, ben hep hüzünlenirdim.
Sabahın ilk saatleri, balkondayım. Dün begonville yasemini ilaçlatıp, budadık, balkon dandini. Her yerlerini bitler kaplamış, yapış yapış olmuşlar, lurumuş kimi yerler, yazın çok sıcaklarında balkonda durma sürem bir dakikayı geçemediğinden anlamamışım. Umarım temizlenmiştir artık.
Bana şu geveze şey eşlik ediyor. Sabahın ilk saatlerini tek başıma ve huzurla geçirmeyi çok seviyorum. Pazar günleri ise ayrı bir keyif. Yürüyüşe de gitmediğimden öğlene kadar tembellik modunda oluyorum.
Bugün dans videosu çekmek için bir kaç kişi buluşacağız. Geçen sefer altı kişi gelecekken ikiye düşmüştü, bu sefer dört kişi geleceğim dedi, umarım Bilgehan'la başbaşa kalmayız :D
Şimdi instagramdan arkadaşımın yolladığı gönderiye baktım. Başkaları birbirlerine neler gönderiyorlar bilmem benim arkadaşlarım bana gezilecek yerler, sergiler, yapılacak aktiviteler ve son zamanlarda da bazen dans videosu gönderiyorlar. Arkadaşlarıma bayılıyorum :) Son zamanlarda instagram arkadaşlarım da belirmeye başladı. Güzel insanların hayatıma katılması beni mutlu ediyor. Ve kendimi çok şanslı hissediyorum.
Saat sekize gelmiş. Manzarama hafiten güneş gelmeye başlıyor .
Kargaların da çenesi düştü. Hâlâ kırlangıçların telaşlı sesleri bizimle . Martı yavruları hiç aralıksız sesleniyorlar. Üç günlük tatil olduğundan sanırım etraf sessiz.
Sonbaharda İstanbul öyle güzel olur ki şimdi. Bence en güzel mevsimi sonbahar . Benim mevsimim.
33 sene önce bugün gençlik filmi izleyip, oradaki aşıklara içim gidip, böyle bir aşk ne zaman yaşayacağım demiştim , ertesi gün vapurda Can ile karşılaştırmıştı hayat beni. Ben kırk yılda bir Eminönü 'ne gidip yıllık tashihi yapmak üzere o vapura binmiştim, o da kırk yılda bir bir Kadıköy'e gidip geleyim diyerek o vapura binmiş, bizim yollarımız kesişmiş. Bak sen şu hayatın işine :)
Hayat... Çok çabuk geçiyor. Sabahları böyle sessizce oturup biraz yavaşlatıyorum. Ama aklımdan yapılacak işler geçerken olmuyor. Hiçbir şey yapmayacağım diye kendimi bıraktığımda uzuyor.
Hepinize günaydın.
Şimdi kitabıma gömüleceğim biraz. Ama önce fotoğraflara şarkı gizleyeyim :)
8 Yorum
Ne tatlı bir hikaye… Yeşile doyuyorsun ve bu ev sana nasıl iyi geldi değil mi Handan? Eski evi yaşamanın bir getirisi mi acaba bu :)
YanıtlaSilBu arada 7 Eylül İstanbul Blog buluşmasına bekliyoruz!
Gerçekten de bu ev çok iyi geldi Ceren. Tam bana uygun :)
SilSonbaharda tüm güzelliklerin seni bulması dileğiyle ..
YanıtlaSilHepimizi güzellikler sarıp sarmalasın Özlem :)
SilGünaydın Handan. Şanslısın bence İstanbul da artık böyle yerler çok az. Hülya
YanıtlaSilGerçekten de şanslıyım Hülya. Umarım kentsel dönüşüme girmez .
SilBen de sabah saatlerinin sakinliğini çok seviyorum. Bu yaz burası da çok sıcaktı 😁
YanıtlaSilNeyse Eylül sonbahar gibi geçiyor.
Sil