22

Şubat 19, 2024

Doğum gününden sonra daha bir yakınlaşmışlardı birbirlerine. Derken yavaş yavaş arkalarını toplarken bulmuştu kendisini. Kayıp eşyalar, unutulan programlar, bir anda asistan moduna geçmişti. Bir de  hepsinin annesi telefonuna ulaşıp kendisiyle konuşmuşlardı. Anneler grubu oluşturmuşlardı sonunda. Kimseden alamadıkları haberleri Elisa'dan alıyorlardı.Grup üyelerini ilk gördüğünde çok üzülmüştü ailelerinden uzakta tek başlarına kalıyor olmalarına ama şimdi artık ailelerin nerede olurlarsa olsunlar çocuklarını bırakmadıklarını öğrenmişti. Bir gün Hae'nin annesi ile konuşurken gözlerine yaşların dolmasını engelleyemedi. Öyle incelikli bir şekilde takip ediyordu ki oğlunu, sınırlarına taşmadan ama her ihtiyacı olduğunda yanında olduğunu ve olacağını hissettirerek. Annesini özledi o anda. 

- Seni kıracak bir şey mi söyledim ? İyi misin Elisa ?
- Oh, iyiyim iyiyim. Çok güzel bir annesiniz, hepiniz öylesiniz. Ben bazen annemi özlüyorum size bakarken. 
- Ah, çok üzgünüm, seni nasıl etkilediğimizi hiç düşünmeden bencilce davrandık. Sen öyle olgun ve harika bir kadınsın ki bazen bizimkilerle yaşıt olduğunu unutuyoruz. 
-  Yok , öyle bir şey yaptığınızı düşünmeyin sakın, bugün annemin öldüğü gün , sanırım bilinç altımda kalmış, biraz hassasım.
- Biliyorsun, biz seni de kızımız gibi görüyoruz. Oğullarımızdan hangisi ile yakınlaşırsın diye aramızda birbirimize takıldığımız bile oluyor .
- Aaa, utandırmayın ama, ben hepsini öyle seviyorum ki, gittiklerinde gerçekten çok özleyeceğim.
- Biz de seni özleyeceğiz ama buradan bağlantıyı kopartmayız .

Gülümsedi Elisa. Herkes de biliyordu ki onlar ayrıldıktan sonra bir daha aralarında bir iletişim olmayacaktı. Bir kere sözleşme maddeleri vardı oturup uzun uzun imzaladığı, hepsini de okutmuşlardı ayrıntılı şekilde. Ama bir şey demedi. 

- Eli Eli Eli Eli.
- Eyyyy.
- Yarın sabah beşte kalkamazsam beni kaldırır mısın?
- Ben niye beşte kalkıyorum peki ?
- Beni kaldırmak için.
- Allah Allah senden başka kalkacak yok mu o saatte, onlar kaldırsınlar .
- Aja kalkacak ama ona dersem kulağımın dibinde çılgınca bağırıyor,  Sal'a söylesem üstüme atlar.
- E sen de uyanmıyorsun hiç.
- Lütfen lütfen lütfen lütfen. Dur şu çöpleri atayım ben senin için.
-Hayır sabah beşte kalkmaya niyetim yok.
- Sal dese kalkardın ama .
- Ha?
- Ona hiç hayır demiyorsun.
- Zavallı , yedi çocuk babası bir adama nasıl hayır diyeyim, canına okuyorsunuz çocuğun. Hadi git başkasını bul kendine.
- Amaaan.
- Hey. Hani çöpleri atıyordun?
- İşe yaramadı ki..
- Al da at işte, ben senin odandaki çöpleri bir saat topluyorum senin çok işin varken.
- Tamam tamam. 
- Yeo seni kaldırır bence .
- O sabah kalkacak mı ki ?
- Altıda kalkacak ama genelde erken kalkıp yürüyüşe gidiyor.
- Dur ona sorayım.
- Çöpleeeerrr.
- Ay, unuttum..
- İşine gelmeyince tabi .

.....

- Yeni testin sonuçları da geldi Elisa, ilk test doğruymuş. Gerçekten de inanılmaz bir hafızan varmış.
- Herkesin benimkisi gibi değilmiş , öyle mi ?
- Herkes mi ? Başka birisi var mı onu bile bilmiyoruz. 
- Aptal değilmişim yani.
-Ne münasebet, sadece okuyup yazamıyorsun. O da bir hastalık zaten. 
-Okumak istiyorum. Yani okula devam etmek istiyorum .
-Yapabilirsin elbet. Sadece özel durum belgenle sana özel sözlü sınav istemen gerekiyor. Zaten sesli kitaplar var, istediğin kitabı dinleyebilirsin.

Mutlulukla kızgınlık arasında gidip gelen duygularıyla durdu Elisa. 

-İzninizle biraz kendimle başbaşa kalmalıyım.
-Tabi tabi.

Sokağa çıkıp yürümeye başladı . Uğradığı bütün haksızlıkları düşündü. Annesinin hastalığı bile ona yapılmış bir haksızlıktı sanki. Okuldaki cahil öğretmenler. Diğer çocukların acımasızlığını yine çok suçlamıyordu ama anne babalarını suçluyordu. Ve hayatını bu hale getiren adam. 

Durdu.

Ne yapmak istiyorsun Elisa dedi kendisine. Bunca kötü şeyi üzerinde taşıyıp durmak mı istiyorsun yeni bir başlangıç yapmak mı ? Madem o kadar zekisin kendini mutlu edecek çözümü bulmalısın. Benim bildiğim ağlayıp mızmızlanıp durarak mutlu olmak gibi bir şey yok dünya üzerinde. Sana harika bir şans daha verilmişken, hayatına güzel insanlar girmişken , geçmişe takılıp kalmak ne derece akıllıca. Üstelik henüz yirmi yaşındasın. 
 

Diğer bölümler için tıkla.

Benzer yazılarım

2 Yorum yap

  1. Elisa'nın henüz 20 yaşında olması... İnsanın içini acıtıyor. Maalesef onun gibi haksızlığa uğrayan birçok çocuk var. Onların özel gereksinimlerini karşılayamayan, onları yok sayan eğitim sisteminin içinde kayboluyorlar. Disleksi gibi çeşitli özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler ellerinde tanısının yazılı olduğu belgeler olduğu halde ihtiyaç duydukları farklı eğitim yöntemlerine ulaşamıyor. Elisa geç de olsa eline geçen şansı en iyi şekilde değerlendirecek eminim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece disleksi mi, dikkat dağınıklığı gibi diğer soeunlar için de eğitim sistemi çok yetersiz kalıyor ne yazık ki..
      Evet başından çok şey geçmiş ama güçlü bir kız Elisa.

      Sil