Nostaljik Pazartesi
Mart 19, 2018Bu hafta yazdığım hikâyelere bir bakayım dedim, belki aşka gelip yeniden yazarım :) En son başladığıma devam etmemiştim ama belli mi olur :)
16 Mart 2015 Pazartesi
1
O evden çıktıktan sonra perdeleri ve tülleri açıp dışarıdaki beyaz pırıltının eve dolmasını izledi. Müzik açmadı sessizliği dinlemek istedi biraz. Kuzinenin içine bir iki odun daha attı. Alevlerin dansına baktı büyülenerek. Kendisine bir fincan çay koydu. Nihayet biraz daha yenilebilecek kıvamda pişirebildiği ekmeğin üzerine yağ ve yazdan kalan çilek reçelini sürdü. Pencerenin önündeki keyif koltuğuna oturarak kar tanelerinin sihirli dünyasına daldı. Dışarıdaki minik ayak izlerini görünce hemen fırladı yerinden. Ekmeğin kalanını ufalayarak pervaza koydu. Kapının önündeki tası suyla doldurarak kahvaltıdan kalan sosislerden attı ağaçların dibine doğru. Bu ormanlık yerde hiç tanımadığı misafirleri olduğunu biliyordu.
Çayla geri döndüğünde onu kendisine bakarken buldu.
Buradaki ilk bölümüydü, devamını okumak isteyenleri diğer bloğuma alayım. İşte baştan sona hepsi şurada.
Köşesine yeniden dönmeden çayını tazeledi. Yaşamın, çılgın koşuşturmasına bir ara verip nefes almak için insanlara zaman tanıdığı o anlardan birisini yaşıyordu. Aslında kış mevsimi böyle anlar içindi sanki.. Kış, sonbaharın büyülü romantizmi ile ilkbaharın mucizevi yeniden doğuşu arası küçük bir kendine dönüş molası, diye geçirdi aklından. O bu düşüncelerle kar tanelerini izlerken kapı açıldığında yerinden zıpladı heyecanla.
- Kusura bakma, korkuttum mu seni? Dışarda tur attım, yukarı çıkmadan sıcak bir şeyler içeyim dedim, çok soğuk.
-Ah tabi ... Ne istersin, bitki çayı yapayım mı?
- Yok yok fazla beklemeyeyim, çayından alayım ben de. Keyif anını böldüm ama.
-Ne demek, kalkacaktım zaten , işe koyulma vaktidir.
Çayla geri döndüğünde onu kendisine bakarken buldu.
-Burada sıkılmaman çok ilginç geliyor bana. Eşim bile dayanamamıştı fazla. Hasta oldu hem fiziken hem ruhen...
- Herkes farklı şeyleri seviyor sanırım, benim için burada olmak piyangodan para çıkması gibi . O sabah seninle markette karşılaşmasaydım şu an ne halde olurdum bilmiyorum...
Bu kısa konuşmanın ardından her zamanki sessizliklerine gömüldüler. Çayını içen adam gitmeliyim diyerek çıktı. Kadın bulaşıkları yıkamak için güğümdeki sıcak suyu kaba dökerken ilk karşılaştıkları zamana döndü.
.............
O blogda biri kısacık , biri de gizemli iki hikâye daha var. Ben çok severek yazmıştım, umarım siz de seversiniz.
Hepinize günaydın. Yeni şeyler yarattığınız, yeni yerler gördüğünüz, güzel başlangıçlar yaptığınız ya da bitmesi gerekenleri bitirdiğiniz verimli bir haftaya açılsın sabahınız :)
18 Yorum
Pazartesi sendromuna iyi gelecek bir yazı bu. Çok beğendim. Emeğine sağlık canım. Güzel dileklerin bütün evreni kuşatsın inşallah :))
YanıtlaSilTeşekkür ederim Yıldız :) İnşallah.
SilAyol senin hikaye yazdığını bilmiyordum, devamını da okuyacağım tabii ki, yalnız belki bugün randevu alabilirsem belim için doktora gideceğim çünkü tam geçti sanırken dün akşam daha beter azdı...uzandığım yerde sekreter 1'den sonra arayın dediği için bir yandan boş durmayayım blog ziyaretlerimi yapayım dedim...
YanıtlaSilEline sağlık esrarengiz öyküyü özellikle merak ettim severim öyle öyküleri:)
Bir ara yazıyordum Müjde :) Bu blogda da bulabilirsin hikâye etiketi altında hepsi, ama Bir Varmış Bir Yokmuş bloğumda daha derli toplu halleri var. Bakalım beğenecek misin, çok merak ettim :)
SilBelinin hâlâ geçmemesine üzüldüm. Konuştun mu doktorla, ne dedi ?
Sen yazarsın da beğenmez miyim? Eminim çok güzeldir. Çok kitap okuyanlar, güzel de yazarlar. Şaşmaz.:)
SilSağol canım ya, ben de çok üzüldüm tam azalmıştı ki, yeniden başladı:( röntgen çektirdi, iyi bir kadıncağızdı, "zorlamışsın, biraz düzleşme var ama fazla bir şey görünmez 1 hafta sonra geçmezse mr çektiririm" dedi. Kas gevşetici jel, kas gevşetici hap verdi, kemik ölçümü de yaptırdım o felaket çıktı :(((moralim bozuldu ki biliyordum öyle kötü çıkacağını:( ciddi osteoporoz çıktım:( acilde iğne de yaptırdı ağrısı dindi o iyi oldu...valla internetten yakı baktım, sonra yorumları okudum vazgeçtim, sıcak su torbası filan düşünüyorum, google'a "geçmeyen bel ağrısı" yazıp tıklıyorum uzandığım yerde...yani moral kalmadı:( var ya canımdan bezdim kalçam kırılırsa diye çok korkuyorum:(
Hay Allah, zorlama kendini bu hafta bari. Kemik ölçümü neden öyle kötü çıkmış ki, tediklerine falan mı dikkat etmiyorsun, yok muymuş destek ilacı. Aman dikkat et kendine Müjdecim.
SilCanım yaaa, ben 40 yaşımda menopoza girdim, ondan sonra östrojen üretimi durduğundan kemikler hızla eriyormuş, bir de et yemiyorum, aslında yemem lazımmış artık çok geç yani bu saatten sonra ne yesem o giden, eriyen kemikler geri gelmezmiş:((((
SilÇok sağol canım..
Geçmiş olsun, dikkatli ol, yine de kalsiyum desteği falan yap bence, işe yarayabilir.
SilMeraba ablacim :) günaydini kacirdim tünaydini kacirmayim bare 😂
YanıtlaSilBen de iyi geceler diyerek konuya nokta koyayım bari Özlem :)
SilAaa benim bu hikayelerden hiç haberim yok...
YanıtlaSilMüsait bir zamanımda okuyacağım bakalım neler döktürmüşsün Handancım
Baaak, aklıma gelse evde otururken söylerdim de benim harika hikâyelerimle vakit geçirirdin Ülkü :) Hiç aklıma gelmedi. (Yani bir saat falan geçirirdin ama neyse :)
Sildaha geniş bir zamanda aklımda olsun hikayelerin , keyifli haftalar olsun :D
YanıtlaSilYazarken ben mutlu olmuştum Eylem :) Keyifli haftalar olsun canım .
SilHem çok okuyan hem de çok gezenin hikayeleri güzel olmazmı hiç:)
YanıtlaSilÇok yazmazsa o kadar güzel olmayabilir, bak bakalım nasılmış Gezgin Kova :)
SilNe güzel bir başlangıç oldu benim için.
YanıtlaSilİçim ısındı birden bir ara gelip devamını okursam,geçikmiş ;telif hakkı almazsın umarım.
Kalemine sağlık çok değerli satırlar okudum,döneceğim...Arkasıyarın olsun benim için.
Hahaha almam tabi Merih, istediğin zaman oku :)
Sil