Boşluk-8

Nisan 26, 2015

Başını kaldırdığında eşofmanlarıyla sabah yürüyüşünü yapan bir adamla karşılaştı.

-Günaydın. Kusura bakmayın...
-Yok yok.. Ben okuldan, matematik öğretmeni Metin. Geçmiş olsun, başınıza geleni duyduk, çok üzüldük.
-Teşekkür ederim. Hayatta ne olacağı hiç belli olmuyor işte.
-Haklısınız. Yürüyüşe mi çıktınız? Beraber yürüyelim isterseniz.
-Ah, sizi yavaşlatmayayım, henüz yeni geldim.
-Yok,yok ben de son bir yavaş tur atacağım zaten. Sonrasında okula gitmem gerek malum.
-Tamam o zaman. Yürüyüş yapar mıydım onu da bilmiyorum ya, sabah iyi fikir gibi geldi.
-Doğrusu size burada hiç rastlamadım .
-Deniz ve sahil o kadar güzel ki gelmemiş olmam ilginç.
-Belki farklı saatlerde gelmiş, karşılaşmamışızdır.
-Belki.
-Zaten havalar da yeni yeni ısınıyor. Okula gelecek misiniz?
-Bir uğramayı düşünüyorum. Bugün ya da yarın. Hem eşyalarımı alayım hem de raporumu teslim edeyim.
-Doktorlar ne diyorlar?
-Fiziksel olarak sağlıklı olduğumu ama çok can sıkıcı bir durum.Kaybolmuş gibiyim.
- Çok eski bir filmden bir replik geldi aklıma şimdi. "Bazen kendini bulman için kaybetmen gerekir " diyordu. Kim bilir, belki de bir şanstır bu.
-Güzel bir sözmüş. Şans mı değil mi bilemiyorum şu anda, zaman gösterecek bakalım..

Filmlerden söz ederek geçen kısa bir yürüyüşün ardından evine onu bırakan adam okula geldiğinizde size izlenmesi gereken filmler listesi vereyim, kısa sürede bu eksiğinizi kapatmalıyız diyerek ayrıldı.

Onun ardından bakarken izlenmesi gereken filmler, okunması gereken kitaplar, dinlenmesi gereken müzikler, oldukça uzun bir listeye ihtiyacım var benim diye düşündü.. Yine de içeri girerken yürüyüşün verdiği bir ferahlık vardı içinde..

Eve girdikten on- on beş dakika sonra elinde fırından çıkmış çıtır simitlerle Mine geldi.

-Günaydın.. Simit, domates, peynir getirdim. Çay demleyip, kahvaltı yaparız diye düşündüm..
-İyi düşünmüşsünüz. Simit kokusu karnımı acıktırdı şimdiden.
-Bu sabah yürüyüşe çıkarken gördüm seni. Ne iyi yapmışsın. Metin Bey miydi yanındaki?

İçinden, gözünden de hiçbir şey kaçmıyor diye geçirirken cevapladı.

-Evet, sahilde karşılaştık. İyi bir beye benziyor.
-İyidir.. Öğrencileri de çok severler onu.
-Beni de sever miydi acaba öğrencilerim?
-Seviyordur tabi. Yeni geldiğinden pek tanımıyor olabilirler de.
-Nedense sevilmiyor olabilirim gibi bir hisse kapıldım.
-Yok canım, nereden çıkarttın onu. Çay demlendi , sofra da hazır. Haydi gel.
-Sanırım alış verişe çıkmam gerekiyor. Sizin getirdiklerinizle yaşıyorum geldiğimden beri.
- Bugün pazarı var buranın gitmek ister misin diyecektim ben de. Yılın bu zamanında tam bir ot şenliği olur.
-Otları bildiğimden emin değilim
-Gösteririm ben sana.

Sürekli konuşan, dedikoduya meyilli bu kadından başka zaman olsa kaçacak delik arardım her halde ama şu anda çok iyi geliyor diye geçirdi aklından. Tabi kim bilir etrafa da benimle ilgili neler anlatıyordur. Zavallıcık, çok zor durumda, hiç kimsesi de yok dediğini duyar gibi oldu bir an. Omuzunu silkti. Öyleyim de gerçekten, ne yapalım...

-Fakat önce bankaya gitmem gerekiyor. Neyim var neyim yok öğrenmeliyim.
-Tabi tabi, maaşın da yatmıştır zaten.
-Öyledir evet.



Hikâye

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. Ayyyy yeni yeni kahramanlar geliyor hikayeye. Bakalim sonu nereye varacak? :))
    Arkasi yariiinnn:)

    YanıtlaSil
  2. Maaşın da yatmıştır zaten de koptum :)) Kadın iyi mi kötü mü bilemedim. Eski kocası orjinal bir karakter o kesin. :) Harika ilerliyor devamını merakla bekliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maaş çok önemli BT :-) Bakalım göreceğiz:-)

      Sil
  3. ''Hikâye'' etiketine tıklayıp en alttan itibaren 8 bölümü peş peşe okudum.
    Çok başarılı buldum Handan. Tebrikler
    Olay örgün şahane ve çok heyecanlı aynı zamanda.
    En çok eski kocası arayacak mı onu merak ettim :)
    Ellerine sağlık :-)

    YanıtlaSil
  4. Devamını bekliyorumm :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil