Bir iki haftadır kitap yazmaya üşendiğimi fark ettim. Oysa okuduğum kitap da pek yoktu, rahat rahat yazabilirdim :)

Kitap şenliğinde okuduğum son kitap Mülksüzler'di. Onu da nasıl olsa okurum diye diye son geceye bırakmayı başardım. Öğrenci mantığı hiç bitmiyor anacım. Neyse ki bitirebildim :)

"Bütün duvarlar gibi iki anlamlı , iki yüzlüydü. Neyin içeride neyin dışarıda olduğu , duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı."

" Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir. Düşünmeyi reddederek, değişmeyi reddederek."

"Bense ruhsal acıdan söz ediyorum!  İnsanların yeteneklerinin, çalışmalarının,  yaşamlarının boşa gittiğini görmelerinden. Akıllıların aptallara boyun eğmelerinden. Güçlülük ve cesaretin kıskançlık , güç hırsı ve değişme korkusu tarafından boğulduğunu görmelerinden. Değişme özgürlüktür, değişme yaşamdır. Ama artık hiçbir şey değişmiyor ."

" 'Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen' dedi 'hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler, yaşamlar... Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulur, ritmi kaçırırsın. Uzaklığı ararsın, ara vermeyi. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor' "

" Ona hepsi kaygılı gibi görünüyordu. Ne kadar para kazanırlarsa kazansınlar yine de yoksul ölmemek için daha çok çalışmaları gerektiğini düşündükleri için miydi? Suçluluk muydu? Çünkü ne kadar az paraları olursa olsun, her zaman onlardan daha az parası olan birisi vardı. Nedeni ne olursa olsun, bütün yüzlere bir tür bezginlik veriyordu bu."

" Acıdan kaçarsanız coşku şansınızı yitirirsiniz. Zevk alabilirsiniz, hatta zevkin her türlü çeşidini alabilirsiniz, ama doyamazsınız. Eve dönmenin ne olduğunu bilemezsiniz."

" Zamana karşı çalışmaktansa zamanla birlikte çalışmanın iyi yanı, diye düşündü , zamanın boşa harcanmamasıdır."

" Herhangi bir güneş altında yeni bir şey olmadığını söylerler. Ama her yaşam, başlı başına her yaşam yeni değilse , neden doğuyoruz? "


Birbirine ay olan iki dünyanın birisi çok güzeldir , doğal kaynakları doludur , insanlar kapitalist düzende yaşar, zenginlerle yoksullar arası uçurumlar vardır. Bu dünyadan ayrılıp diğerine giden bir grubun yaşadığı diğer dünya toz içerisindedir. Karada havada hiç hayvan yaşamamaktadır. Bir tane bitkisi vardır. Burada insanlar herhangi bir otorite olmadan, yasaklar, zorlamalar olmadan hep birlikte çalışıp hep birlikte paylaşırlar her şeyi. Kahramanımız bu dünyada yaşamaktayken her şeyin ideal düzende gitmediğini görüp diğer dünyaya geri dönen ilk insan olur. Fizikçidir, kendi dünyasında önem verilmeyen buluşunu bu dünyaya verecektir ama. ..

Ursula yine insanı düşündürüp silkeleyen bir roman yazmış, her kitapta yeniden hayran oluyorum ona :)


Eveeet gelelim Sofi'nin Dünyası'na ...

Bu sefer bitirmeyi başardım. Ama aklımda ne kadar ne kaldı, onu bilemiyorum.

Bu bir felsefe tarihi kitabı. Bir kere okunup tamam denilecek bir şey değil. Hele benim gibi sözel dersleri yazmadan aklına hiç sokamayan (sınava kadar o da , sonra yine kalmıyor) biri için ha, o neydi , bu ne dediydi şeklinde geri dönüp bakmalarla dolu üç ileri bir geri gidilen bir kitap olunca daha da zor oldu.

Bir de geçen aylarda okuduğum uçuk Elric serisi, Sis kitabı falan düşünülünce bu kitabın hikâyesi çok da özgün gelmedi. Sanırım felsefe kitabı denmese de çok fazla felsefe yapan kitap okumuşum.

Ve yeniden söylüyorum. Felsefe beynimi yakıyor. Nerden geldiğimiz bir muamma, hiçbir şeyi açıklayıp anlayacak gücümüz yok . Efendim roman kahramanıymışım, yok bilgisayar karakteriymişim, aman makina piliymişim gibi şeyleri hiç umursamamaktayım. Şurada koltukta oturup bunları yazdığım anda hangisi olduğum ne fark eder ki?

" İnsan beyni bizim anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, onu anlayamayacak kadar aptal olmamız gerekirdi."

"Evrenin bir başlangıcı olduğunu öne sürmek evrenin bir başlangıcı olmadığını öne sürmek kadar anlamlıdır. Ama usun bu iki olasılığı da değerlendirmesi imkânsızdır. Evrenin her zaman var olduğunu iddia edebiliriz , ama bir şey başlangıçsız var olabilir mi? Olamaz dersek , bir önceki görüşün tam karşısında yer almış oluruz." 

"İnsan özgürlüğe mahkûm edilmiştir der. Kendini kendisi yaratmadığı halde özgür olduğu için.  Kendisi seçmeden dünyaya getirilip sonra yaptığı her şeyden sorumlu olduğu için."

"Kadın bizim kültürümüzde 'öteki cins' yapılandı. Özne olarak görülen yalnızca erkekti. Kadınsa erkeğin nesnesi haline getirilmişti. Bu şekilde kendi hayatının sorumluluğu da elinden alınmıştı. Kadın bu sorumluluğu tekrar ele geçirmeliydi. Kendine tekrar sahip olmalı, kendi kimliğini yalnızca erkeğinkine bağımlı olarak var etmemeliydi. Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu."