Sirkeci Garı'ndan ayrılıp PTT binasına gittik. Gitmişken çoğunlukla bulamadığım pullardan aldım, mutlu mesud :)

Ama tabi öğle tatili gelmişti, saat bir buçukta açılacaktı müze.

Eee, olsun, biz de etrafta gezer, biri ki parça alış veriş yapar, yemek yeriz o arada dedik..

Hem de ne güzel binalar vardı fotoğrafı çekilecek...

Giderken, bu eve güneş vursa ne güzel olur demiştim, dönüşte hemen o halini de çektim :)








Tabela, uydu anten, kablo gibi kirliliklerin arasında çekip çıkartabildiklerim :)






Sonunda bu caminin adını öğrendim. Her defasında meydandaki cami, ay neydi onun adı diye düşünmekten bir hal oluyordum, bu sefer kayda alabildiğimi umuyorum :)Yeni Cami anacım :) Bakmayın adına 1663'te tamamlanmış yapımı :)


Olmazsa olmaz güvercinlere biz de buğday attık :)



Cami avlusundan ..



Neden eskiden her yapıda bir zarafet varken şimdi bu kadar kaba ve ruhsuz hepsi?



Biraz da cıvıl cıvıl tezgâhlara ve dükkânlara baktıktan sonra kıyısından Mısır Çarşısı'na uğradık tabi. Ama gerçekten kıyısından.


Mısır Çarşısı 17. Yüzyıl'da ‘’Yeni Çarşı’’ ve ‘’Valide Çarşısı’’ adları ile anılmıştır. Ancak buradaki dükkânlar da satılan malların çoğunlukla Mısır’dan gelen mal ve baharatlar olması nedeniyle 18. Yüzyılın ortalarından itibaren ‘’Mısır Çarşısı’’ ismi ile anılmaya başlandığı görülmektedir. Mısır Çarşısı ismi yapının diğer adlarına kıyasla daha fazla kullanılmış olup, yabancı gezginler de seyahatnamelerinde yapıdan ‘’Mısır Çarşısı’’ olarak bahsetmişlerdir. (Mısır Çarşısı Sitesi'ne bakarsanız, bundan başka harika bilgiler edinebilirsiniz . Şuradan :)


Şu kalabalığa baksanıza.. Üstelik de hafta içi bir gün, hafta sonunu hayal bile edemiyorum...

O arada karnımızı da doyurup artık müzemize gidebiliriz diyerek yola çıktık ama sokakta aklımızı ne çeldi dersiniz?

O da bir sonraki yazıda artık :)

Meraklısına Not :)
Yine Mısır Çarşısı'nın sitesinden öğrendiğime göre Çarşı kelimesinin kökeni Farsça ‘’Cahar’’ (dört) ve ‘’Su’’ (taraf, sokak) sözcüklerine dayanmakta olup, dört sokak manasına gelmektedir.