Şimdi Size Yoldan Alınıp Nasıl İskeleye Işınlandığımızı Anlatacağım

Aralık 15, 2024

Bangkok'a gelirken en çok yapmak istediğim şey kanal turuydu. Su üstü marketleri çok ilginçti ama şehrin dışındaydı onlar, uzun sürecekti. Kanal boyunca giden bir tekneye binsem diye düşünüyordum fakat ne arayacak ne uğraşacak halim ve zamanım vardı. 

Uçağımız akşam olunca Metehan'la bu sabah sarayın tapınakların olduğu bölgeye gitmeye karar verdik. Hepsini gezmemize imkân olmadığından ulusal müzeyi gezeriz diye düşündük. Orası yürüyerek bir saat mesafedeydi. Tabii ki yürüdük.

Benim sırt çantam da olunca kalçamdaki kist iyice ağrı yaptı (çantada da ağır bir şey yok ama ) normalde gideceğimiz yolun bir sonrakinden dönelim de arada yeşillik gözüküyor, orada oturup dinleniriz biraz dedik. Yeşillik dediğimiz yer tapınağın bahçesiymiş. Biz daha kapıya gelemeden yoldu duran bir adam bizimle konuşmaya başladı. Metehan'ın üzerindeki şortla tapınağa giremeyeceğini, pazar tören olduğunu ,nerden geldik, nereleri gezdik bıcır bıcır konuşup duruyor. Bizim fazla vaktimiz yok sadece müze gezeceğiz dedik.  Müze öğlen kapanıyormuş (pek doğru bilgi gibi gelmedi) , kanal turu varmış bir saatlik, yüzen pazar falan da görüyormuşuz, büyük Buda heykeli de görünüyormuş ama o tadilattaymış. Gittiğimizde Tay fiyatı sormalıymışız turistlere daha pahalıymış. Biz ne olduğunu anlamadan bir de tuktuk durdurdu, bizi yirmi liraya iskeleye götürmesini söyledi. Dönüşte de sarayda bırakıyormuş , bizim gideceğimiz yer zaten. 

Normalde biri beni kandıramaz , aklımdakinden şaşmam. Ama aklımda kanal turu ve bir de tuktuka binmeden dönmemek olunca biz tuktuka bindik. İskeleye geldik. Kişi başı 1600 normal fiyat 1200 yerli fiyatı dedi adam. İyi hoş da nakit çalışıyorlar ve bilin bakalım kimin o kadar nakdi yok. Zaten otele benim bin bir söylenerek verdiğim kapora olmasaydı hiç yoktu da beş yüz lira (Lira diyorum hep zira Baht ile aynı değerde paramız) geri gelince cebimiz para gördü. 

Baktık Metehan'la birbirimize. Tuktuk bizi atm e götürüp para çekmemizi de sağlayacaktı bedavaya. Gel gelelim bizim para çekecek kartımız yok. İyi ki de yokmuş. Cebimde bir de elli dolar vardı. Onu söylemiştim adama. Biz konuşurken durumun iyiye gitmediğini anlayan adam araya girip kimseye söylemeyin ama elli dolara alacağım sizi diyerek bizi iskeleye aldı. (Bu arada Tay fiyatıymış, pöh, hiçbir yerlinin o kanalda geziye çıkıp bin iki yüz lira vereceğini sanmam )

Hahahaha. Hani oyunlarda bir yere giderken bir anda başka tarafa ışınlanırsın. Biz tam o şekilde tekneye ışınlandık. Yine kazıklandık ama en azından iki bin dört yüz yerine bin yediyüz gibi bir miktar verdik. Ve bir anda otantik Bangkok'un içinde bulduk kendimizi.

Metehan, "Anne amma ballısın, isteklerin elini kıpırdatmadan oluyor " dedi. Aman totomuzu kaşıyalım oğlum dedim.

Bir video yapıp YouTube a yükleyeceğim ihtimal ama şimdilik günün neşeli fotoğrafları olarak bir şeyler paylaşayım.

Bu arada uçaktayım şu an. Gelirken neredeyse tuvalette yer bulacaktık ama dönüşüm unutulmaz olacak modunda biznizde . Ama interneti yüklemeye yetecek mi göreceğiz :) (Yetti sanırım :)








Bu da bizi kanala ışınlayan kişi :D

Bangkok'a gidenler haber versin hangi köşede onu bulacaklarını söyleyeyim. Yani köşeyi söyleyeyim , o sizi bulur :D


Benzer yazılarım

2 Yorum