Yürüyüş

Temmuz 12, 2011

Dizin mi ağrıyor? Belin mi kötü? Bileğinde mi bir sorun var? Hiç fark etmez. Kulağına mp3 çalarını tak ve çık yürü. Hızlı olmak, uzun olmak zorunda değil . Sadece yürü. Bir müddet sonra farkı anlayacaksın.


Her yere mümkün olduğunca yürüyen birisi olarak vücudumdaki bilimum eklemler iyice ağrımaya başlayınca bırakmıştım yürümeyi. Ekim ayından beri sabahları yürüyüşe çıkıyorum. Önce o kadar yavaş yürüyordum ki. Hatta o sırada bacaklarıma ne kadar söz geçireceğimi bilmediğimden karşıdan karşıya geçerken bile araba gelene kadar yolu kat edebileceğimden emin olamayıp bekleyip duruyordum.

Şu anda ağrıyan bütün eklemlerim hâlâ ağrıyorsa da dizim nispeten daha iyi.Ben de artık eski hızıma kavuştum diyebilirim. Eskisi kadar uzun sürmese de en azından Metallica dinlerken ritmine ayak uydurabiliyorum. Kendimi çok daha dinç görüyorum. Sabah yürüyüşlerinde rastladığım "Atom Karınca" nın hızına yetişebiliyorum. (Ufak tefek jet hızla yürüyen bir bayan kendisi, ona o ismi taktım. Kendisi farkında değil ama hırslanıp yeniden eski hızıma kavuşmada büyük etkisi var:)

Diyeceğim o ki bahaneler hep var. Bahane olmayıp gerçek olanları da hep var. Hele belli bir yaştan sonra hep olacak. Mesele onlarla neler yapılabileceğine bakmak. Yapabildiğimiz kadarını yapmak.

Ha bir de üşenip yürüyüşe gitmezsem belimin ağrısından bir türlü güzel uyuyamıyorum. Oysa gidip geldikten sonra kıvrılıp bir köşeye uyuması ne keyif ne keyif :D

O kadar konuştum, yarın sabah bekliyorum hepinizi yürüyüşe :)

Herkese günaydın.

Güzel bir güne açılsın sabahımız :)

Benzer yazılarım

0 Yorum yap