26

Mart 12, 2024

Kendisini sesli kitaplara verdi Elisa. Ne bulsa dinliyordu. O arada yarım bıraktığı orta okul ve lise derslerini nasıl bulacağını araştırıyordu. Bir de para kazanması gerekiyordu. Mahkeme sürüp giderken yaşadıkları ise kâbus gibiydi. Bütün hayatı didik didik karıştırılırken öyle utanıyordu ki, o günlerde ne yapacağını bilemiyordu. Kocasıyla yüz yüze gelmesi gerektiğinde içinde beliren korkunun boyutlarına ise ayrıca şaşırıyordu. Yaşarken alışmış mıydı, böyle olması gerektiğini mi zannediyordu ya da tanıdığı insanlar arasında hâlâ en iyisi olduğunu düşündüğü için miydi bilemiyordu ama böyle korkmamıştı sanki. Ya da korkunun ne olduğunu da mı yeni öğreniyordu. Yaşadığı o duyguların korku olduğunu mu bilemiyordu. 


Zor zamanlardı. Hele İna tatilde ailesini görmeye ülkesine gittiğinde hepten eli ayağı birbirine dolandı. Kadın hem mesajlarıyla,hem  aramalarıyla onu yalnız bırakmamak için elinden geleni yapmıştı ama . 

....

O gece elektrik kesildi. Isıtıcının çalışması durunca sabah içerisi hemen soğumaya başlamıştı. 

- Hepimiz salona gelsek en iyisi olacak sanırım. Burada tüplü sobayı yakarız. Telefonları da acil durumlara saklayalım. Jeneratör var ama ne kadar gider bilemiyorum o yüzden sürekli çalışmasın.
- Telefonsuz nasıl vakit geçer ki .
- Ne o tatil modu hemen bitti mi ?
- Brovni mi yapsam bugün acaba .
- Fırın elektrikle çalışmıyor mu akıllım.
- Haaa. Doğru ya.
- Ocakta yapılacak birşeyler bulalım o zaman.
- İyi fikir.
 Hepsi mutfağa doluşmuşken onları kameraya çekti Elisa. Tam bir curcuna hakimdi mutfakta. Buradan bir yemek çıkacak mı acaba diye düşünürken gülümsüyordu.

- O kadar ince ayrıntıları düşünüp plânlıyorsun ki, seni bizim ekibe alsak ne güzel olur diye düşünürken buluyorum kendimi sık sık. 

Sabah erkenden karlar içindeki bahçeye ellerinde kahveleriyle çıkmışlardı yine. Bata çıka bankın olduğu köşeye ilerleyip orada orada kendilerine oturacak yer açmışlardı. Hiçbir yer görülmüyordu oturduklarında. Etrafta kar sessizliği vardı. Ve kokusu. Ne kadar masalsı bir an diye düşünürken Sal'ın konuşmasıyla şaşkın şaşkın ona baktı. Sonra başını eğdi hemen . Onun bakışlarıyla uzun süre karşı karşıya gelememişti. Öyle içten ve derin bakışları vardı ki ruhuna kadar okuyormuş gibi geliyordu. 

- Teşekkür ederim. Ne güzel olurdu. Ama benim devam eden mahkemelerim elimi kolumu bağlıyor  .Pasaportum bile yok zaten.
- Ne mahkemeleri. Gittiğinde hep merak ediyorum ama hiç sorma fırsatım olmadı.
- Oh , uzun hikâye .
- Eh, uzun zamandan sonra ilk defa vaktim bol. İstemezsen anlatma tabi ama.
- Yoo , anlatabilirim . Sanırım. Doğrusu ben de yapabilir miyim bilmiyorum. Ama sana anlatmak isterim.

O soğukta neredeyse bir saat bahçede durdular. Kendisi de inanamıştı bu kadar anlatabildiğine. Kendisine bakmakta olan gözlere bakamadan anlatıyordu. En sonunda bitirdiğinde ellerini tuttu genç adam. Öyle şaşırdı ki ellerine bakakaldı. 

- Çok büyük şeyler atlatmışsın. Biz de zorlu zamanlar geçirdik ama hiçbiri senin yaşadıklarında karşılaştırılamaz. 
- Ah , kendimi bu işi bulduğum ve sizlerle tanıştığım için çok şanslı hissediyorum. Hayatımda hiç arkadaşım olmamıştı , ilk defa sizi izlerken arkadaşlığın nasıl bir şey olduğunu öğrendim.

Elele orada otururken ne kar ne soğuk hissediyordu Elisa, sadece bu an hiç bitmese diye düşünüyordu. 

Diğer bölümler için tıkla.

Benzer yazılarım

0 Yorum yap