Kitap Salı
Mart 06, 2018Hımm, bu hafta yememiş içmemiş okumuşum demek isterdim ama ne yazık ki çılgınca yiyip içip okudum :\
Bahar Okuma Şenliği 'ne hızlı başladım sayılır. Ama yakında film festivali falan gelir ben de bahar keyfiyle sokaklara dökülürüm. Bir de bu çok okuma dönemlerinin peşinde uzun bir süre kitaplara hiç dokunasım gelmez. Teraziyim ya, hep bir şeye yüklenemem, dengeleyeceğim illaki :)
Neyse, bakalım kitaplara.
İlk kitabım şiir kitabıydı. Edip Cansever'in Masa da Masaymış dışında pek fazla şiirini bilmiyormuşum.
Bol bol instagramda yazdım dizelerini.
İkinci kitabım biraz kafamı dağıtmak istediğimden polisiyeydi. Polis olmayanlara da öyle deniyor değil mi :)
Doğrusu Metehan'la merak edip almıştık ama kitabın kabını içeriğinden daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.
Tam kitabımı okurken sipariş ettiğim dünya haritasının gelmesi pek hoştu. Bu haritada gittiğimiz yerleri kazıyacağız. Ama şöyle bir bakınca moralim bozuldu , gittiğimiz yerler minicik kaldı yav :)
Bu kitap etkileyiciydi. Bütün anne babalar okumalı bence. Okurken insanlar kendilerini tamamlamadan çocuk sahibi olmasalar keşke diye düşündüm.
Akıcı bir dili ve güzel bir konusu vardı. Çok sevdim .
Bu kitapla ilgili düşüncelerimi yazmıştım zaten.
" Lala o günlerde Şemsettin'i manevi olarak bazı şeylere hazırlamak için bir çok kez korkuyla bulandırılmış bir ruh halinin , umudun sarı başaklarla dolu tarlasında asla yeri olmayacağını söylemişti. ' Korku, içinde sadece karayılanların, yalan, döneklik ve alçaklığın göründüğü bir vahadır' demişti "
" Herhalde yine sabahtan beri kadın, erkek, yaşlı , genç demeden kandırdıkları kişilerin günahını çıkarmak için mescide üşüşmüşler. İmama sorular sormaya ve anlamını kendilerinin de bilmediği bir kaç Arapça ibare kullanarak yağcılık yapmaya, sonra da huzurlu bir kalple geri dönüp halkı yağmalamaya devam edecekler galiba." (Kitabın tercümesi de pek iyi değil sanırım, kimi cümleler ucundan kurtarıyor kimi tamamıyla manasız)
Bu Selçuk Altun'un okuduğum üçüncü kitabı. Diğer ikisi novella sayılabilecek kitaplardı ve birbirini tamamlıyorlardı.
Çok sevmiştim onları.
Bunu da çok sevdim . Sürükleyici hikâyesi, çözümlenecek gizemi , Tirebolu'dan Urfa'ya, Paris'ten İstanbul'a geniş coğrafyası ve derin sanat tarihi bilgisi ile insanı etkiliyor .
Kahramanımızla kendisi arasında o kadar benzerlikler var ki insan yoksa kendi hikâyesi mi diyor, sonra içinde geçen insanlardan birisinin fotoğrafı da olunca meraklanıyor iyice.
Kitabın kurgusuna gerçek insanlar öylesine yedirilmiş ki bir yandan bir çok kişinin gerçek hikâyesi de öğreniyorsunuz .
Aslında biraz Dan Brown havası var diyebilirim. Evet evet, bunu diyebilirim.
Diğer kitaplarını da okuyacağım. Neyse ki annemde var çoğu :D
"Nefes aldığın her anın keyfini sür, en azından etrafındakilerin salaklıklarını izle"
"Ağaçları ve yıldızları ıskalayan hayatı ıskalar."
"Belki de rüyada gerçek hayatımızı yaşıyor ve şu anda teferruatla uğraşıyoruz."
Kesin tavsiye ettiğim kitaplardan birisi oldu bu da.
Bakalım gelecek hafta salımıza neler yüklenecek :)
15 Yorum
İnsanlar kendini tamamlamadan, olgunlaşmadan, bir çocuğa (en az bir çocuğa üç, dört de olabilir)şefkatle, sabırla, sevgiyle bakabilecek olgunluğa ulaşmadan gerçekten çocuk yapmamalı. Özellikle sabır yaşla da ilgili çünkü. 18 yaşında anne olmak o yüzden hiç tavsiye etmiyorum. Bir çocuğu özellikle o minik yaşlarda bağırmadan, çağırmadan, azarlamadan, aşağılamadan, hele hele dövmeden büyütmek için sevginin yanısıra sabır, empati, olgunluk şart..gazetelerde görüyoruz insanlarda sabır, olgunluk, sevgi kalmamış, adam karısına kızıyor, çocuklarını öldürüyor....keşke böyleleri başta hiç çocuk yapmasa ya da evleniyor ama çocuklar hep dayakla, bağırarak, çağırarak büyütülüyor o çocuklardan hayır beklenir mi? Benim kızkardeşim bile bir dönem ilk çocuğuna çok bağırıp, çağırmış (eşinin yüzünden)şimdi çok pişman:(((
YanıtlaSilEline, emeğine sağlık, çocuk konusu benim çok önem verdiğim bir konu o yüzden uzun yazdım...:(
Gerçekten de çok önemli bir konu Müjdecim. Bu kitapta kendi hayallerine ulaşamamış bir annenin çocuğu olmanın kâbusunu yaşıyorlar. Etrafta çok var böyleleri. O çocuklara da o kadar acıyorum ki.
SilGerçekten mükemmel bir hikayesi var, çok etkilendim...
SilBir gün Mario Levi nin söyleşisine gitmiştim, demişti ki ilk roman mutlaka otobiyografi gibidir, bir kahraman mutlaka yazara benzer... Selçuk Altun un ilk romanı değil sanırım ama kendinden izler bırakmış ne güzel... Ben de Murat Güloğlu nun romanını okurken aynı hisse kapışmıştım. Hala da sabah haberi izlerken düşünürüm bu konuyu.. Romanı merak ettim listeme bir ekleme yapabilirim
YanıtlaSilHikâyelerini bir de kahramanın ağzından yazdığı için isana daha da inandırıcı geliyor , yazar da bankada çalışmış, Samsun da okumuş ve estet, kahraman da öyle. İnsan ciddi ciddi bir şüpheleniyor. Konu da merak uyandırıyor. Gerçekten güzel Sev.
Silİlk romanların otobiyografi gibi olması mantıklı aslında :)
İyi iş çıkarmışsın, Handan, maşallah sana. "Sana söyleyemedğim her şey"i birinci sıraya yazdım :))
YanıtlaSilÇok teşekkürler güzel kitap önerilerin için :))
Bloglardaki kitap önerileri benim ufkumu açtı, yeni yazarlarla tanıştırdı . O yüzden ben de daha detaylı yazmaya çalışıyorum artık okuduklarımı Yıldız :) Umarım sen de seversin.
Silhahah son zamanlardaki felsefem bu :D "Nefes aldığın her anın keyfini sür, en azından etrafındakilerin salaklıklarını izle"
YanıtlaSilKesinlikle çok güzel bir felsefe :D
SilMaşallah iyi okumuşsun. Sana Söyleyemediğim Her Şey'i ben de çok sevmiştim. Her anne babanın okuması gerektiği yorumuna sonuna kadar katılıyorum.
YanıtlaSilBu hafta kitaplara kaçtım Şule, çok iyi geldi.
SilEvet o kitap gerçekten okunup kendine çeki düzen verilesi bir kitap.
Bence azınmayacak kadar içi dolu kitaplar okumuşsun. Pek çoğu liseme yeni eklendi. :) Haritaya bayıldım ayrıca kazınıyor olması ayrıca güzel bir fikir :)
YanıtlaSilBiri dışında diğerleri dolu doluydu gerçekten de Birsen.
SilNe zamandır büyük dünya haritası istiyorduk, bunu görünce bayıldım, hemen sipariş verdim :)
VUHUHUUUUUUUUUU !!!!
YanıtlaSilHızın inanılmaz Handan ♥
Sana söyleyemediğim herşey kitabını daha önce duymuştum ama şimdi sende beğendim dedin ya, okunacak o zaman diyorum ben de ;)
Geçen hafta cidden başka hiçbir şey yapmadım sanırım Şebo :)
SilSen de o kitabı çok seversin eminim :)