Yolculuk- 1

Mart 07, 2017

Kasabanın marketinden aldığı ekmek ,peynir ve kocaman bir şişe kola ile biraz ötede yol kenarında duran kocaman ağacın altında oturdu. Bunaltıcı sıcak buraya uğrayamamıştı henüz, sık ve kocaman dallara bakarak teşekkür etti içinden.

Yavaşça kendisine sandviç hazırlarken çok yorgun olduğunu düşündü. Bir sene kendisini yollara vurma hayali , hayalken daha heyecanlı ve keyifliydi sanki. Hayalindeki gibi çılgın hikâyeler de yakalayamamış, hayatın içine dalmadan yüzeyden geçip gitmekteydi yalnızca. Eve mi dönsem acaba diye geçirdi aklından. Cebindeki iyice suyunu çekmiş cüzdanı da bunu onaylamaktaydı sanki..

Yemeğinden ilk ısırığını almıştı ki ağacın dallarından gelen sesler ve dal çıtırtılarıyla yerinden sıçradı..

Kaşla göz arasında oradan yanına atlayan kıza bakakaldı. Yoksa bir kadın mıydı , ufacık tefecikti ama bakışlarındaki yaşı büyük gibiydi sanki .Saçları kısacık kesilmiş, bir tayt üzerine kısa kollu salaş bir tişört giymiş, ayakları çıplak kadın da- evet kadındı o - ağacın altına oturuverdi. Bir an oradan uzaklaşmakla yeniden oturmak arasında kararsız kalan kız hikâye yok derken önüne düşene arkanı mı döneceksin diye kendisine söylenerek  yerleşti yerine..

Elindeki ekmeğin yarısını bölüp davetsiz misafirine uzattı. Karşısındaki biraz baktıktan sonra alıp kocaman ısırdı. sessizce yemeğe koyuldular.

- Bardağım olsaydı içecek de verirdim sana.

Kafasını kaldıran kadın kola şişesini görünce geldiği gibi hızla ağaca çıktı yeniden. Hareketlerini izlerken hayranlık duymaktan kendini alamadı. İnanılmaz seri ve estetik bir şekilde daların arasında kaybolduktan bir dakika sonra elinde bir plastik şişeyle geri döndü.

- Ooo bu işimizi görür.

Diyerek boş şişeye içecek aktarırken konuşmaya devam etti.

- Sirk cambazı gibi tırmanıyorsun ağaca, inanılmaz bir şey. Ben de kendimi sıra dışı zannediyordum. Sırt çantamı kapıp yollara düşmek pek zavallı bir yetenek. aslında yetenek mi ona da emin değilim. Yola çıkarken aklımda bambaşka şeyler vardı.

Yanlarına yaklaşan ayak sesleri ile susup gelene baktı.

- Harika, ben evde bir parça peynir iki kaşık çorba yemen için beş takla atayım, burada kıtlıktan çıkmış gibi tanımadığın insanların yemeklerine dal. Tira !

Tira ağacın arkasına geçip yemeğe devam etti umursamazca. Adam gelip karşılarına oturdu.

-Merhaba, adım  Gerare, bu maymun kadının ağabeyiyim. Umarım  sizi rahatsız etmemiştir. Doğrusu en son ne zaman duşa girdi onu bile bilmiyorum.

-Merhaba, ben Çiçu. Hayır hiç rahatsızlık vermedi. aksine kendimi çok yalnız hissettiğim bir sırada arkadaş oldu bana.

- Sabah treniyle mi geldin?

- Evet.

-Buralarda turistik çok bir şey yok aslında. Bol bol toz toprak ve nehir kıyısındaki bahçeler.

- Aslında hangi trene denk düşersem ona biniyorum, gittiğim özel bir yer yok. Buralarda kalabileceğim otel,pansiyon falan var mı?

- Sanmam, bir durak sonra inseydiniz merkeze varmış olacaktın, orada  bulabilirdin.

Biraz durduktan sonra tereddütlü bir şekilde devam etti.

-Eğer istersen bizim bahçemizde küçük bir kulübemiz var, orada kalabillirsin. Doğrusu yıllardır içine pek girmedik, bilmiyorum ne durumda ..

- Çok fazla param yok.

- Paraya  gerek de yok zaten, orada boş duruyor dedim ya. Gel bak , kalınabilir gibiyse istediğin kadar kal. Görünüşe göre Tira seni sevmiş, aksi halde ağaçtan başına birşeyler atardı.

- Hahaha, gerçekten mi?

- İnan bana, gerçekten.

Not: Uzun zamandır yine hikâye yazmak istiyordum ama bir türlü konu gelmemişti aklıma. Çıtır çerez,atıştırmalık, beyaz dizimsi bir hikâye ile yine karşınızdayım efeem. 

Yazının altındaki hikâye etiketine tıklarsanız eski yazdıklarıma ulaşabilirsiniz. Boşluk hafif gerilim ve soru işaretleriyle doluydu. Belki bir gün yeniden yazarım onu :) Diğer ikisi kısaydılar. 

Bloğumu yeni okumaya başlayanlar için bu açıklayıcı notu yazdıktan sonra umarım bu sefer sürekli yazabilirim diyerek noktayı koyuyorum :)

Benzer yazılarım

4 Yorum

  1. Aa, Handan'cığım hikaye yazdığını bilmiyordum, sen ne marifetli kadınsın, valla on parmağında on marifet, devamı da gelecek sanırım bu öykünün, kalemine sağlık :)))çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yazamıyorum Müjde, işte bir iki kısa şey karalamıştım. Hatta Bir Varmış Bir Yokmuş diye blog da açtım, burada parça parça yazdıklarım orada topluca var. Bak bakalım sevecek misin. (Linki yan sütunda var)

      Sil
  2. Anaaamm,süper oldu bu,hikaye de tam bizlik ha.Bir an orada olmak,o kulübeyi adam etmek,bahçeye bir şeyler ekmek istedim kız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha, aynı moddayım Sevda. O kulübeyi bize versinler :)

      Sil