Festival Günlüğüm / 9 (Son Artık :)

Nisan 16, 2016

Eveet bugün bilet aldığım son filme de gittim.

Bay Sim'in Çok Özel Hayatı.

Yine antidepresan filmmiş. Pınar olaya çok mantıklı bir açıklama yaptı, antidepresan filmler antidepresan hap şirketlerinin sponsorluğunda hazırlanmışsa neden bunalım oldukları kısmı daha manalı tabi :D

Neyse bu film bunalım değildi, hakkını yemeyeyim :)


İnatla fransız filmlerini seçmişim. Bu filmlerden biraz daha seyredersem franwızcamı hatırlayabilirim sanırım. İngilizceyi filmler sayesinde ilerlettiğim düşünülürse, gayet mantıklı :)

Filme gelirsek. Bu kadar olay, kişi, geçmiş,kitap, film bir araya gelip de hepsi nasıl karışmadan toparlanmış,  büyük başarı bence.

Bay Sim'in yalnızlığı ve hüznü komik olaylar eşliğinde gülümseterek sunulurken yeni tanıştıkları, gençlik arkadaşları, eski eşi, kızı, bir denizci hikâyesi, babasının gençliği, işi, yollarda karşılaştıkları tam bir curcuna ama aynı zamanda da herşey doğal ve yerli yerinde hiçbiri abes kaçmamış. Ama kardaki sahnede bitseydi klasik festival filmi işte diyecekken çok güzel bir sonla hepimizi gülümseterek sona ermesi en güzeliydi bence. Mutlu sonları severim :)

Afişe tıklayarak filmin iksv sayfasına ulaşabilirsiniz.

Tam 11 filmlik maceram sona erdi.  Hepsine girerken bakalım bu nasıl çıkacak merakımla sürpriz yumurta açan çocuklara benzettim kendimi :)

Dağ, Vicdanın Sesi ve Ezgiler Ezgisi duygusal ve hüzünlü halleri ve görsellikleriyle en sevdiklerim oldu. Zoraki Komşu ve  Karışma Anne de güzel ve komiklerdi, vizyona da gelebileceklerini düşünüyorum. Onlar da sevdiklerimden. Bir Kadın ve Bir Erkek hikâye yapısı eksik ve saçma olmakla birlikte gerçekten çok güldürdü beni. Arka plândaki Hindistan da seyre değerdi. Florida belki de her zaman genç kalmayacağımızı anımsatarak hayatı bir daha düşünmemi sağladı. Güneş Şemsiyesi tatil yerine bakışla farklı hikâyeleri sundu. Yaşamın içinden farklı renkler.. Maymunun bir milyon fotoğrafını çekip diğer kafese gidenlerden değil karşısına geçip onun gözlerine bakanlardan olmak istediğimi hatırlattı yeniden. Son'a hiç bir mana veremedim ama kaybolmuşluk hissini yaşadım.Doğru Zaman,  doğru zamanlamadan çok doğru insan olmanın farkını gösteriyordu. Ama bu ikisini izlemesem de olurdu :) Ve Bay Sim, karmaşık bir yolun sonunda kendisini buldu. Umut her zaman var öyleyse, değil mi?

Hoşçakal güzel festival. Seneye yepyeni bir macerada yeniden buluşuruz :)

Benzer yazılarım

8 Yorum yap

  1. Bacım izleye izleye bitiremedin vallaha kıskandım..bende ne yapayım camları sildim az önce bi kısmını tabii:):) telden bloglara bakıyorum ööleee işte:):)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bitti bitti Prenses :) Kıskanma kıskanma, ben bütün sene gittiğim filmleri bir haftaya sıkıştırdığımdan öyle şooldu, yoksam sinemaya gittiğim yok :D

      Aen benim camları bir görsen. Yani görürsün de cam olduğunu algılayabilir misin bilmem, çamur yağmış üzerine. Ama ben cam silemediğimden bir müddet daha buzlu csm havasında yaşayacağız mecburen :D

      Sil
    2. Gözlerim kapandığından bir sürü yazım hatası yapmışım ama hiç düzeltmeye uğraşamayacağım şimdi. Yoruldum biliyor musun sokaklarda sürtmekten. Ay, bakışların çok korkutuyor, kaçıyorum ben :D

      Sil
    3. Ahahaaaaaa:):):) öptüm seni:):)

      Sil
  2. Karışma Anne'yi merak ettim ;))Günaydın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baş rolde Susan Sarandon vardı Ayşe, komik ve güzeldi :)

      Sil