Festival Günlüğüm /1 :)

Nisan 07, 2016

Bugün İstanbul Film Festivali'nin ilk günüydü. (Günü daha doğrusu, hâlâ devam ediyor :)

Aynur'la izlemek istediğimiz iki film vardı, ikisine de bilet bulamamıştık. 

Peki pes ettik mi? Tabii ki hayır :)

Sabah on buçuk gibi bilet gişesinin önüne yerleştik, açılacak yerler için. İlk gün olması ve çalışanların tecrübesizlikleri dolayısıyla iş biraz karışsa da olaya el atıp kendi bilet kuyruğumuzu oluşturduk. Bütün gelenleri ona göre ayarladık. Sonunda saat on bir gibi on kişilik yer açılınca biletlerimizi kaptık.

Aklınızda bulunsun en az on kişilik (Küçük salondu bizim gittiğimiz) bazen otuz kırka kadar yer açılıyor. bekleyin gişe önünde :D

Bu arada bilet bulamadığımız bir buçuk matinesinde de dört bilet açıldığını görünce hemen onu da aldık.

Mutlu mutlu salona girdik :)

Aslında ben peş peşe iki film izlemekten hoşlanmıyorum pek. İç içe geçiyor hepsi diye. Ama ikisi de izlemek istediğim olunca bir seferlik kuralımı bozdum.

Zaten ilk film o kadar üfürüktendi ki , pek etkisi metkisi kalmadığından sorun yaşamadım :D


Doğru Zaman olarak gösterime giren ilk filmde bir kadınla erkeğin aynı günü iki farklı şekilde yaşaması anlatılıyordu. Bu tarz filmleri hep çok sevmişimdir ama bu sefer hiç etkilenmedim. Sanki yönetmen iki farklı senaryo arasından seçememiş de ikisini de çekip ortaya karışık yapayım demiş gibi bir hava vardı. Çok zorlarsam dürüstlüğün önemi falan gibi bir yerlere varabilirim belki ama o da kör gözüne parmak şeklinde işlenmiş diyebilirim :)

Bu arada filmin son iki dakikası yayınlanmadan ekran karardı. Bu arada salondan çıkanlar oldu. Ama bitiş jeneriği gelmediğinden anlamlandıramadık, film bitti mi bitmedi mi..(Malum festival filmi bu anacım, anlayamamak da normal :) Görevli çocuk ışık ve kapıları açtı. Tabi festival izleyicisi yerinden kıpırdamadı. Ben niye kıpırdamadım bilmem :D Filme o kadar katlandım sonunu da izlemeliyim mantığından çok sanırım işlerini doğru yapsınlar, hayatta bu kadarlık zevkimize de sahip çıkalım artık gelen vuruyor giden vuruyor ruhu içinde bekledim orada...


Tabi filmin sonu yeniden oynatılınca salonun bir kapısından çıkıp dönüp diğer kapısından yeniden girmek suretiyle ikinci filme geçtik.

Dağ isimli bu film diğerine göre çok daha duygusaldı. Baş rolde kolaylıkla empati kurabileceğim bir kadın (Anne, ev hanımı) olmasından büyük ihtimal bu filmi sevdim. Arada anlamlandıramadığım şeyler olsa da (Çok sembolik şeyleri de anlayamam da ben :) başından sonuna yüreğimde hissettim.

Filmleri merak edenler afişlerin üzerine tıklayarak İKSV sayfasına ulaşabilirler.

Yarın da gidip şansımı deneyeceğiz. Bakalım ona da bilet bulabilecek miyiz :D

Benzer yazılarım

12 Yorum yap

  1. Sıkıcı film kadar sinir şey yoktur hayatta diyorum:(((ama ikinci film iyiymiş neyse ki, ya Handan'cım festival filmleri genelde sıkıcı oluyor ama bu benim fikrim. İstisnalar kaideyi bozmaz tabii:) iyi seyirler yarın için:) umarım gittiğine değer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden festival filmlerini sıkıcı buluyordum Müjde. Şimdi aradan gerçekten çok beğendiklerim çıkıyor. O yüzden şansımı deniyorum. Bir de o ortam o kadar güzel ki. Sinema salonu sonuna kadar dolu, seninle aynı keyfi duyan insanlarla çevrilisin, hızla ilerlemese de ruhunu dinlendiren sahneleri de buldun mu senden mutlusu olmuyor :)

      Sil
  2. Yarın da çok şanslı olacaksın ve bulacaksın ;)
    Senin bu festival tutkuna bayılıyorum ve de çok özeniyorum... Belki bir gün ben İstanbula yerleşirim diyeceğim ama ihtimali bile yok :)) Olsa bile yerleşmem diye büyük konuşmuyum hadi :))
    Seni takip ediyim ben keyifli keyifli ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir gün buraya kaçsan da seninle festival filmine gitsek Şebnem:) Neden yapmıyoruz ki :)

      Sil
  3. Yonetmenlerde ve senaristlerde, izlyeici ne kadar anlamazsa, flim o kadar guzel olur, algisi bayagi gelismis:))
    Neyseki ikinci nefes aldirmis:)
    Gazan mubarek olsun, digerleri icin! :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar anlaşılmaz filmlere gitmiyorum ben gerçi Mevlüde. İlk film de anlaşılmaz değil sabun köpüğüydü. Bir de aynı sahneleri al baştan yeni konuşmalarla seyrederken sıkıldım :)

      Bakalım bugünkünden ne çıkacak :D

      Sil
  4. İstanbul'da yaşamanın güzelliklerinden..
    İyi seyirler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzellikler de olmasa Zeugma çekilecek gibi değil artık da..

      Sil
  5. Seni okurken o açılan bilet yerlerinin sebebini düşündüm . Organizasyon sorunlu ve nedense hiç kimsenin işini doğru dürüst yapmamasindan dolayı yaşanıyor sıkıntılar. Belkide çok tepkiliyim ama yer varken nasıl ayarlayamazlar anlamıyorum. Bulursun yarın da merak etme. Aynı kişiler aynı sistem sonuçta

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk gün ilk seans olunca sanırım karıştı Kadriye. Çocuklar gönüllü olarak çalışıyorlarmış. Yalnız ilk seans erken açmalarından nasıl korkmuşlarsa şimdi de kapıları ışıkları hiç açmıyorlar neredeyse :D

      Bilet sebebi de sanırım ayrılan kontenjanlar. Son dakika salondaki boş koltukları sayıp gişede yer açıyorlar.

      Sil
  6. bu tarz etkinliklere uzak kalıyoruz uzaklarda olunca :)
    keyifli seyirler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'un en güzel halleri, festival halleri Bahar :)

      Sil