Gün-lük

Ekim 22, 2010

Sabah 6:30 saatin zilinin çalması, kalkış. Büyük oğluşa kahvaltı. Hazırlanma. Üzerimizi giyinip 7:15 gibi okula gitme. Okul yolu servise binmeyecek kadar kısa, tek başına gönderemeyecek kadar yoğun bir caddeye sahip. Zaten oğluşun çantası da yüz kilo. Ben taşırken omuzum kopuyor oğluşa nasıl taşıtayım.

Hava yağmurlu değilse dönüş yolunda anneme telefon." Yürüyüşe geliyor musun?" Yarım saat güvercinler ve ağaçlar arasında yürüyüş. Anneyle sohbet . Dönüşte fırından ekmek. (Poğaçalara bakmadan fırından çık)

Eve dönüşte uyanmış yatakta kitap keyfi yapan oğluşla kahvaltı. Onun dersleri. Öğle yemeği hazırlıkları. Beslenme çantası hazırlıkları. Saat 12:10 gibi yeniden gidip giyinme. Küçük oğluşu okula verip büyükünü alma :)

İkinci öğle yemeği faslı. Bu arada babamız da uyanmış, aman günaydın :) Büyük oğluşun ödevleri, araştırmaları. Çamaşır, ütü, süpürge. Hâlâ yerleşmemiş eşyalara yer arama operasyonları.

O da ne akşam olmuş bile. Saat beş alarmı çalıyor. Ay yine git üst değiştir. İnan okul yolu falan değil beni bu günde üç posta üst giyinmek öldürecek. Küçük oğluşu al okuldan.

Dım tıs dırım tıs trinom falan :D

Benzer yazılarım

1 Yorum yap

  1. Hahahah :) Handan geçen sene ben de böyleydim. Küçüğü daha erken çıkıyordu okuldan, büyüğü 2 saat daha geç. Arada öğle yemeği saatinde de gidersem okula sanki bütün günü eşofman giyip çıkarmakla geçirmişim gibi geliyordu.

    YanıtlaSil