28 Temmuz 2007 Cumartesi
25 Temmuz 2007 Çarşamba
~
Dün akşam, akşam serinliğinde bir yerlere gidip yemek yiyelim dedik. Tabi evde iki klima çalışırken, insan öyle bir hayale kapılıyor. Dışarı çıkınca, akşam serinliğini bırak gece serinliği diye birşey bile olmadığını fark ediyorsun acıyla. Yok yok, ne deniz kıyısı ne bahçe, kapalı alışveriş merkezlerinden başka gidilebilecek bir yer yok.
Konuyla - daha doğrusu konularla- alâkasız ama, yıllardan sonra ilk defa fotoğraf bastırdık. Şu fotoğrafları ele alıp bakmak ne güzel bir duygu. Hepsi bildiğim fotoğraflar olduğu halde defalarca baktım :)
İşte buralarda durum böyle. Şimdi arka bahçede hamağa serdiğim pamuklarla ilgilenmeye gidiyorum ben :)
Haaa, çok enercikim, çok zayıfım, metabolizmam da o kadar hızlı ki sormayın gitsin. ( Secret :)
24 Temmuz 2007 Salı
Reklâm
20 Temmuz 2007 Cuma
Geldim :)
Sonuçta , günde toplam 10 15 adım attığımız tembel bir tatil daha geçti. Ve normalde el bile yıkayamayacağım kadar soğuk suda da denize girebildiğimizi öğrendim. Hem de daha çok giriliyormuş. Malum, bir kere girmeyi başarınca insan hemen çıkmak istemiyor. Üstelik ısınabilmek amacıyla da sürekli yüzmek durumundasın.
Ama tatil çabuk bitiyor:) Bu sabah ise bir uyandım karşımda deniz yok. Kahvaltıyı nereden veriyorlardı burada diye şöyle bir düşündüm. Neeeee kahvaltı yok mu? Garson yok mu? Oda servisi yok mu?
İşte böyle arkadaşlar. Gelen, hatır soran, merak eden, fırça çeken, ilk defa yolu düşen herekese teşekkür ederim :)
Ha, bir de tatilde "Sır" ra vâkıf oldum. E ben zaten biliyormuşum da uygulamada ufak hatalarım oluyormuş. Zamanı yavaşlatabilirim meselâ. Sonra, insanın gerçekmiş gibi içini sıcacık yapan hayallerin gerçekleşeceğini de bilirim. Ayrıca, tatile giderken yanıma tedbir olsun diye ilaç, şurup falan taşımam hiç, bunun hastalığı çağıracağını düşünürüm. Ama hep de oluruz nedense :D Meğer ben hasta olmayalım diye düşündüğümden oluyormuşuz. Oysa hepimizi sağlıklı hayal etmem gerekiyormuş. Dur bakayım şu sırrı bir deneyeyim dedim. Bilin ne oldu. O akşam günlerdir sonlarda süründüğüm pis yedilide nihayet yendim. Gerçi oyun tam bitmedi, bozuldu, yarım kaldı. Bundan sebep arkadaşlar bu sayılmaz dediler ama. Bence durumum kötüye giderken evren işe müdahale edip benim birinci olacağım yerde durdurdu oyunu :)
Yani uzun lâfın kısası:
Gülümseyin :D
Sağlıklıyız, enerjikiz, güçlüyüz, mutluyuz, güzeliz :)
Ay daha ne olsun.
11 Temmuz 2007 Çarşamba
Sürpriz
Zehracım, zambak, lale, yani çiçek, içerisinde bulunduğunuz sıkıntılar kısa süre içinde bitecek demektir. Hiç merak etme. Karpuz, ise öğle sıcağında aklına düşen kelime olduğundan , git bir bardak su iç anlamına geliyor :) (Aaa, o da sıkıntılardan kurtulacaksınız anlamına geliyormuş, ilginç :) Tirbüşon, senin eline düşen kurtulamaz kızım demek. Daha ne diyeyim, git fincanı yıka hemen :)
Gülçin canım, sende bir tatil havası sezdim. Yemyeşil çimenlere uzanıp çiçeklerin arasında dolaşan kelebekleri seyretmek falan. Siz bu hafta sonu şöyle güzel bir yere pikniğe gidin bence :) Bir de falda kelebek sakın dost gibi gözükenlere güvenerek riskli işlere atılmayın demektir onu da söylemeden geçmeyeyim.(Felsefe ile ilgili söylenecekleri söylemişsin, o konuda yorum yapmıyorum :)
Aslıcım, kısa bir araştırmayla zümrütün metafizik ve psikolojik etkilerini öğrendim :
Arkadaşlık, evlilik ve aile bağlarını güçlendirir.
Başarı ve doyum duygularını belirginleştirir. Yetersizlik duygusundan kurtarır ve yaşama karşı duyulan minnet duygusunu güçlendirir.
Kişiye sevgi duygusu verir. Yaşama sevincini artırır.
Yani gördüğün gibi çok faydalı bir taşmış. Bir nevi zaruri bir ihtiyaç, hepimizin sahip olması gerek muhakkak.
Gece canım, 26 eylül- 6 ekim arasında Nepal'e bir tur varmış. Bak ayrıntılar burada. Valla bence kaçırılmaması gereken bir geziye benziyor. Hatta içim gitti. Akşama Can'a söylemeyi düşünüyorum. Beni de götürsün..jpg)
Katrecim, Elif demek başlangıç demektir. Yeni bir şeylere başlayacaksın. Bak ben sana nefis bir şey buldum. İşte şurada. Neye başlayacağına karar verirken keyifle dinle.
Herkese günaydın. Pırıl pırıl bir güne açılsın sabahımız...
10 Temmuz 2007 Salı
~
Hadi biraz oyun oynayıp, kendimize gelelim. Klasik bir oyun. Çocukken çok oynadıklarımızdan. Herkes, kendinden öncekinin yazdığı kelimenin son harfiyle yeni bir kelime yazacak. Anlaştık mı? Bak üşenmek yok.
İlk kelimeyi veriyorum.
YAZ
9 Temmuz 2007 Pazartesi
#
Herkese günaydın.
Çok güzel bir haftaya açılsın sabahımız.



