Bu Yaz Günbatımı ve Gündoğumlarıyla Kalacak Aklımda Sanırım
Ağustos 20, 2016Evime gelip yorgun bacaklarımı uzattım. Fotoğraf makinamdakileri döktüm önüme.
İki İzmir var benim için.
Birincisi çalışırken gittiğim İzmir.
Ege Palas Oteli, otelde her haftasonu çıkış yaptıktan sonra dönüşte yeni oda vermeleri, artık değişen odalardan kafamın iyice karışıp resepsiyondakilere otelde bir sapık var dedikodusu çıkmasını istemiyorsanız bana aynı odaları vermeye çalışın demem. Zira eski odalarımın kapısını zorlamaya başlamıştım yeni anahtarlarla :)
Denize bakan odaların keyfi, Venedik Restorant'ı keşfettiğimizdeki mutluluk, telefon kartı satan adamın gıcıklığı, sinemaya girme teşebbüslerimiz...
Bir de yaşadığım İzmir.
Ayda bir rüyalarıma giren ilk evim. Çocuklarımın doğumu. Onların ilkleri. Bambaşka bir dünya.
Bu hem ziyaret, hem oğluş alma hem doktor randevusu hem arkadaş buluşması hem de yeni tanışmayla ( Hoş sevgili Çenebaz'la yeni tanışmışız gibi hissetmedim hiç, ama nihayet buluşabildik çok şükür :) geçen iki günde tam bir nostalji yaşadım. Bir tek evimizi görmeye gidesim gelmedi, belki bir gün dördümüz birlikte gideriz.
Hayatının bir döneminde ( ki on yıl dile kolay) yaşadığın yerde turist olmak hem hüzünlü hem mutluluk verici bir şey.
Ailesinden ayrı ilk doğumgünümü kutlayan yirmi beş yaşındaki Handan'a, akşam eve kaçta döneceğiz telaşındayken evli olduklarını hatırlayan yirmi yedi yaşındaki Handan'la Can'a, bebekleriyle eve döndükleri o gün hayatları boyut değiştiren yirmi dokuz yaşındaki hallerine, iki odanın kapısı önünde durup iki çocuğumuz mu var diyen otuz iki yaşındaki şaşkınlara gülümsedim.
Hayat ne çabuk geçiyor. Onlar hâlâ orada duruyorlar bense on yedi yaşımdaki oğlumla anıları paylaşıyorum.
O da bir gün gittiğinde Kordon'da gezerken, annemle iki gün boyunca arada yeme molaları vermemiz dışında sürekli yürüdüğümüz yer diyecek olabilir :)
Öyle birşeyler işte..
Ben İzmir'e ilk kez babamla gitmiştim, bütün hüznüm bundandır belki de...
16 Yorum
Ama olmaz ki,burnumun tam direği yanıyor şu an,gözlerimde de bir sulanma durumu var.Kardeşimin yaşadığı şehir ve benim gidemediğim....Kahveye gel diyorsun ya,ben kardeşime de gidemedim ki!!!!!
YanıtlaSilAllah kavuştursun Sevda. Umarım kısa sürede gidersin ziyaretine.
SilÇekimler yine şahane. İzmir bambaşka bir şehir. Orada yaşadığın, üstelik dolu dolu yaşadığın için çok şanslısın. İnşallah kısa zamanda yine gitme şansı bulursun ve güzel yeni anılar seninle olur :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Belle :)
SilÖzlemler hep olacak, neyse ki anılar hep bizimle,değil mi :)
Handancım, belki yüzyüze yeni tanıştık ama blogdan dolayı yıllardır tanışıyoruz.Ben de hiç ilk kez karşılaşmışız gibi hissetemedim. Muhabber kaldığı yerden devam etti:))))
YanıtlaSilÇenebaz
:) Yorgun yorgun geldiğin için teşekkürler Çenebaz. Cici hediyelerin için de. Sabuna da bayıldım bu arada,umarım yemeden durabilirim :D
SilEkimde oradayım! ! (İnşallah)
YanıtlaSilHayırlısıyla gelin, harika vakit geçirin Sevgi :)
SilAh Handan vurdun yine...
YanıtlaSilArada kelimeler beklenmedik yerlere götürüyor galiba Burcu.
SilHer ne kadar girişindeki gecekondu yığını beni şoka uğrattıysa da İzmir'i seviyorum. Sahili de, çarşısı da güzel. Ve gündoğumları... Onlar hep güzel ❤
YanıtlaSilYalnız çok sıcak anacım, orda yaşarken yazın akşama kadar burnumu bile çıkartmazdım dışarı. İki günde bir sürü güneş kremine rağmen yüzümdeki bütün lekeler çıktı Emine. Bir de kokmaya başlamış yine, yazık,ne güzel temzilenmişti oysa.
SilEtkileyici oldu ama şimdi bu :)
YanıtlaSilBu sefer de böyle geldi içimden Şenay :)
Silİzmire uzun yıllar önce bir kez gitmiştim. Güzel bir şehirdi. Kim bilir geçen zaman içinde ne kadar değişmiştir. Fotoğraflardan gözlemlediğim kadarı ile hala güzel. Fotoğrafların kendisi de çok güzel. Emeğine sağlık sevgili Handan.
YanıtlaSilSevgi ve selam ile.
Teşekkür ederim Sade :)
Sil